flatmates (larry)

27

"Harry her şeyini aldın mı?" Dedi Louis Harry'nin üçüncü bavulu indirirken.

Sadece iki haftalığına çıkacağı küçük tatil için üç bavulun fazla olduğunu düşünse de Harry'nin ne kadar bakımlı ve 'süslü' olduğunu bildiğinden pek de garipsemiyordu. Bir diğer pembe renkli  bavulu da yere bıraktıktan sonra; beyaz bir tulum giymiş, uzun kıvırcık buklelerini dağınık bir topuz yapmış, şiş karnı ile merdivenden inen Harry'i görmesiyle onun inmesine yardımcı olmak için geri döndü.

"Neden bana söylemedin?" Dedi hızla koluna girerken.

"Neyi?" Harry koluna bir anda yapışan Louis'ye garipseyerek baktı.

"Merdivenden ineceğini! Sana yardımcı olurdum."

"Merdivenden inerken mi?"

"Şu an ne yapıyorum?" Dedi Louis ve belinden destek olarak onun inmesine yardım etmeye devam etti.

Harry, Louis'nin ilgisine karşı şımarmış hissediyordu. Hatta fazlasıyla hoşuna gidiyordu ancak bunun nereye varacağını bilemiyordu. Bebekleri doğduğunda aynı ilgi devam eder miydi? Ya da bir anda bütün ilgisini tamamen bebeklere yöneltip onu mahveder miydi? Bebekler doğduktan sonra eğer ona verdiği ilgiyi bir anda keser ve hayatına birini alırsa yıkılmaktan o kadar çok korkuyordu ki... Doğumdan daha çok korktuğunu söyleyebilirdi... Onu kaybetmemek için sonsuza kadar hamile kalmayı diliyordu bazen.

Bu sağlıksız düşüncelerden uzaklaşmak için de kabul etmişti New York'a gitmeyi. Annesine anlatması, konuşması ona her şeyi söylemesi gerekiyordu. Sonuçta biricik oğlu bir kaç aylık 'ev arkadaşından' hamile kalmıştı...

Annesi ilk tepki verdiğinde, sinirlenmekten çok, endişeliydi. Çünkü önceki ev arkadaşının oğluna yaptıkları dün gibi aklındaydı.

Tekrar aynısının başına geldiğini sanmıştı ve o kadar çok korkmuştu ki Anne... Harry ona zar zor olayı söylediğinde bile kendisi daha çok korkmasına rağmen Harry'e korkmaması gerektiğini, yanında olduğunu söylemişti. Sonrasında Harry bunun kendi isteği ile olduğunu ve Louis'nin nasıl biri olduğunu -üstü kapalı bir şekilde- anlatmış ve üzülmemesini söylemişti.

O zamandan beri ara sıra telefonda  konuşuyorlardı, bebek isimleri, bebek bakımı ile ilgili şeyleri araştırıyor bazen de annesiyle uzun uzun bu konuları konuşuyordu. ancak annesini özlemişti ve ona anlatacağı hala çok şeyi vardı.

Louis onu merdivenden dikkatlice indirdikten sonra Harry yavaşça çekildi. Louis onun aniden çekilmesini garipsese de bir şey demedi ve o kapıdan çıkarken bavulları eline aldı.

Ablası ve abisi gideli üç hafta oluyordu. Bugün Louis; Niall, Zayn ve Harry'i, havaalanına bırakacaktı. Üçünün de aynı güne uygun fiyata bilet bulabilmesi oldukça büyük bir şanstı.

Harry arkaya bindiğinde Louis de bavulları yerleştirip ön koltukta oturan Zayn'in yanına, şoför koltuğuna bindi ve kemerini takıp onlara döndü.

"Kemerinizi taktınız mı?"

"Evet? Ne o? Baba olmak için alıştırma mı yapıyorsun?" Dedi Niall dalga geçerek.

"Kapa çeneni Ni." Dedi Louis gülerek ve sürmeye başladı.

Louis onları özleyeceğini biliyordu ancak rahatlamayı ve yalnız kalmayı da istiyordu.

Yarım saatlik yolculuğun ardından havaalanına gelmişlerdi. Yolculuk sırasında erken kalktığı için ilk 10 dakikanın ardından uyuduğundan Harry için yarım saat hızlı geçmişti.
Çocuklar arabadan inerken Harry de tıkırtı ile uyanmış ve arabadan inmişti. gözlerini ovuşturarak bavullarını indiren Louis'nin yanına geldi.