35

263 37 14
                                    


"Bu fotoğrafı annem onu yıkarken çekmiş! Şu tatlılığa bak!" Lottie ve Harry koltukta oturmuş davetlilerin gelmesini beklerken getirdiği albümden Louis'nin bebeklik fotoğraflarını inceliyorlardı.

Harry Louis'nin küvette uzanmış küçük bebekliğine baktı. "Çok sevimli!" Dedi gülerek. "Poposuna bak minicik!" Dedi Lottie, Louis'yi sinir etmek için.

"Ha ha ha. Çok komik Lottie. Hadi kalk da bana yardımcı ol. Şu süsleri asmam gerek." Dedi sandalyenin üzerine çıkarken Louis.

Bu laflarının üzerine Lottie gözlerini devirerek kalkıp yanına giderken Harry gülümseyerek onlara baktı. Birbirlerine sataşmaları birbirlerini sevdikleri içindi ve bu çok belli oluyordu. Louis'nin ailesine tekrar kavuşması onu mutlu ediyordu.

Harry'nin annesi ile Louis bütün hazırlıkları halletmişti. Kardeşleri de Harry ve onun gibi tekrar Londra'ya dönmüşlerdi.

Harry çok heyecanlıydı, sabah erkenden kalkmış, duş almış ve özenle hazırlanmıştı. Bu sabah Louis ona sürpriz yaparak dün Anne ile çıktıkları alışverişten aldığı güzel elbiseyi hediye etmişti. Harry de çok beğendiği için elbiseyi bugünden giymeye kadar vermişti.

Birkaç dakika sonra Harry hissettiği tekme ile gülümsedi. İkizler fazla hareketli olmadığından çabucak Louis'ye seslendi. "Lou! Tekme!"

Louis sandalyeden hızla inip yanına geldi. Öyle ki kalsın Lottie'nin üzerinden atlayacaktı. Harry'nin karnına elini koydu ve yavaşça okşadı. "Yetiştim mi!?" Dedi ona dönerek. Harry hafifçe başını sallayınca elinin altındaki minik hareketlilik ile gözlerini onun karnına çevirdi. "Bebeklerim?" Dedi yumuşak bir sesle. Harry pür dikkat onu izliyordu. Karnını okşarken bile bunu o kadar hafif yapıyordu ki sanki biraz daha dokunsa zarar verecekmiş gibi davranıyordu.

Yaklaştı ve karnına minik bir öpücük bıraktı. Hemen ardından başını kaldırdı. Harry'nin yeşilleriyle karşılaşınca bu sefer de onun yanağını öptü. Harry gülümseyerek Louis'ye baktı.

Birkaç ay önce tamamen hayatını boşa geçiren Louis, evini ve bir bakıma ailesini, öylesine bir partide tanıştığı kişiyle birleştirecek bir mucizenin gerçekleşeceğini söyleselerdi, gülüp geçerdi. Ancak şu an kaderin ve en ufak bir hareketin bile tamamen hayatını değiştirecek adımlara sebep olabileceğini biliyordu.

Harry'nin karşısına çıkmasından memnundu. Onunla mutluydu. Şakalarına gülüyor, ona moral veriyor, yeni şeyler öğrenmesine sebep oluyor, onu iyi hissettiriyordu. Bütün bunların nereye varacağını ya da nasıl biteceğini bilmemek onu korkutsa bile kendini anın büyüsüne kaptırmıştı çoktan.

Louis Harry'nin yanaklarının kızarışını izlerken çalan telefon sessizliği ve birbirlerine olan bakışları bozdu.
Harry telefonuna yönelirken Louis hala onu izliyordu.

Lottie gördüğü görüntü ile şaşkınlıkla, daha çok donuk bir ifade ile kalakaldı. Çünkü Louis Harry ile daha çok arkadaş gibi olduğunu söylemişti, aralarındaki mesafeden fazla bahsetmemişti. Bir arkadaş, bu kadar yakın davranır mıydı? Bu gözünden kaçırdığı ufak ayrıntı kafasını karıştırmıştı. Harry'nin annesine döndü. Anne, Lottie'ye bakıp gülümsedi. Anlaşılan burada olanların farkında olmayan sadece iki kişi vardı. Onlar da az önce birbirleriyle 10 yıldır evli gibi bakışan Harry ve abisi Louis'di.

Harry telefondaki Zayn ismini görünce gülümseyerek açtı. Konuştuktan bir süre sonra Louis'ye döndü.

"Zayn, havalimanındaymış. Beni almaya gelebilir misiniz diye soruyordu."

Louis hızla kalktı. Arkadaşını uzun süredir görmüyordu ve gerçekten de özlemişti. Hole ilerlerken Harry'e seslendi. "Hadi beraber gidelim, hem sen de hava almış olursun."

flatmates (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin