4. Bölüm

393 200 1K
                                    








2 yıl önce...


Telefonuma gelen bildirim sesiyle yatağımdan kalkıp, şarjda duran telefonumu elime aldım. Ekranda Arafın ismini görünce gülümsedim.

"Güzelim her şeyi hall ettim. Artık sende üniversite öğrencisi sin. Üniversitenin ilk günü yanında olacağım. Seni çok seviyorum. Seninle gurur duyuyorum."

Sonunda hayallerim Araf sayesinde gerçek olmuştu. Onun sayesinde ailemden gizli üniversite sınavına katılmıştım. Ben liseden mezun olur olmaz babam beni eve kapatmıştı. Üniversite okumak benim en çok istediğim şey iken, babam buna izin vermemişti. Benim okuyamayacak, ve ona çok masraf çıkaracağım düşüncesiyle okumamı engellemiştir. Açıkçası bu seferde izin vermeyeceğini düşünüyorum. Ama bu gece babamın karşısına çıkıp, gururla "senin kızın en yüksek puanla Hukuk fakültesini kazandı" diyeceğim. Belki benimle bu sayede gurur duyardı.

"Bende seni seviyorum. Teşekkür ederim senin sayende oldu. Bu gece babama üniversite kazandığımı açıklayacağım. Bol şans dile."

Arafın mesajına cevap verdikten sonra, telefonu sessize alıp, komodinin alt çekmecesi ne bıraktım.

Akşam yemeği için sofraya oturmuştuk. Annem tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Bu bakışlar "sofraya oturmak için izin aldın mı?" bakışı. Ben asla ailemle aynı sofrada yemek yemedim. Küçüklüğümden beri bu sofraya ait değildim. Annemin sert kurallarından biriydi. Hüma sofraya oturmaz. Hüma yemeğini mutfakta çalışanlarla yemelidir. Çalışanlar dediğime bakmayın. İki haftadan çok kalmıyorlar. Annemin katı kurallarından sıkılıp gidiyorlar. Benim için de değişiklik oluyor. Her iki haftadan bir farklı yüzler görüyor ve onlarla farklı sohbetler ediyordum. Bir keresinde bir çalışanımız bana "Allah sana sabır versin. Pek gençsin nasıl dayanıyorsun?" sormuştu. Ve sorduğu sorunun üzerinden bir saat bile geçmeden evden kaçıp gitmişti.

"Hüma kim seni sofraya davet etti? Benim seni davet etmediğim belli de." Annemin iğneleyici cümleleriyle babamda bana bakıyordu.

"Yoksa babana yediğin hatlarını söylemek için sofraya oturdun? Bence pek yeri değil. Ağzımızın tadını kaçıracağın belli." Annemin neden bahsettiğini anlamamıştım. Annem bana hep düşmanıymışım gibi davranıyordu. Küçüklüğümden beri hiç değişmeyen tavırlarından biride bu. Bana olan nefreti hiç geçmeyecek. Üstelik hiç bir suçum yokken.

"Ben bir halt yemedim baba. Bu sofraya sana güzel haber vermek için oturdum." Heyecanla söylediğim bu cümleme karşı, annem bana küçümseyici bakışlarla bakıyordu. Bu bakışları es geçerek sözüme devam ettim.

"Baba benimle gurur duyacağın bir şey yaptım. Ben üniversite sınavına katıldım. Ve Hukuk fakültesini kazandım." Ben babama heyecan dolu bakışlarla bakarken , babam bir elini yumruk yapıp masaya vurdu.

"Sen o küçük beyninle ne bok yedin? Bir daha söyle..!" Babamın bağırması, benim ürkmeme sebeb olmuştu. Korkarak babama baktım.

"Baba ben..."

Annemin araya girmesiyle cevabım yarıda kesilmişti.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin