Harry bugün okula gitmemiş koltukta ağrıdan kıvranıyordu. Kramplar ve bulantılar gittikçe artmıştı, üstüne baş dönmesi de eklenmişti. Üç haftadır devam eden bu süreç onu berbat etmişti ve artık bir gün olsun evde kalıp dinlenirse belki geçer diye düşünüyordu."İşte çayın." Dedi Louis içeriye girip onun için yaptığı bitki çayını kahve sehpasına bırakırken. Harry onun her türlü haline katlanmıştı şimdi sıra ondaydı, hasta olduğu için ona bakması gerektiğini biliyordu.
Yavaşça tekli koltuğa kendini attı. Harry bacaklarını kendine çekmiş karnına masaj yapmaya çalışıyordu.
"Hala geçmedi mi?" Dedi Louis kaşlarını çatarak.
Harry dolu gözlerle başını iki yana salladı. Canı çok acıyordu. Yavaşça doğruldu,
"Louis geçmiyor! Bıktım artık neredeyse üç haftadır aynı acıyı çekiyorum!" Dedi Harry burnunu çekerek.
Louis cevap vermeden onu izlediğinde Harry ona getirdiği çayını sehpadan alırken teşekkür etti ve içip midesini rahatlatmaya çalıştı. Sabah Louis kendisini iyi hissetmesi için en sevdiği kahvaltıyı -çikolatalı pankekler- hazırlamıştı ancak akçaağaç şurubundan dolayı Harry tekrar istifra etmişti.
Çayın yarısını içtikten sonra eczaneden aldığı vitaminleri içti ve tekrar koltuğa uzandı. Louis yavaşça kalktığında Harry ona döndü.
"Nereye?" Dedi dudağını büzerek.
Louis onun büzdüğü dudaklarına bakmamaya çalışarak boğazını temizledi. "Provaya. Öğleden sonra tamamen provada olacağım." Dedi ve üst kata hazırlanmaya çıktı.
Louis evden çıktıktan sonra Harry bir süre uyumaya çalışsa da başarılı olamayınca oflayarak kumandayı aldı ve televizyondaki kanallarda gezinmeye başladı. Ancak birkaç saçma; pembe dizi, sabah haberleri ve spor kanalları dışında pek bir şey yoktu. Kumandayı yerine bıraktığı sırada telefonunun çalması ile kaşlarını çattı.
Eline aldığında yabancı numarayı görünce gözlerini şaşkınlıkla açıp yavaşça doğruldu ve telefonu cevapladı.
"Merhaba? Harry Styles ile mi görüşüyorum?" Dedi genç bir kadın sesi.
"Merhaba, şey evet benim." Dedi Harry kaşları çatılı bir halde.
Telefondaki kadın "Bize part time iş başvurusunda bulunmuşsunuz." Dediğinde Harry'nin kaşları havalandı.
"Oh, evet siz şu Fransız restorantından arıyorsunuz değil mi?"
"Evet, ta kendisi. Eğer bugün uygunsanız sizinle görüşmek istiyoruz. Size söyleyeceğimiz adrese gelebilir misiniz?"
Harry hızla battaniyeyi üstünden attı ve doğrulup kalktı, aniden kalkınca başı dönse de yavaşça tutundu. "Evet, tabi." Kadın adresi söylerken telefonuna not aldı. "Birazdan orada olurum." Telefonu kapattıktan sonra sevinçle üst kata çıkmak için merdivenlere ilerledi Harry.
Odasına girdikten sonra üzerine krem rengi desenli bir gömlek altına da her zamanki siyah pantolonunu giyip yattığı için dağılan buklelerini düzeltti. Çok az da makyaj yaptıktan sonra hazır olduğuna karar verip kalktı.
Sonra gözleri aynasının önündeki her zamanki parlatıcısına takıldı. Onu da sürdükten sonra çantasını alıp odadan çıktı.
Alt kata indikten sonra kapının önüne geldi ve portmantodaki aynadan saçlarını son kez düzeltip yaptığı makyaja baktı, fazla abartılı değildi ve hafifti ayrıca fazla belli olmuyordu. Oradaki insanların garipsemeyeceğini umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flatmates (larry)
FanfictionHarry'nin yapabileceği en büyük hata, aptal bir parti çocuğu olan ev arkadaşından hamile kalmaktı. ★ mpreg ★ yazım yanlışı uyarısı #28 & #1 larry stylinson #1 larry #1 louistomlinson #1 harrystyles