Bunlar Benim Değil, Bu Ben Değilim

357 36 1
                                    




Umay öfkeli gözlerini Baydemir'e dikti. Bu adamda kendisini rahatsız eden bir şeyler vardı. Sadece söyledikleri ve yaptıkları değil; yüzüne bakınca derinlerden gelen bir tiksinti duymaktan kendini alamıyordu. Yaşadığı sarsıntının da etkisiyle karşısındakini kendine her zaman yakıştırdığı tarza pek uygun olmayan şekilde ikaz etmekten çekinmedi.

"Beyefendi siz bana bir bakar mısınız lütfen. Birincisi Burkay'ın dediği gibi ben sizi kesinlikle hatırlamıyorum ve bunu bir fincan kahvenin çözebileceğini pek sanmam. İkincisi ben hayatımda hiç alkol almadım. Ve üçüncüsü üslubunuzdan kesinlikle hoşlanmadım, eğer gerçekten benim evlenmeyi tercih ettiğim adam olsaydınız kardeşimle bu şekilde konuşamayacağınızı bilirdiniz!"

Burkay ablasının yüzüne öyle anlamlı baktı ki neler olduğundan haberdar olmayan biri bile o bakışlardaki anlamı kavramakta mahir olabilirdi. Yıllardır görmediği Umay'ı görmüştü; kendisine değer veren, her zaman yanında olan Umay'ı. Eğer Umay böylesine çaresiz hissetmeseydi Burkay bu yaşananlardan son derece memnun olduğunu söyleyebilirdim. Yine de tüm bu hissettiklerini bir kenara bırakabildi.

"Umay lütfen sakin ol. Baydemir sen de biraz daha serinkanlı olabilirsen daha makul davranabilirsin. Hadi Umay üzerini değiştir ve hazır olduğunda bir nöroloğa gidelim. Tanıdığım iyi bir hekim var, onunla görüşeceğim hemen. Umarım çok yoğun değildir de başkalarının hakkını gasp etmeden bize bir öncelik tanıyabilir."

"Neden ablana Umay deyip duruyorsun? Şimdi de ona mı büyüklük taslıyorsun? Tam bir fırsatçı gibi davranıyorsun."

"Ciddi misiniz? Bu şekilde davranmaya devam mı edeceksiniz? Baydemir Bey'di değil mi? Sanırım haddinizin nerede başlayıp nerede bittiğinin farkında değilsiniz. Ne kadar zamandır evli olduğumuzu bilmiyorum ama eminim bunu daha önce de size söylemişimdir. Hoş böyle bir şeyin gerçekliği de hala şüpheli benim için, Burkay'ın şahitliği olmasaydı kesinlikle inanmayı denemezdim ama neyse. Bilmelisiniz ki kardeşimin bana adımla hitap etmesine alışık olduğum için ondan ben istedim abla dememesini. Sizden rica ediyorum kardeşime karşı kurduğunuz cümlelerde dikkatli davranın."

"Önemli değil... Lütfen Umay. Sen bir an önce hazırlan çıkalım. İnci Hanım lütfen siz de yardımcı olur musunuz; eminim eşyalarının yerini hepimizden iyi biliyorsunuz."

Burkay'ın sözleri Umay'ı şaşırtmıştı. Tam bir beyefendiye dönüşmüş ve kendisine yöneltilen ağır sözlere ılımlı yaklaşabiliyor olması onun hakkındaki umutlarının boşuna olmadığı anlamına geliyordu. Dün çocuk olarak gördüğü Burkay şimdi sahip olduğu mizacıyla büyüleyici derecede başka bir insandı. Üstelik bu olgunlukta farklı bir şeyler vardı. Öyle ki kendi düzeyini daha çocukça bulmasına sebep oluyordu.

İncinin gösterdiği giysilerin kendisine ait olduğuna inanmak istemedi. Pantolonların neden bu kadar dar olduğunu sorduğunda aldığı cevap artık pantolonların hep bu tip tercih edildiğiydi. Fazla sorgulamamaya karar verip İncinin danışmanlığında seçilen giysileri giydiyse de dün üzerinde olan bol keten pantolon ve spor tişörtten sonra kendini üzerindekilerle rahatsız hissetmemesi olanaksızdı.

"Affedersiniz, İnci Hanım. Benim şu durumum göz önüne alındığında resmi olarak tanışmış sayılmayız. Bana kendinizi tanıtabilirseniz memnun olurum."

"Tabii Umay Hanım. İnci ben. Ah, bunu biliyorsunuz. Ben ev işleriniz için burada çalışıyorum efendim."

"Lütfen bana o şekilde hitap etmeyin; yani efendim demeyin. Hiç hoşlanmam bu şekilde konuşulmasından. Bizim için çalışıyor olmanız bizi efendiniz yapmaz. Sonuçta siz aldığınız paranın karşılığını yaptığınız işle ödüyorsunuz. Bu da bizi bu alışverişte denk yapar."

ENTELEKTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin