4

551 44 57
                                    


Harryle Zayn evi gezerken mutfağa gelmişlerdi. Büyük ve oldukça güzeldi, içeride kahverengi ahşap bir kahvaltı masası bile vardı. Bu evin bir aile evi olduğu belliydi. Harry'nin tek anlamadığı şey Louis'nin nasıl burada tek başına yaşadığıydı.

"Güzelmiş." Dedi Harry Zayn'e dönüp. İçeriyi süzmeye devam etti.

Bu sırada gelen köpek havlamasıyla Zayn'e döndü "Köpek?"

Zayn ona tam cevap vermek üzereyken gülerek onun yanından ayrıldı. Mutfağın kapısında dikilmeyi bırakıp hızla içeriye girip pencereden dışarıya baktı.

Siyah kıvırcık tüylü bir köpeğin kuyruğunu sallayarak ona bakmasıyla kıkırdadı.

"Köpek olduğunu söylememiştin Zayn!" Dedi Harry gülerek.

"Louis söylemiştir diye düşünmüştüm. Alerjin mi var?" Dedi Zayn kaşlarını çatarak.

"Sence alerjim olsa bu kadar sevinir miydim?" Dedi Harry ve elini mutfak camından uzatarak köpeği sevmeye çalıştı.

Bu sırada Louis onu Zayn'in arkasından gülümseyerek izliyordu. Tabii ki gülümsediğinin farkında olmadan...

Niall onu dürttüğünde gözlerini devirdi. Mutfağa girdiğinde Harry'e seslendi, "Sanırım arkadaşlarınla kaynaşıyorsun." Dedi Louis sırıtarak.

Harry gözlerini devirerek ona döndü. "Ha ha ha." Dedi sahte ve alaycı bir kahkahayla. "Çok komik. Keşke köpeğin kadar kibar olsan."

Louis sırıttı, "O halde onunla beraber kulübesinde kalabilirsin?"

Harry sinirle kaşlarını çattı. "Uyuz." Dedi sessizce mırıldanırken. Louis kıkırdadı. Onu sinir etmeyi seviyordu.

Yanına geldi ve kalçasını mutfak tezgahına yasladı Louis.

"Pekala kıvırcık." Dedi ona dönmesi için.

"Benim bir adım var." Dedi Harry ona döner dönmez.

Louis gözlerini devirdi, ne olurdu sanki biraz daha şaka yanlısı olsa...

"Her neyse kıvırcık." Dedi bilerek. "Taleplerini ve şartları konuşalım."

Harry kalp şeklindeki ve gül kurusu rengindeki dudaklarını büzüp gözlerini pencerenin dışındaki ağaçlara dikerek düşünmeye başlayınca Louis dudaklarına gerçek anlamda yapışmak istedi. Oldukça güzel dudakları vardı bu genç kıvırcık çocuğun.

Sonunda onun sesini duyduğunda gözlerini güzel dudaklardan çekip hızla ona çevirdi.

Harry onun dudaklarına baktığını fark etmişti. Yanaklarının tamamen kızarmasına engel olamadan konuşmaya başladı, "Şey sanırım... Ayrı oda ve bir tane de çalışma odası ayarlayabilirsen çok güzel olur benim için... Birde odamda kendime özel banyom olacak mı?"

Louis delici mavi bakışlarını yerde gezdirip düşünürken Harry'de onun yüzüne bakıyordu. Keskin yüz hatları ve hafif çıkmış sakalları ile yüzü çok uyumluydu... Okyanus kadar derin mavi gözleri yerdeki halıda gezinirken düşünceli olduğu belliydi. Aslında farklı şekilde tanışsalardı, biliyordu ki Harry bu adama deliler gibi aşık olurdu. Çünkü dışarıdan hiç parti çocuğu ya da zampara gibi durmuyordu. Ayrıca Harry onun komik ve kibar olduğuna emindi. Niall'ın onun hakkında anlattığı hikayeleri hep gülerek ve hayran kalarak dinlemişti. Aslında zihnindeki Niall'ın oluşturduğu Louis Tomlinson çok farklıydı. Karşısında gördüğü Louis ile benzerlikleri yok denecek kadar azdı.

Belki de arkadaşlarına karşı öyledir diye düşündü Harry. Sonuçta o, onun sadece ev arkadaşıydı.

"Garajda gitarım var orada ben çalışıyorum, sana da bodrumu ya da çatı katını verebilirim üst katta da bir çalışma odam var. İstersen sen de hem bodrumu hem de çatı katını alabilirsin. Ayrı odalarımız olacak kıvırcık tabii ki de seninle aynı odada kalmayı istemem." Dedi sırıtarak. "Ve, her odada özel banyo var. Üzgünüm ama beni duş alırken seyredemeyeceksin, ne yazık."

Harry gözlerini devirdi. Ve evet. Gerçek Louis Tomlinson, Harry'e göre, böyle biriydi. Herkesle flört eden ya da uğraşan, tek gecelik ilişkilerle yaşayan, sadece arkadaşlarına karşı iyi olan, komik parti çocuğu Louis Tomlinson.

"Anlaştık. Faturaları ve aylık alışverişi ne yapacağız?" Dedi bu sefer Harry.

"Faturaları ortak, aylık alış verişimizi de bir ay birimiz ya da yine ortak yapabiliriz. Onu boşver."

"Pekala" dedi Harry. Gözlerini kaçırdı, sanırsa teşekkür etmeliydi. Sonuçta ona evini açıyordu değil mi?

Louis başını salladığında kalçasını yasladığı mutfak tezgahından çekip, konuşmanın bitmesiyle odadan çıkan, Niall ile Zayn'in peşine takılıyordu ki kolunu tutan küçük parmaklarla durdu.

"Lou." Dedi Harry. Louis hiç isminin kısaltmasını annesi dışında kimseden duymamıştı. Kendini tuhaf hissetse de bir şey demeden ona bakan yeşil gözlerin sahibine döndü.

Harry'nin yeşilleri tıpkı gökyüzü gibi gözüken Louis'nin mavilerindeydi. Ona seslenince gördüğü duygu değişimini gözlerinden okuduğu gibi yeşillerini ondan kaçırıp yere dikti ve sessizce mırıldandı, "Teşekkür ederim, kalacak bir yerim yoktu ve sen-"

Louis gülümsedi, "Sorun değil kıvırcık, aynısını ben de yaşamıştım." Dedi ve konuşmasına izin bile vermeden çıktı mutfaktan Louis.

★★★

Harry oteline dönmüş bavulunu ve eşyalarını toparlıyordu. Bugün oteldeki son günüydü. Louis ona kalacağı odayı, çalışma odalarını da ayarlamıştı. Harry'nin Oldukça fazla eşyası vardı. Bunların hepsini otele getirirken bile zorluk çekmişti.

Eski ev arkadaşını hatırlayınca istemsizce ürperdi ve derin bir nefes aldı Harry. Artık o evde yaşamıyordu. Louis de öyle biri değildi. Eğer öyle biri olsaydı geçen sabah ondan özür dilemezdi.

Eşyalarını son kez kontrol ettiğinde yatağın üstündeki pembe kılıflı telefonunu eline alarak yatağa oturdu ve yorgunlukla derin bir iç çekti. Rehbere girip Niall'ı bulduğunda tıkladı ve telefonunu kulağına koydu, telefon çalmaya başladıktan tam bir kaç saniye sonra Niall aramasını cevapladı,

"Hazz!" Dedi Niall neşeli sesiyle.

"Nialler!" Dedi Harry kıkırdayarak, bütün yorgunluğu gitmişti sanki arkadaşını neşeli duyunca.

"Eşyalarını hazırladın mı, almaya gelelim mi seni?"

Harry önce başını sallasa da sonra telefonda olduğu aklına geldiğinde konuşmaya başladı, bu aralar bunu çok sık yapıyordu.

"Evet, gelebilirsiniz." Niall ona bir kaç dakika sonra orada olacaklarını söyledikten sonra kapattı ve Harry derin bir nefes alıp eşyalarına baktı.

Acaba yeni ev arkadaşı nasıl biri olacaktı...

Cokuykumgeldiua.

flatmates (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin