Güzel bir bölümle yine karşınızdayım 🤭
Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum ❤️
Ne kadar çok oy ve yorum o kadar çabuk yeni bölüm demek🥰
Bölüm benden sana gelsin canım
pekSmer513 ❤️ güzel yorumların için teşekkür ederim 🥰❤️Harf hatalarım olursa affola bu aralar yoğunum. Malum yaz geldi işler başladı 😅❤️
🌷
Elimde tuttuğum küçücük kâğıt parçasına sığınmıştım. Bu küçük parça beni bu karanlık hayattan kurtaracak, özgürlüğüme kavuşturacak bir anahtar gibiydi. Umutsuzluğun gri duvarlarını yıkacak, beni bu çıkmaz sokaklardan alıp sevdiklerime geri götürecekti.
Bir zamanlar hayallerim vardı, umutlarım... Ama hepsi, Savaşın gölgesinde, birer birer kaybolmuştu. Burnumun üzerine çektiğim maskeyi düzelttim, biraz daha sıkıca kapattım yüzümü. İçimdeki korku, dışarıdan belli olmasın istiyordum. Üzerimdeki doktor önlüğünün büyük ceplerine ellerimi soktum. Parmaklarım, cebimdeki kâğıda sıkıca tutunmuştu. O kadar küçük bir şeydi ki, fark edilmeyeceğini umuyordum.
Bugün abilerimi görmek için buradaydım. Tanınmamak ve dikkat çekmemek için doktor kıyafeti giymiştim. Bu Savaş, beni hiç bilmediğim rollere bürünmeye zorlamıştı. Gözlerim her an tehlikeyi arıyordu, her köşe, her yüz tehdit gibi geliyordu. Savaş o kadar ince planlanmıştı ki, onun dehası beni hem hayran bırakıyor hem de korkutuyordu.
Hastanenin yan binasına, abilerimin odasını tam gören bir noktaya keskin nişancılar yerleştirilmişti. Bu keskin nişancılar, Savaş'ın tek bir hareketi ve telefonuyla abilerimi bin parçaya ayırabilirlerdi. Görevine sadık, soğukkanlı ve ölümcül biriydi, Savaş. Bir anlık yanlış adımım her şeyi mahvedebilirdi.
Elimdeki kâğıt parçasına baktım; üzerinde birkaç kelime ve bir adres vardı. Ailemi kurtarmamın tek umudu buydu. Ama burada, Savaş'ın hüküm sürdüğü bir dünyada, umut bile tehlikeli bir lükstü.
Adımlarımı sessizce attım, nefes alışlarımı yavaşlattım. Aklımdaki tek düşünce: "Buradan sağ çıkmak ve her şeyi sağ sağlim halletmem gerekiyordu." Bu dünya beni yutmaya çalışıyordu, ama pes etmeyecektim.
Benim en ufak bir hatamda, abilerimi oracıkta vuracağını söylemişti. Savaş'ın tehdidi, sadece dışarıdaki keskin nişancıyla sınırlı değildi. Hastanenin her köşesinde, duvarların ardında, onun adamları vardı. Kaçacak hiçbir yerim yoktu. Çıkmaz sokakların en karanlık noktasında sıkışıp kalmıştım.
Son çare olarak küçük bir not yazmıştım. Hayatta kalabilmem ve bu cehennemden kurtulabilmem için yerimi açıklayan tek umudum o kâğıt parçasıydı.
Koray'la birlikte sağdaki koridoru döndüğümüzde, aniden durmak zorunda kaldık. Karşımızda tüm heybetiyle Savaş duruyordu. Üzerindeki siyah takım elbise, vücuduna kusursuz bir şekilde oturmuştu. Sağ elini uzamış kirli sakallarında gezdiriyor, bu hareketle bile insanın üzerinde baskı kurmayı başarıyordu.
Kömür karası gözleri... Birçok kişiyi büyüleyecek kadar derin, karanlık ama bir o kadar da alev gibi yakıcıydı. O gözler, bir anda insanın ruhuna işliyordu. Gözlerim, istemsizce parmaklarımı o saçların arasına daldırmayı hayal etti.
Bu düşünceler, Koray'ın koluma dokunmasıyla paramparça oldu. Büyü bozulmuştu. Dakikalardır koridorun ortasında dikilip Savaş'ı izlediğimin farkına vardım. Yüzümde bir sıcaklık hissettim; utanç, yüzümü al basmıştı. Başımı eğip hızlıca yürümeye koyuldum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK: DİLEMMA
Teen FictionHızlıca beni kucağına aldığı gibi yatağa yatırdı. "Sen benimsin sadece benim bunu anla artık. Evli olupta karına dokunamamak nasıl bir duygu sen biliyormusun. Bitiriyor bu beni." Ben asla onun olmayacaktım korkarak gözlerine baktım. Ne yapacağımı hi...