Yemek yenildikten sonra sofrayı toplayıp bulaşıkları tezgahın üstünde bırakmıştım. Geldiğinden beri hiçbir işe el atmayan Hasan'a yıkmayı düşünüyordum ama henüz haberi yoktu.
Ve sabahtan beri canım tatlı bir şeyler çekiyordu. Bizim gelirken aldığımız poşetlerde de bizim arkamızdan gelen çocukların poşetlerinde de benim sevdiğim, istediğim tarzda bir şey yoktu.
İç çekip salona girdiğimde elinde telefon ile bir şeyler yazan Kürşat'ı görüp gülümsedim. Salonda kimse olmadığı için rahatça yanına yürüdüğümde başını kaldırıp bana baktı oturduğu yerden. "Sonunda salmış Hasan seni." Dudaklarında ki alaylı gülümseme bana da bulaşmıştı saniyeler içinde. Yanına oturup başımı omuzuna yasladım. Kastettiği şey Hasan'ın deminden beri beni sürekli bir yerlere çağırıp Esra ile ilgili bir şeyler anlatma çabasıydı.
"Ben ona kaynanam derken şaka yapmıyordum." Dedim gözlerimi telefon ekranına çevirirken.
"Ve bu kız niye hâlâ sana yazıyor amına koyayım?" Ses tonumu ayarlayamayıp yükseldiğimde ağzıma hafifçe vurdu. "Küfür etme." Dedi gözlerini büyülterek.
"Ya başlatma küfürüne.." Diyip ekrana yaklaştığımda dudağımı ısırdım sinirden. "Niye yazmış yine?" Gerçekten niye herkes ben birini sevince açıkta seker bulmuş gibi o kişiye yöneliyordu? Gerçekten ekrana kafa atmama az kalmıştı.
"Yavrum gerileceğine telefonu alıp baksana mesajlara." Bakışlarım anında yüzünü buldu. "Harbiden mi?" Diye sordum gözlerimi kısıp. Böyle hemen veriliyor muydu telefona bakabilirsin diyerek?
Cevap vermeyi erteleyip parmağıyla üst mesajlara çıktığında göz ucuyla onu takip ettim. Bugünün tarihini gösteren mesajların başında durup bana verdiğinde heyecanımı gizleyip telefonu aldım.
Damla'nın Kürşat'ın eski sevgilisi oluşunu hiç hatırlamak bile istemezken şimdi benimleyken mesaj atması ayrı sinirime dokunuyordu ister istemez.
Kürşat müsaitsen buluşabilir miyiz?
Hayırdır?
Sana ihtiyacım var, babam yine.. kavga ettik.
Vurdu mu sana?
Yok, ben çıktım evden o raddeye gelmeden.
Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken Kürşat'a döndüm. "Babası onu dövüyor mu?" Diye sorduğumda Kürşat kolunu bana sarıp geri çekti. Sırtım göğsüne yaslandığında kısık bir mırıldanma ile "Evet." Diye yanıtladı.
Bakışlarım eskiye nazaran daha az, neredeyse kaybolan öfkemle mesajlara geri kaydı.
Beni bizim oradaki parktan alabilir misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİĞER OĞLAN | GAY
Teen FictionTAMAMLANDI. "Ne zaman kuzu postundan sıyrılırım sence?" Diye sordum alaydan yoksun bir gülüşle. "Kendinin bir kuzu olduğunu düşünmeyi bırakarak." Dediğinde alt dudağımı ısırıp keyifle omzuna yaslandım. "Oldukça yüzeysel bir tespitti." "Kesinlikl...