DİĞER OĞLAN | GAY

36

Günün üçüncü bölümü, yarın bana bölüm at derseniz banlarım.

Önceki bölümleri okuyup okumadığınızı kontrol edin.

-

Kulakları kızaran oğlan ellerini birbirine sürtüp yerinde zıpladığında, ayağındaki marka botları zeminde ses çıkarmıştı. Beş dakikadır kapının önünde bekliyordu içerideki adamı.

"Ocağa uğramamışsın kaç gündür, Mahir amcayı başımıza sarma kurban olayım." Dükkanı kapatan adamın sesi ile kendine geldi üşüyen oğlan. Sonunda çıkıyorlardı ve geri dönmek üzereydi neredeyse.

"Kürşat bu arkadaş senden mi?" Dükkanı kapatan adamın cümlesi ile arkası dönük olan Kürşat omzunun üstünden geriye baktığında gördüğü bedenle kaşları çatıldı.

"Senin ne işin var burada?" Diye sordu Kürşat tamamen arkasını dönerken.

"Konuşmaya geldim, kurtsal muhabbetlerinizin bitmesini bekliyorum." Oğlanın huysuz sesi ile Kürşat'ın kaşları çatılırken yanındaki adam ülkücülerin sohbetine hitaben verdiği örneği komik bulup gülmüştü.

"Ne diyorsun lan sen?" Kürşat sinirli bir adım atmıştı ki oğlan korkuyla geriye kaçtı. "Senden önce Meriç dövecek o yüzden indir o patilerini kurt!" Korkusundan titremesine rağmen hâlâ laflarından geri durmayan oğlan ile Kürşat gözlerini devirdi. Elini kaldırmaya değer görmüyordu artık onu.

"Ya sabır." Diye söylenen Kürşat Dükkanı kapatan adamın omuzunu pat patladı. "Sen devam et, ben şunu gönderip gelirim." Dediğinde adam baş selamı verip arabasına yürüdü yavaş yavaş.

"Buyur." Dedi iki kelime faydalı kelam etmezse bırakıp gidecek olduğu oğlana.

Çünkü başı ağrıyordu.
Çünkü uykusuzdu.
Çünkü uyumak için yatağına yattığı an yanında uyuyan oğlanın yokluğunu ve aslında hiç olmayışının boşluğunu taşıyordu.

"Öncelikle normalde olsa seninde uzak durman için bin tane şeytanlık yapacak biri olmama rağmen yapmayıp gecenin köründe buraya gelişimi hazmetmek tam tamına kırk dakikamı aldı!" Diye elini kaldırıp dört yaptı sinirle Furkan.

"Ve sen Gökhan'dan daha inatçı bir adamsın bıyıklı, bu yüzden kelimelerimi dört kez gözden geçirdim çünkü sinirlenip ulumaya başlayacaksın hemen biliyorum."

Kürşat sabrının son demine geldiğini hissettiğinde alnında atan damarı fark etmeden boynunu ovuşturdu.

"Bana kalsa ne sen ne de Gökhan Meriç'i haketmiyorsunuz ama bugün Meriç'i o halde gördüğüm için dayanamayarak geldim buraya." Dediğinde gitmeye niyetlenen Kürşat'ın adımları  duyduğu son cümle duraksadı.