Harry yatağa girmeden önceki son hazırlıklarını yapıyordu.Pijamalarını giymek, dün biraz kestirdiği saçlarını topuz yapmak, dişlerini fırçalamak gibi.
Ağzını çalkaladıktan ve diş fırçasını yerine koyduktan sonra aynanın önündeki her sabah ve akşam içmesi gereken vitaminlere uzandı.
Vitaminlerini içtikten sonra yatağa oturdu ve telefonunu eline alıp saate baktı. Louis'nin şu saatlerde araması gerekirdi. Ancak nedense bugün onu aramamış, son günlerde de çok az konuşmuşlardı ki o da sadece mesajlaşmaydı.
Saçlarını topuz yapmamıştı çünkü Louis'nin görmesini ve belki de, beğenmesini istiyordu.Bazı geceler Louis onu görüntülü arardı ve bu gece de arayacağını düşünmüştü.
Onu beklerken yanında getirdiği eskiz defterini çıkardı ve bir şeyler karalamaya başladı.
Ne zaman çizim yapsa zamanın nasıl geçtiğini unutur ve düşüncelere dalardı. Bu da düşüncelere daldığı zamanlardan biriydi işte.Aslına bakarsanız, bu sabah olan olay Harry'nin canını sıkmıştı. Birkaç lise arkadaşı ile görüşmüştü. Bazıları evlenmiş, bazıları okudukları bölümden mezun olarak bir meslek sahibi olmuşlardı ki onların içlerinden Carla gerçekten sinirini bozmuştu.
Sürekli olarak, bebek istemediğinden, asla evlenmeyeceğinden ve bölümünü nasıl okulunu hiç bırakmadan birincilik ile bitirdiğinden bahsederek övünüyordu. Hatta, bir ara 'Senin yerinde olsaydım bebekleri aldırır ve kariyerime odaklanırdım.' diyerek gerçekten onu delirtmişti.
Bunları Louis'ye anlatmak istiyordu, o dalga geçer, onu güldürür ve rahatlatırdı ancak Louis bir süredir onunla konuşmuyordu, galiba ondan uzaklaşmaya başlamıştı.
Ardından telefonundan gelen titreşim başını çiziminden kaldırmasına sebep oldu.
Telefonunu eline aldı ve yanıtlamadan önce gelen aramanın kimden olduğuna baktı.Lou.
Yanaklarına pompalanan kanı hissedebiliyordu Harry. Görüntülü bile aramamıştı oysa ki!
Ona sadece mesajla ulaşmasından dolayı ceza olarak birkaç dakika beklettikten hemen sonra telefonu açtı.
"Harry?" Dedi Louis. Sesinin yorgun olduğu belliydi.
"Efendim?" Dedi masum bir sesle ve ondan gelen yanıtı bekledi.
"Uyumuyordun değil mi?"
"Hayır... Ben sadece..." Gözleri yatağının üstündeki defterde duran son birkaç gündür çizdiği Louis'nin resmine kaymıştı. "Çizim yapıyordum."
"Anladım, şey... Pencereden dışarıya bakabilir misin kıvırcık?"
"Ne? Niye ki?"
"Dediğimi yap hadi." Louis'nin sesinden gülümsediği belli oluyordu.
Harry kaşlarını çatıp yataktan kalkıp pencereyi açtığında sokakta kulağında telefonla dikilen Louis'yi görmeyi hiç beklemiyordu.
"Louis!" Dedi heyecanla. Sonra da saatin geç olduğunu fark edip sesini alçalttı.
"Yanıma gelebilir misin?"
"Gelirim tabii, bekle beni!"
Telefonunu kapatıp üzerine ceketini giymiş ve sessizce kapıyı açarak minik adımlarla merdivenden inmişti.
Sokak kapısını da açıp sessizce kapattıktan sonra Louis'ye döndü.Görmediği birkaç gündür sakalları uzamış, mavileri sanki daha da koyulaşmıştı.
Louis, Harry'i ilk gördüğünde gözleri direkt olarak karnına kaymıştı. Karnı sanki daha da şiş duruyordu. Bebeklerini ve onu özlemişti.
Minicik burnu soğuktan, yanakları da onu gördüğü için midir bilinmez hafiften kızarmıştı. Omuzlarına gelen bukleleri bu sefer biraz daha kısaydı. Kestirmişti saçlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flatmates (larry)
FanfictionHarry'nin yapabileceği en büyük hata, aptal bir parti çocuğu olan ev arkadaşından hamile kalmaktı. ★ mpreg ★ yazım yanlışı uyarısı #28 & #1 larry stylinson #1 larry #1 louistomlinson #1 harrystyles