"Louis, daha fazla taşıyamam." Dedi Harry elindeki iki poşeti de bırakmak üzereyken.Louis hızla poşetleri elinden almış, ve koluna girmesi için yaklaşmıştı. "Ben sana demiştim, sen ısrar ettin."
Harry, Louis'nin koluna girdi ve ona döndü. "Ama yorulacaktın." Dedi dudağını büzerek. Louis'nin gözleri bir anlığına o dudaklara kaysa da kendini toparlayıp önüne döndü.
"Harry, karnında iki bebek taşıyorsun. Bir dahakinde itiraz istemiyorum. Ben taşırım."
Harry bir şey demeden yaklaştı ve yanağını öptü. Louis, bu minik öpücük ile hafiflediğini hissedip gülümsedi.
Harry, onun bu hallerine aşırı sevinmişti. Evli bir çift gibi sokakta yürüyorlardı, Louis ona ilgiliydi, aynı zamanda bebeklere de ilgiliydi. Kendini onun sevgilisi gibi hissediyordu. Ancak gerçekte ne olduklarını bilmiyordu...
Flört mü ediyorlardı? Yoksa ebeveyn rolüne mi girmişlerdi? Hiç bir fikri yoktu.
Zihnini bu düşünceler sürekli kurcalıyordu.
"Geldik!" Dedi Louis Harry'nin evine doğru ilerlerken.
Bahçe kapısını açarak içeriye ilerledi Louis. Harry, Louis'nin kolundan çıkarak kapı zilini çaldı. Dünden beri Louis ileydi. Gemma'nın, annesine haber verdiğinden emindi. Bu yüzden annesinin 'Neredeydin!? Kiminleydin?!' nidalarını duyacağını sanmıyordu.
Louis poşetleri yere bıraktı ve elini Harry'nin beline yerleştirdi. Harry gülümsedi ve açılan kapıya döndü.
Anne onları görünce şaşırmıştı. "Harry, Louis!?"
Harry gülümsedi, annesi büyük ihtimalle onları beraber görmeyi beklemiyordu. "Kapıda beklemeyin, içeriye geçin hadi." Dedi gülümseyerek ve onlara yol verdi.
Anne poşetleri içeriye alırken Harry de ayakkabısını çıkarmaya çalışıyordu. Şiş bir karın ile bunu yapmak aşırı zordu.
Louis onun zorlandığını fark edince diz çöktü ve onun pembe ayakkabılarının bağcıklarını çözdü. Harry bu tatlı harekete karşı gülümsedi.
"Teşekkür ederim." Dedi yanaklarındaki gamzeleriyle.
Louis elini beline koyup onu içeriye yönlendirirken belini hafifçe okşadı. Bu 'rica ederim' demekti.
Harry hole girdiği anda burnuna dolan koku ile gülümseyerek annesine döndü.
"Elmalı tarçınlı kek yaptım, hadi salona geçin." Dedi Anne gülümseyerek.
Louis, Harry'nin peşinden salona girdiğinde ayaklarına dolanan tüylü şeyle irkildi. Başını eğdiğinde ise siyah beyaz pofuduk bir kedinin bacaklarına sürtüdüğünü gördü.
"Ah, Dusty." Dedi Harry kiraz rengi dudaklarını büzerek. "Şanslısın, beni senin kadar sevmiyor. Baksana! Gelir gelmez ayağına dolandı."
Louis gülerek ayaklarına sürtünen tüylü kediyi kucağına aldı. Kedi Louis onu alır almaz minik bir miyavlama çıkardı ve yeşil gözleri ile Louis'ye baktı.
Louis güldü, "Kimmiş bakalım pofuduk şey?"
Harry onun sevme tarzına güldü. Louis, tıpkı köpeğine yaptığı gibi Dusty'nin başına minik bir öpücük bırakıp onu Harry'nin oturduğu koltuğa bıraktı ve yanına oturdu.
Dusty koltuğun tepesinde bir süre dolaştıktan sonra yavaşça indi ve Harry'nin karnına sürtündü. Harry gülümseyerek karnını okşadı.
"Hamileler ile kedilerin iyi anlaştığını duymuştum." Dedi Louis gülümseyerek Harry'nin karnına bakarken. Harry, onun bakışlarındaki sevgiyi görebiliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
flatmates (larry)
FanfictionHarry'nin yapabileceği en büyük hata, aptal bir parti çocuğu olan ev arkadaşından hamile kalmaktı. ★ mpreg ★ yazım yanlışı uyarısı #28 & #1 larry stylinson #1 larry #1 louistomlinson #1 harrystyles