7 BAR

4.7K 90 5
                                    

Merhaba ballarım yeni hikayemiz düzenlenmiş şekilde karşınızda. Çok bekletmeden bölüme geçmek istiyorum. Hepinizi öptüm sevdim iyi okumalar.

🌷

Omuzuma sertçe çarpmıştı. Bir elimle omuzumu ovalıyor, diğer yandan arkamdaki adama sinirleniyordum. "Kör müsün? Ne yapıyorsun sen ya?" dedim, sesim gergin bir şekilde titriyordu. Adam, yavaşça bana döndü. Kumral saçları dalgalıydı, kahverengi gözleri ise derin ve etkileyici görünüyordu. Saçının ön tarafı uzun olduğu için, arada sırada başını yana eğip yüzüne düşen telleri geriye atıyordu.

Boyu benden çok uzundu, yanında küçücük kalıyordum. İçimdeki sinir birden meraka dönüştü. Göz göze geldiğimizde, sanki etrafımdaki kalabalık kaybolmuştu. Tekrar omuzumdaki acıyı hissettiğimde, onun bakışlarıyla bütünleşmiş, dünyadan kopmuş gibi hissediyordum. Sadece ikimiz var gibiydik. Ne düşündüğünü bilmiyordum ama içimde bir çekim hissetmiştim; ona yaklaşmak, belki de o anı biraz daha derinleştirmek istiyordum.

Üzerinde siyah bir cin pantolon vardı. Pantolonun sol bacağına sarkan bir zincir, ona asi bir hava katıyordu. Üstünde bordo bir tişört vardı; bu renk, cildinin tonuyla güzel bir uyum sağlamıştı. Hafifçe gülümsedi, "bir şey mi oldu?" dedi.

Hem bana çarpıyor hem de sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Sinirimi bastırmaya çalışarak, "yok, olmadı canım. İyi misin sen? Hem bana çarpıyorsun, hem de 'bir şey mi oldu' diyorsun," dedim. Gülümsemesi, sinirimin yerini merakla doldurdu. Gözleri parlıyordu, bu beni daha da kızdırdı ama bir yandan da içimde bir sıcaklık hissetmeme sebep oldu. Sinirimin yerini hafif bir gülümseme alıyordu; bu durumda bile ona karşı bir çekim hissettiğimi fark ettim.

Karşımda resmen sırıtıyordu. "Güzelliğiniz karşısında bir an tutuldum kaldım sanırım, özür dilerim." dedi. Alaycı bir şekilde kaşlarımı havaya kaldırdım. "Sizi burada ilk defa görüyorum, yoksa böyle bir güzelliği unutmam ne mümkün." diye yanıtladım.

Hafifçe gülümsedim. "Her gördüğün kıza karşı böyle misin?" diye sordum. Bir elini saçının içine daldırıp geriye doğru attı. "Hayır, çünkü daha önce sizin gibi güzel bir hanımefendi görmedim." dedi. Sağ elini bana doğru uzattı. "Ben Mert."

Gözlerine ve uzattığı eline baktım. Elini tutup, "ben de İpek," dedim. Mert, tutmuş olduğu elimi ters çevirip nazikçe öptü. "İsminiz sizin gibi naif ve bir o kadar da tatlı. Tanıştığıma memnun oldum." dedi. Ben de sadece tebessüm etmekle yetindim, içimde bir sıcaklık hissettim.

Yavaşça tutmuş olduğu elimi bıraktı. Yan masada, kıvırcık sarı saçlı, kot şort giymiş ve üzerinde beyaz bir krop olan bir kız ayağa kalktı. "Mert, hadi gel artık!" diye seslendi. Kızın yanında dört erkek ve üç kız daha vardı; hepsi Mert'e bakıyordu.

Mert, kıza baktı, sonra tekrar bana döndü. "Kusura bakma, gitmem gerekiyor ama umarım birlikte bir içki içeriz." dedi. "Olabilir." diye yanıtladım, gülümseyerek. Yanımdan ayrılırken, içimde hafif bir hüzünle birlikte bir umut belirdi. Mert'in enerjisi ardında bir iz bırakmıştı.

Az önce onu çağıran kızın yanına gitti. Kız, Mert'i öpüp ona sarılırken içimde bir garip his belirdi. Mert'in onun sevgilisi olduğunu anladım ve daha fazla izlemek istemedim. İçimdeki kıskançlıkla başa çıkmaya çalışarak etrafa bakmaya başladım. Neden kıskanmıştım ki?

Biraz ileride, kızlar masaya oturmuş, siparişlerini vermişlerdi. Bir taraftan içkilerini yudumluyor, diğer taraftan meraklı gözlerle bana bakıyorlardı. Gözlerindeki ifade, sanki beni değerlendiriyorlarmış gibiydi.

Hemen yanlarına doğru gittim, sandalyemi hafifçe çekip oturdum. Buse, "Mert ne dedi sana canım?" diye sordu. Kızlar Mert'i tanıyorlardı sanırım. "Tanışıyor musunuz?" diye ekledi. Melis gülerek, "tanışmak mı? Buranın en popüler çocuğu Mert. Üç tane de burası gibi mekanı var. Kızların çoğu ona yalakalık yapıyor ama kimseye yüz vermiyor. Seninle konuşunca şaşırdık." dedi.

YASAK AŞK: DİLEMMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin