flatmates (larry)

8

uzun bir bolum. 🧍‍♀️

Harry önünde hızla duran Louis'nin arabası ile önce birkaç adım gerilemiş sonrasında yaklaşıp Louis'nin yanına binmişti.

Louis'nin camdan dışarı sarkan sol elinde yanan sigarası vardı, sağ eli ise direksiyondaydı.

Harry gözlerini kaçırdı, "Zamanın nasıl geçtiğini unutmuşum üzgünüm."

"Sorun değil kıvırcık." dedi Louis ve bir nefes çektiği sigarasını hafifçe üfleyip park ettiği alandan ayrıldı. O arabayı sürmeye devam ederken Harry de ondan gözlerini çekti ve dışarıyı izlemeye başladı.

Akşamüstü yavaş yavaş şehre çökmüşken gözleri yolda hızlı bir filmmiş gibi geçen ağaçlardaydı.

Louis kırmızı ışıkta durduğunda Harry yola döndü.

"İlk önce eve gidip hazırlanacağız."

Bara gidecekleri tekrar aklına geldiğinde aklına Luke geldi. Kimseye sormadan birini davet etmek istemezdi, sorun etmeyeceklerinden de emindi ancak yine de sormak istedi.

"Şey, oturduğum kafede çalışan bir çocuk var." Dedi Harry çoğunun boyası çıkmış ojeli parmaklarıyla oynarken. Kendini babasına ya da abisine, erkek arkadaşı olduğunu söyleyen genç kız gibi hissetmişti.

"Yani?" Dedi Louis yeşil ışık yandığında.

O arabayı tekrar sürmeye başladığında, Harry gözlerini kaçırdı. "Telefon konuşmamızı duydu, o da oraya gidiyormuş. Ben de ona borçluydum davet ettim, şey sorun-"

"Hayır olmaz." Dedi Louis omuz silkerek. "Ben barda birkaç güzelin tadına bakacağım." Dedi sırıtarak.

Harry gözlerini kaçırdı, aklındaki soruyu sormaya karar verdi.

"Louis?"

"Hm?" Dedi Louis sigarasından bir nefes çekerken.

"Senin yönelimin ne?" Louis soruyla anlık duraksasa da gözlerini kaçırdı.

"Bilmem." Dedi omuz silkerek. Hemen ardından sigarasını camdan dışarıya attı.

Harry gözlerini kaçırdı, "Özür dilerim, ben... Sadece merak ettim." Dedi Harry ona dönüp.

Louis omuz silkti. Bu konu hakkında konuşmayı sevmiyordu. Özellikle o zamandan beri.

Harry onun kırıldığını düşünüp kendine lanet etse de arabanın aniden durması ile gözleri dışarıya kaydı. Gelmişlerdi.

"Hadi kıvırcık, geldik." Dedi Louis inerken.

Harry de peşinden inip arkasından geldi. Louis anahtarı kapı deliğine sokup kapıyı açtıktan sonra içeriye girer girmez Clifford üzerine atladı.

"Minik oğlum!" Dedi Louis gülerek. Hızla köpeğinin yanına eğilip siyah kıvırcık tüylerini okşadı ve başına tekrar minik bir öpücük bıraktı.

Harry gülümseyerek içeriye geçti ve arkalarından kapıyı kapattı. Onlara gülümseyip bir süre izledikten sonra üst kata çıktı.

Clifford ile bir süre oyalandıktan ve mamasını da koyduktan sonra kalktı Louis, Harry için etrafa bakındı ancak o çoktan üst kata çıkmıştı. Hazırlanmak için o da odasına gitti.

Odaya girdi ve bütün dağınıklığın bir parkur oluşturduğu odada ilerleyip gardrobunun kapağını açtı.

İçinden askıdaki black sabbath tişörtünü ve siyah dar pantolonunu alıp üzerine giydi. Onların üstüne de siyah deri ceketini giydi.