flatmates (larry)

★

Harry uyurken yüzünde hissettiği sıcak öpücükler ile gözlerini kırpıştırdı. "Louuu..." Dedi, sondaki harfi uzatarak.

"Hadi uykucu uyan." Dedi Louis onun yüzünü incelerken. Bu onun yapmayı en sevdiği şeydi. Evlendikten sonra da yapmayı en sevdiği şey olarak kalacaktı.

Louis'nin birkaç ay önce özenle yaptığı evlilik teklifinden sonra ikisi de hazırlıklara başlamıştı.

Ve evet; bugün, onların düğünü olacaktı! Onlarca hazırlık, kıyafet, yemek, pasta, süsleme, mekan, şarkı, prova ve davetiye seçiminden sonra; sonunda, onlar da evleniyordu.

"Bugün evleniyoruz ve sen hâlâ uyuyorsun." Dedi Louis tripli bir sesle. Tabii ki dalga geçiyordu, çünkü küçük kızları bütün gece ağlamış ve erkek kardeşini de gür sesinden dolayı bir türlü uyutmamıştı.

Harry neden ağladığını anlayana kadar neredeyse deliriyordu. Annesini gece yarısı rahatsız etmek istememişti ve kendi başına da bir şeyler yapabilmek istemişti ancak kızının isteğini anlayamadığı için bu uğraşı en sonunda yatağın köşesinde onunla beraber ağlarken sonlanmıştı.

Louis, odaya geldiğinde onu öyle görünce yanına oturmuş, yine onu güldürmüş ve sonunda göz yaşlarını silip uyuması için onu ikna edip odaya göndermiş, küçük bebek ile kendisi ilgilenmişti.

"Çok yorgunum." Dedi Harry fısıltıyla.

Louis onu kolları arasına çekince gözlerini açmadan gülümsedi. Evinde olduğunu biliyordu. Ve bu his bütün yorgunluğunu alıyordu.

Louis saçlarını okşarken bir süre daha uykusuna devam etti, yaklaşık yarım saat sonra uyanmış, Louis'yi hâlâ kendisine bakarken bulunca şaşırmıştı.

"Sen, gitmedin mi?" Dedi Harry aniden.

"Gitmeli miydim?" Dedi Louis gülerek.

Harry güldü ve dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. "Bilmiyorum, ağzımdan öyle çıktı işte. Gidersin diye düşünmüştüm."

"Seni bırakmayacağımı biliyorsun." Dedi Louis gözlerine bakarak. Bu kelimelerin altında daha derin bir anlamın yattığını biliyordu Harry. Bu yüzden gülümseyerek yaklaştı ve burnunu hafifçe onun burnuna sürttü. O hâlâ gözlerine bakarken, hamleyi Louis yaptı ve öpüşmeye başladılar.

Ve, telsizden gelen ağlama sesi ile birbirlerinden yine ayrılmak zorunda kaldılar. Louis'nin gözleri telsizden sonra baş ucundaki saate kaydı.

"Sanırım kalksak iyi olacak, zaten saat de öğlene geliyor."

★

Kahvaltılarını ettikten sonra, salonda oturmuş bitki çayı içiyorlardı. Bu sırada ikizler pusetlerinde bir etrafa bakıyor, birde Harry'nin onlarla oynamaya çalıştığı, Louis ile lunaparktan aldıkları, minik ayıcıklara bakıyorlardı.

"Balayı için nereye gidelim?" Dedi Louis telefonuyla ilgilenirken.

Harry kaşlarını çatarak ona döndü. "Daha evlenmedik bile sevgilim."

"Bugün evleniyoruz ve burada okuduğuma göre evlenmeden en az üç ay önce balayını halletmemiz gerekiyormuş yani geç kaldık."

Harry güldü, Louis'nin yanına oturdu ve yanağını uzunca öptükten sonra gülümsedi. "Sevgilim, belki de balayı için biraz erkendir."

Louis kaşlarını çatınca gülümseyip ikizlere döndü. "Onlar daha çok küçük, sadece birkaç aylıklar. En azından biraz daha büyüdüklerinde onları da alıp beraber güzel bir tatile çıkabiliriz."