40

12K 1.1K 147
                                    

Sabahın ilk ışıkları arabayı aydınlattığında gözlerim yine elimi tutan elindeydi. Arabanın içinde oturmamıza rağmen üşüyordum biraz.

Kürşat yaklaşık iki saat önce uyuyakaldığında uyku bana hiç uğramadan gitmişti sanki. Ya da geçen gece erken yatıp ertesi gün akşama kadar uyuduğum için de olabilirdi bilmiyordum.

"Boynum tutulmuş." Hemen yanımdan duyduğum ses ile başımı kaldırdığımda, Kürşat'ın yeni yeni açılan gözlerini gördüm. Saçları dağılmış, elimi daldırmak isteyeceğim kadar güzel bir görüntü sunmuştu bana. Normalde bu kadar uzatmazdı, hep kısa olurdu saçları. Sanırım son günlerde berberine bile uğramayacak kadar düşünceliydi.

"Evde krem vardı, geçelim sürerim ben." Diye mırıldandım yüzünü süzerek.

Ellerini yüzüne çıkarıp ovuşturduğunda kafa salladı. Hâlâ uyumak istiyor gibi duruyordu.

"Şu piçi ne zaman göndereceksin evden?" Dediğinde anlamayarak baktım yüzüne. "Nispet yapıp duruyor çarpacağım duvara, izi kalacak bit kadar zaten." Nispet dediğinde aklıma gelen ilk ismin Furkan olmasına sonra gülecektim çünkü önce Kürşat'ın Furkan'ı ciddiye alıp sinirlenmesine gülecektim.

"Gidecek bugün." Dedim kendimi tutamayıp gülerken. "Hesaplaşmamız yarım kaldı önce onu tamamlayalım." Şu yılların birikimini üzerimden atsam iyi olacaktı. Lakin Furkan'ın akıllanma ihtimali hiç yoktu. Kızsam; kafasını eğer bitmesini beklerdi, dövsem dayağını yer sonra 'affettin mi' diye sorardı pişkin pişkin.

"Ne hesaplaşması?" Kaşlarını kaldırıp bana döndüğünde yerdeki bitmiş kahve bardağını alıp ona döndüm. "Uzun hikaye, anlatırım eve geçince." Bir şey demeden kafasını salladığında cebinden anahtarı çıkarıp kendi tarafının kapısını açtı. Peşinden bende çıktığımda eve doğru yürüdüm.

"Bunlar uyanmamıştır bu saatte." Arkamda duran Kürşat'ın sesiyle omzumun üstünden ona baktım. Daha sabahın başları sayıldığı için böyle söylüyordu. "Furkan içse bile erken uyanıyor, çocuğun her şeyi garip." Dedim zile basarken. "Uyanıktır o, açar birazdan." Kürşat'ın kaşları çatılırken, bunu Furkan hakkında bu kadar detay bilmemden hoşlanmamasına yordum.

Tam da beklediğim gibi oldu, elinde kahve bardağı ile kapıyı açan Furkan ile göz göze geldiğimde bir şey demesine müsade etmeden içeri girdim yanından.

"Piçe bak." Diye homurdandı Kürşat peşimden içeri girip ayakkabısını köşeye bırakırken. "Evi de sahiplenmiş." Dudaklarım istemsizce kıvrılırken Furkan'ın ona attığı kötü bakışları umursamadım.

"Ares uyandı ?" Diye sordum montumu asarken. Evin sıcaklığı üstümdeki soğukluğu emmişti sanki.

"Hayır." Dedi Furkan. "Ben de yeni uyandım sayılır, hem sen niye dışarıdan geliyorsun?" Diye sordu birkaç saniye sonra.

DİĞER OĞLAN | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin