ᝰ altı ay sonra...
Gerginlikle dizimi sıktığımda ortamda tek çıt çıkmıyordu. Üstelik yutkunmaktan boğazım yanıyordu.
"Başka bölüm yazdığını neden söylemedin bana?" Babamın sorusu ile bakışlarımı halıdan kaldırıp yüzüne çıkardım. Sonunda sessizliği bozmuştu..
Çatık kaşları ile yüzüme bakıyordu. Annem ise hemen yanımda oturuyordu. Tercih dönemini eve döndüğümde yapmış olmam sayesinde öğrenmişlerdi. öğrensinler istediğim için gelmiştim aslında.
"İlahiyat okumak istemiyordum baba." Gözlerimi yere eğip konuştuğumda dizimi sıktım. Konu yönelimime gelsin istemiyordum.
"Böyle anlaşmamıştık ama." Dedi imayla. Göz ucuyla anneme baktım. Araya girmesi gerekiyordu acilen.
"İstemediğim bölümü okuyup hayatı kendime zindan etmek istemedim." İtirafım sayesinde babamın kaşları çatılmıştı.
"Dini kendine eziyet mi görüyorsun?" Dediğinde anında kafamı iki yana olumsuz anlamda salladım. "Baba onu kastetmediğimi iyi biliyorsun, bölümü tercih etmediğimde dinden çıkmıyorum ya." Sesimi sonradan düşürdüğümde derin bir nefes aldım.
"Ama dinden uzaklaşıyorsun." Diye hatırlattı kendince.
"Baba peygamber bile mekkeli müşriklere böyle davranmadı.." Diye mırıldandım. "Üstüme çok geliyorsun." Salonda oturan Ares gülmemek için koltuğun kol koyulan kısmını sıktığında gözlerimi ondan çektim hızla. Gülmemem lazımdı.
"Öbür dünyada yakama yapışacaksın niye ben harama gittiğimde beni durdurmadın diye.." ciddiyetle konuştuğunda devam etti. "ben hesap veremem evladımı terbiye edemedim diye." Gözlerimi yumdum birkaç saniye. Sakin ol Meriç..
"Ben yapışmam baba valla." Ares'in gülüşü ile babamın sinirle onu salondan kovması bir olmuştu.
Keşke bende Ares'in ailesinde doğmuş olsaydım. Onlar o kadar rahattı ki, ares böyle muhabbetleri duyunca sadece gülmekle yetiniyordu.
"Bu saatten sonra ne desem boş.." Dediğinde hevesle yüzüne baktım. "İyi git oku ne okuyorsan, karışmıyorum daha." Kalbimden veya omuzlarımdan nereden olduğunu bile bilmediğim bir yük üstümden kalktığında annem elimi tuttu destek verircesine.
Kalkıp sarıldığımda, kızgın olmasına rağmen sarılışıma karşılık verdi babam. Birbirimize sıkıca sarıldığımızda gözlerimi yumup birkaç saniye kollarımı çekmedim. Babamın sonunda bana destek çıkacağını bilseydim hiç kasmazdım bu kadar.
Kollarımı çekip ayrıldığımda, "Ben birkaç saatliğine dışarı çıkıyorum." Diye haber verdim. Beni bekleyen biri vardı.
"Akşam çok gecikme teyzen ile enişten geliyor." Gülümseyip kafa salladım. Gelmeyecektim, eniştemi boğmak istemiyordum çünkü.
Telefonumu arka cebime sıkıştırıp ayakkabılarımı dolaptan aldığımda hızla ayağıma geçirdim. Bir an önce çıkmak istiyordum evden.
Merdivenlerden inerken Kürşat'a mesaj attım. Benimle gelmişti Aydın'a. Bir hafta kadar ailem ile kalacaktım o da burada bir akrabasında kalacaktı. Sonra beraber tatil planı yapmıştık. Benim sınavımın üstüne iyi geleceğini düşünüyordu.
Kapının önünde gördüğüm araba ile başımı eğip şoför koltuğuna baktım. Kürşat'ın bakışları da beni bulduğunda el salladım.
Arabaya bindiğimde öpmemek için kendimi tuttum. Babamın yörüngesinde olmazdı çünkü.
"Hadi hızlı sür de yolda öpeyim, burada öpemiyorum." Diye mırıldandım camı kontrol ederken.
Gülen Kürşat arabayı çalıştırdı bir şey demeden. Üstünde ki haki yeşili gömleği de ben almıştım. Benimle buluşurken giymiş olması beni gülümsetti. Giymezse tüm kolunu morartacağımı söylemiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/328148848-288-k12518.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİĞER OĞLAN | GAY
Roman pour AdolescentsTAMAMLANDI. "Ne zaman kuzu postundan sıyrılırım sence?" Diye sordum alaydan yoksun bir gülüşle. "Kendinin bir kuzu olduğunu düşünmeyi bırakarak." Dediğinde alt dudağımı ısırıp keyifle omzuna yaslandım. "Oldukça yüzeysel bir tespitti." "Kesinlikl...