100 bin okuyucuyu çoktan geçtik. Bende güzel okurlarıma dayanamayıp çok bekletmek istemedim.100bin'e özel bölüm attım
Bölüm kısa biliyorum ama 1 gün içinde bu kadar oluyor. Son bölümü dün atmıştım zaten.
Öncelikle okuyup , beğenip, yorum atan desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim. Sizler olmasanız ben yazmasam bu sayıya ulaşamazdık.
Yani herşey karşılıklı. Hepinize teşekkür ederim.
Bu bölüm benden tüm okurlarıma gelsin.
Beğenip yorum yapmayı unutmayın.
Yeni bölüm 50 vote 150 yorum yapılmadan atılmayacak bilginize❤️
Tabağımdaki yemekleri çatalımla oynuyor, bu olanlara bir anlam veremiyordum. Bu kaderin bir oyunumu ne hiç bilmiyorum. Ne diyeceğimi ne düşüneceğimi dahi bilmiyordum.
Ben düşünceli bir şekilde otururken, babamgil güle eğlene yemeklerini yiyor, sohbetler ediyorlardı. Başımı yerden dahi kaldırmıyor bir an önce bu işkencenin bitmesini istiyordum.
"Kızım sen neden hiç konuşmuyorsun?" Bu soru ile bakışlarımı tabağımdan kaldırıp. Ayşe Teyze'ye çevirdim.
"Kendimi iyi hisettmiyorum lütfen kusuruma bakmayın"
Bunu dememle Ayşe Teyze sağ elini benim sol elimin üzerine koyup. "Belli canım renginde solmuş senin"
Nasıl solmasınki hemen yanımda bulunan adam yüzünden ölmesem daha iyi. Tabi kadıncağız nerden bilsin böyle olmamın nedeni oğlu olduğunu.
"Ben odama gitsem size ayıp olurmu?"
Annem kaş göz işareti yapıyor, oturmamı işaret ediyordu ama benim ne durumda olduğumu bilse oda beni burada bir dakika bile durdurmazdı.
"O ne biçim laf kızım hastaysan git dinlen tabi"
Harun Amca'nın sesiyle minnet dolu bakışlar attıp oturduğum yerden kalktım.
"Size afiyet olsun"
Arkama bile bakmadan hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp odamdan içeriye girdim.
🍁
Kendimi yatağın üstüne attıp olanları kafamda toparlamaya çalıştım. Ama hangi ucundan tutarsam tutayım ele alınır bir yanı yoktu.
Başıma ağrılar girmiş, ağrıdan çatlıyordu.
Bu sırada odamın kapısı açılmış içeriye biri girmişti. Kim olduğuna dahi bakmadım Yasemin olmalıydı içeriye giren.
"Yasemin yanlız kalmak istiyorum lütfen gidermisin?"
Odada sesizlik hakimdi.
Aniden yatağın yan tarafı çöktü ve biri saçlarımı okşamaya başladı. Hızla yattığım yerden kalktım.Ama nasıl odama gelmeye cesaret ederdi.
"Delirdinmi sen ne cüretle benim odama girersin, çabuk çık git buradan yoksa bağıracağım"
O ise yüzüme bakmıyor benim kucağıma doğru bakıyordu. Neye baktığına bakmak için başımı eydiğimde. Elbisem yukarıya kadar sıyrılmış az daha iç çamaşırım gözükecekti.
Sanırım aniden yataktan kalktığım için üzerim açılmıştı. Üzerimi düzeltmeye çalışırken, Savaş üzerime çulanmıştı. Çığlık atmayayım diyede ağzımı tek eliyle sıkıca kapatmıştı.
"Ne güzel bir tesadüf değilmi güzelim. Kim derdiki ikimiz tam herşey bitti ayrıldık derken yeniden bir araya geleceğimizi. Oda yetmezmiş gibi babalarımızın en yakın arkadaş olacağını. Sen benim kaderimde yazılsın anla artık bunu."
Her konuşuşunda ılık nefesi yüzümü yalayıp geçiyordu. Tam yaklaşıp beni öpecektiki odanın kapısı tıklatılmıştı.
Yatakta ikimizide resmen yuvarlayıp yatağın yanı başına yere uzanmıştık. Sert zemine çarpınca sırtım acımış tam acıyla çığlık atacakken, Savaş az önce eliyle kapattığı ağzımı şimdi dudaklarıyla mühürlemişti.
Ben beni bıraksın diye çırpınırken o iki elimi tek eliyle tepemde birleştirip, iki ayağıyla ayaklarımı sıkıca kıskaca alıp, boşta kalan eliylede çenemi tutuyordu.
Kapı açılmıştı.
"İpek canım nerdesin?"
Odaya Yasemin gelmişti. Az önce beni bırakması için çırpınan vücudum, şimdi bir milim bile kıpırdamıyordu. Bizi bu şekilde görürse ve bunu biri duyarsa babam herkesin ağzına sakız olduk der beni Savaş'la evlendirirdi.
Yasemin sorusuna bir cevap alamayınca odadan çıkmış, kapı kapanmıştı.
Onun gitmesiyle Savaş'ın hareketsiz olan dudakları hareket etmeye başlamış, doya doya beni öpüyordu.
Tek eliylede elbisemi yukarıya doğru hafifçe sıyırıp sıcak eli soğuk bacağıma dokanmış, nazikçe okşuyordu. Bu hareketiyle tüm vücudum titremiş, kasıklarım sızlamaya başlamıştı.
Ağzımın içinden çıkan inilemeye mani olamamıştım. Savaş dudaklarıma küçük bir öpücük daha kondurup üzerimden kalktı.
"Bu kadarı sana bugünlük yeter. Bundan sonra seninle uzun uzun geçireceğimiz çok vaktimiz olacak"
Karşısında tüm zırhımı indirip ona kendimi bıraktığım için kendime lanetler ediyordum.
Savaş ayağa kalkıp pontolonundan bile beli olan koca kabartıyı eliyle sıkıp sağa sola sallayıp kabartıyı saklamak istiyordu sanırım.
Bu hareketi daha çok midemi bulandırmıştı. "Çabuk defol git buradan lanet herif yine nasıl bir oyun peşindesin bilmiyorum ama tüm oyunlarını bozacağım emin ol"
"Gideceğim ben ama sen benim yanıma geleceksin kısa bir süre sonra" demiş odamdan dışarıya çıkıp gitmişti. Arkasında ise koca bir enkaz bırakmıştı.
Hızla oturduğum yerden ayağa kalkıp duş almak için banyoya ilerledim.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
Yeni bölüm 50 vote ve 150 yorum sonra
gelecek okuyucu sayısı var beğeni ve
yorum çok düşük.🤔❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK: DİLEMMA
Teen FictionHızlıca beni kucağına aldığı gibi yatağa yatırdı. "Sen benimsin sadece benim bunu anla artık. Evli olupta karına dokunamamak nasıl bir duygu sen biliyormusun. Bitiriyor bu beni." Ben asla onun olmayacaktım korkarak gözlerine baktım. Ne yapacağımı hi...