31

357 39 21
                                    


Harry, gözlerini açıp nerde olduğunun farkına vardığında mutluydu. Sevdiği adam onun peşinden gelmiş, uzun zaman sonra da onun kollarında uyumuştu.

Uyanır uyanmaz yatağın başına uzandı ve telefonunu alıp Gemma'nın mesajı görüp görmediğini kontrol etti, mesajına karşılık gelmediğini fark ettiğinde gözleri saate kaydı.

Saat daha çok erkendi! Görmemesi oldukça normaldi. Boşuna endişelenmesine gerek yoktu. Tekrar Louis'nin kollarına dönerken, gece tam olarak fark etmediği manzara şimdi daha da netti.

Güneş daha yeni doğuyordu, binaların arkasından ışıkları belli oluyordu, gökyüzü kızılımsı bir renkteydi...

Bir süre Louis'nin kollarında uzanırken dışarıyı izledi.

Manzara o kadar güzeldi ki...

Sonra, başını çevirip Louis'ye döndü. Uyuyordu. Saçları yine dağınıktı ve biraz uzamıştı uzanıp saçlarını biraz düzeltirken belindeki kollarını sıkılaştığını hissedince gözlerini Louis'nin yüzüne çevirdi.

Mavi gözleri uyku mahrumluğu ile kısık bir şekilde ona bakıyordu, bir yandan da gülümsüyordu.

"Günaydın." Dedi belini okşayarak.

Harry gülümsedi. Kısık bir sesle, "Günaydın." Diyerek karşılık verdi.

Louis, Harry birazcık üzerine eğildiğinden önüne gelen saçlarını kulağının arkasına doğru yerleştirdi ve uzanıp burnunu öptü. Tüm bunları yaparken gülümsemeyi durduramıyordu. Kalbi maraton koşmuş gibiydi ve ciğerleri Harry'nin buklelerinin güzel vanilya kokusu ile dolmazsa sızlıyordu sanki.

Harry, onun ilk defa bu kadar yakınına geldiğinden daha önceden fark etmediği gamzelerine takıldı gözleri.

"Gamzen... Çok güzel." Dedi mavilerine bakarken. Dalmış ya da hipnoz olmuş gibiydi.

"Gamzem mi var?" Dedi Louis şaşırarak.

Harry gülümseyerek başını salladı ve Louis'nin sağ yanağına parmağını sürttü.

"Tam burada, çok güzel."

"Sen kendini görmüyorsun sanırım?" Dedi Louis ve onu yavaşça yatırarak üzerine çıktı.

Yanaklarına, burnuna, yüzünün her tarafına minik öpücükler bırakarak onu güldürürken kendini tutamadan dudakları boynuna kaydı.

Harry, boynu konusunda hassastı ve boynundan öpülmek gözlerini kapatıp yutkunmasına sebep olmuştu.

Louis boynuna minik öpücükler bırakmaya devam ediyor ve kokusunu içine çekiyordu, Harry kalbini durduracak bir güzelliğe sahipti ve o, bunu göremiyordu.

Çok utangaç, çok sevimli, çok körpeydi. Saf kalpli ve kibar olmasını çok seviyordu en çok... Onunla ilgili küçük şeyleri çok seviyordu.

Uyumadan önce saçlarını topuz yapması ya da iltifat edilince yanaklarının kızarması gibi bir çok şeyi...

Bazen onunla geç tanıştığı için üzülüyordu... Evan ile karşılaşıp ailesini onun gibi biri yüzünden karşısına alacağına, Harry yüzünden almayı tercih ederdi.

Ya da, almasına bile gerek kalmazdı,

Çünkü Harry, onu beklerdi.

"Loueh..." dedi Harry fısıldayarak. Vücudundaki bütün kan yanaklarına toplanmış gibi hissediyordu.

Harry, Louis'yi seviyordu, onu sevdiğini anladığında kendine birkaç gece kızmıştı hatta... Çünkü kalbini kıracağına adı gibi emindi... "O tür" çocukları tanıyordu. Hayatı boyunca arkadaşlarının ilişkilerinden tanıyordu...bir gün kaçındığı türden biriyle bir hayat kurmayı dileyeceği asla aklına gelmezdi, hep kırılıp kalbinin paramparça olacağına inanırdı...
İnandığı gibi olmuş, onu kırmıştı da.

flatmates (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin