Baş ağrısı, yorgunluktan açılamayan gözler, susuzluktan kuruyan dudaklar, tüm bunlara sahip olarak uyanmıştım ve berbat hissediyordum.
Bütün bunların yanında yatağıma tepsiyle kahvaltı getiren bir adet Furkan vardı. Zorla dürttüğü kolumu kurtarıp başımı yastığa sürttüm. "Uyansana saat kaç oldu." Sinirli sesi yüksek çıktığı için gözlerimi yumup başımın üstüne bastırdım.
"Kaç oldu?" Diye sordum gözlerimi yumup.
"Dört oldu Meriç, daha yataktan kalkacak halin yok birde bana seninle yarın görüşeceğiz diyordun." Gaza getirmek için mi yoksa gerçekten umursadığı için mi söylediğini anlamadığım için birkaç saniye sessiz kaldım.
"Her yerim ağrıyor." Dedim oturup sırtımı yatak başlığına yaslarken. az önceki gülümseyen yüzü sekteye uğrarken duraksadı. " Doktor çağırtayım mı?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda sallayıp getirdiği kahvaltı tepsisini baktım göz ucuyla. Ne kadar hasta olursam olayım aç hissediyordum uzun zaman sonra.
"Bir şeyler ye ilaç içersin, baktık hâlâ kötüsün kalkar gideriz hastaneye ya da doktor çağırırım olmaz böyle." Sürekli itiraz edeceğini bildiğimden geçiştirmek için kafa salladım.
Tepsiyi önüme ittiğinde, biraz geriye kayıp bana alan açtı rahat yemem için. Tepideki kızarmış ekmeği koparıp bala batırdığım sıra onun sesini duydum. "dün Kürşat ile konuşmaya gittim." cümlesini bitirdiği an çiğnediğim lokma boğazımda kaldı.
Elimi yumruk yapıp göğsüme vurdum yutabilmek için. "Ne yaptım dedin ne yaptım?" boğazını temizlemek istercesine öksürdü ve gözlerini kaçırdı.
"Davut'un seni dövdüğünü ispiyonladım." dediğinde gözlerimi büyüttüm ciddi olamazsın dercesine. "Ne? seni dövmüş öylece yanına bırakamazdım bende dövemem kocaman adam gücüm yetmez bir kere, bende dövebilecek birine yetiştirdim." Zekası karşısında şapka çıkartırken aynı zamanda yediği halt için kızgındım.
Lokmamı yutup sinirli bir sesle homurdandım. "Ne tepki verdi?" Bana çok kızgındı, gerçi şu an kızgın olacak kadar bile umurunda olmayabilirdim çünkü seni sildim demişti. Bir umut sorayım demiştim işte.
"Haberi yoktu sinirlendi, ama sana baya bozulmuş belli, gelmek yerine doktora götürmemi istedi. Büyük ihtimalle yarını zor çıkarıp sabahına Davut denen hıyarın yakasına yapışacak sana ne sen ne mevzuma karışıyorsun ayağına yatıp hıncını çıkaracak." Bilmiş bir tavırla kafasını olumsuz anlamda salladı. "Çünkü kendisini de kandırmasın lazım bıyıklının."
Bıyıklı diyince tetikleniyordum ulan, içimden bir ürperti geçtiğinde yutkundum.
"Kızgın ama kızgınlığı ya da kırgınlığı her ne haltsa, geçince benden soğuyacak." Gözlerimi dilimlenmiş böreğe indirip bir tanesini aldım. "Hoşlanıyordu, ama onun tabiriyle gerçek yüzümü gördüğünde soğumaya başladı zaten. Bittik galiba biz." Sesim sonlara doğru kısıldığında dudaklarımı aralayıp böreği ısırdım. Gözlerim dolsun istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİĞER OĞLAN | GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. "Ne zaman kuzu postundan sıyrılırım sence?" Diye sordum alaydan yoksun bir gülüşle. "Kendinin bir kuzu olduğunu düşünmeyi bırakarak." Dediğinde alt dudağımı ısırıp keyifle omzuna yaslandım. "Oldukça yüzeysel bir tespitti." "Kesinlikl...