15

500 52 36
                                    

Sarılma kısmını geçtiklerinde ve Harry kapıyı kapattığında gözlerini kaçırdı ve ceketini çıkaran Louis'ye bakıp gülümsedi.

"Louis, biz..." Gözlerini kaçırdı. Louis ile arasında olanların ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonuçta herkes ev arkadaşıyla yatmaz ve ondan hamile kalmazdı. Özellikle de 'arkadaşıyla'. Ve bazı zamanlarda Harry'nin kafası çok karışıyordu. Louis onun ilgisini çekiyordu, bunu yalanlayamazdı. Ancak o, Harry için biraz ulaşılmazdı. Harry onun bütün bu olayları ile başa çıkabileceğinden emin değildi, ayrıca önceki ilişkilerinden kalan bazı sorunları vardı.

Louis sorduğu soruyu anlamıştı. Ancak o bir ilişki istemiyordu, birine bağlanmak çok zor bir şeydi. Birini hayatının merkezine koymak ise tamı tamına ona tersti. Ancak aşık olursa böyle bir şey olacağını biliyordu ve maalesef ki ne Harry'e ne de başkasına aşıktı. Bu yüzden sorusunu geçiştirmeye karar verdi.

"Ev arkadaşıyız ve sorumluluğu üstleneceğiz, yani bir bebeğimiz varsa..."

Harry gülümsedi, "Ona bakacağız."

Louis buna karşılık gülümsedi ve ceketini asıp ona döndü. "Belki de hafta içi randevu alıp bebeğin durumuna bakmaya gidebiliriz."

"Olur." Dedi Harry ve Louis duş almak için üst kata çıkacakken ona baktı. Gözlerini kaçırıp ona döndüğünde boğazını temizledi.

"Şey, yanımda uyursan iyi olur, Mide bulantısı ve kramplarında yardımcı olurum." Dedi ve o daha cevap vermeden üst kata çıkıp odasının kapısını kapattı.

Harry gözlerini kaçırdı ve gülümsemesine engel olamadan saate baktı, gece yarısını geçiyordu. Salona gidip kalpli battaniyesini aldı. Clifford uyumaya devam ediyordu. Koltuğun köşesindeki daima orada duran yün battaniyeyi hafifçe köpeğin üstüne örttü ve ışığı kapatıp üst kata çıktı.

Louis'nin odasına girdiğinde etraf yine aşırı derecede dağınıktı ve hafif bir sigara kokusu etrafı sarmıştı ki bu onu hiç şaşırtmamıştı. Eşyalara basmamaya çalışarak yatağın yanına geldikten sonra battaniyesini yatağa bıraktı ve Louis'nin komidinine baktı.

Bir adet sigara paketi, kırık bir pena, büyük, tamamı sigara izmaritleri ve külleriyle dolmuş siyah bir küllük, kırmızı üzerinde gözlerinde X olan bir gülen yüz çizilmiş çakmak. Odası, eşyaları, herşeyi o kadar çok ona benziyordu ki. Garip bir şekilde onun izlenimini eşyaları gerçekten yansıtıyordu.

Komidinin üstündeki dijital saate bakarken cuma olduğunu görünce sabah okula gideceği ve bu hafta sonu olacak sergisi aklına gelince gözleri irileşti ve hızla odadan çıkıp kendi, düzenli ve havalandırılmış, daima sigara kokmayan, odasına girdi.

Beyaz bir örtünün altında duran şövalesindeki tuvali bitirmesi gerekiyordu. Hızla örtüyü kaldırdı.

Resmi neredeyse bitmek üzereydi. Çizdiği büyük bir gözün içine mavi yıldızlarla dolu bir gökyüzü ve Londra'nın simgesi olan Big ben'i çizmişti. Tek gereken mavi gök yüzünü boyamak, yıldızları çizmek ve geri kalan tonlamaları halletmekti işte.

Önce yarın için götüreceği eşyalarını çantasına koyduktan sonra yarın giyeceği şeyleri seçmişti. Bu sırada Louis hala duştaydı.

Tuval için kullandığı, üzerinde bir sürü boya olan önlüğünü giydikten sonra taburesine oturdu ve birkaç mavi tondaki boyayı yine, tıpkı önlüğü gibi üzerinde boya lekeleri olan, paletine dökmüş ve karıştırmaya başlamıştı.

Beğendiği renge karar verdikten sonra saatin kaç olduğunu umursamadan boyamaya başladı.

Bu sırada Louis duştan çıkmıştı, sıcak duş ona iyi gelmiş kemiklerini resmen ısıtmıştı. Yağmurda kaldığından dolayı hasta olmamak için komidinin çekmecesini açtı ve içinden birkaç D ve C vitamini olan turuncu hap kutularını çıkardıktan sonra bir kaçını eline koyup yutmuş ve çalışma masasındaki şişeden su içmişti.

flatmates (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin