19.Bölüm "Kabus ve gerçek."

162 73 39
                                    

Selam sevgili okurlarım. Okumazdan önce aşağıdakı yıldıza basmayı unutmayınız. Bölümle ilgili düşüncelerinizi belirtebilirsiniz. 💛💛

    "Uykucu. Kız uyansana."

   Allah'ım bu nasıl bir ses şu an uyanmam imkansız.

   "Hadi. Hüma kalksana..." diyen sesin sahibi durmadan yandan beni itekliyordu.

   "Küçük kurbağa."

   "Sus." Dedim. Nefret ettiğim şarkı sözleriydi.

   "Küçük kurbağa kuyruğun nerede?"

   "Tamam sus Sarp." Başımı zaten çatlıyor. Ağzında o kadar iğrenç bir tartı var ki anlatamam.

   "Dün gece kendini Teomanın şarkısına kaptırmıştın, üstüne o kadar içmiştin. Sen dün gece nasıl bir rezillik yaptığını hatırlıyor musun.?"

   Şarkın bunu demesiyle başımı gömdüğüm yastıktan kaldırdım. Dün çok içtiğimi biliyordum ama hiçbir şeyi hatırlamıyorum sanki. Bir kahve içersem kendime gelirim.

   "Sen ne tür bir rezillikten bahsediyorsun."

"Ha sen ciddi ciddi hatırlamıyorsun Kerem'in üzerine kustun."

   "Ciddi misin bu çok iğrenç bunu yaptığıma inanamıyorum." Tabii ki de böyle bir şey yapmadığımı biliyorum. Sadece benimle dalga geçtiğini anladığımı anlamadı.

   "Saat kaç Sarp."

   "Gerçekten mi Hüma? Ben sana kustuğunu söylüyorum sen saat kaç diyorsun."

   "Sarp beni kandırdığını biliyorum ve beni sen getirdin. Ve ben sadece restoranın tuvaletinde kustum." Üzerimdeki yorganı kenara çekilecek yatağımda doğruldum. Başucundaki komodine uzanıp telefonumu elime aldım. Telefonun ekranında saate baktığımda "oha saat akşam olmuş neredeyse. Niye uyandırmaya çalışmadın. Biraz daha çabalaman gerekirdi." Diyerek Sarpa baktım.

   "Gerçekten mi Hüma? Yok artık." Bu haline gülümseyerek baktım. "Sen bunları boş ver de. Asıl olaya gel." Diyerek yanıma oturdu.

      "Hani evden aldığın mektup var ya, gecenin sana bıraktığı mektup ve ben onu dün gece okudum."

   Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti.

   "Deden şirketin büyük bir hissesini sana miras olarak bırakmış. Ailen bunu..." Sarp'ın dediklerini dinlememin sebebi mesajı gönderen kişiydi.

   Mesaj bilinmeyen numara. "Annenin katilinin kim olduğunu biliyorum eğer öğrenmek istersen sana atacağım adrese tek gel."

  "Hey beni duyuyor musun." Şarkı dinlemezdiken bir mesaj daha geldi.

   "Sakın birini bundan bahsetme annenin katili ile yüzleşmenin vakti geldi."

   "Hüma iyi misin?"

   Bunun Sarp'a söyle diyen iç sesimi kulak ardı edip  söylemeyeceğim. Aslında Sarp'a söylersem daha doğru olur. Ama tek gidip annemin katilini görmem, Ona bunu neden yaptığını sormam gerek.

   "Şimdi hatırladım eve gidecektim Yusuf beni özlemiş onu parka götürecektim."

   "Tamam hadi hazırlan seni bırakayım."

   "Yok yok. Ben taksiye biner giderim. Nilüfer zaten kapıda bekçilik yapıyor seni görürse yapışır bırakmaz."

   "Eskiden senin öz annen sandığım için mecbur yanımda oturmak zorunda kalırdım."

   "İyi ya sen de evde dinlen." Dedim.

   "Pekala ben çıkayım sen de hazırlan."

   ______________________

   Bana atılan adrese gelmiştim. Yeni yapılı bir depoydu. Deponun tek bir kapısı vardı ve annemin katili o kapının arkasındaydı. Onunla yüzleşmeyi çok istiyordum.

   Kapıdan içeri girdiğimde içerisi koli doluydu. Buranın çok önceden terk edildiği içerideki tozdan belliydi.

      "Kimse var mı?" diye seslendim. Takırtı sesi geldiğinde durdum. Sanki biri bir şey fısıldıyor muş sesler geliyordu.

   Biraz daha ireli gittiğimde Büyük koli yığınının önünde durdum. Kolilerden bir hareketlilik hissettim orada biri vardı bunun tuzak olma ihtimali var mı merak duyan tarafım oraya bakmamı söylüyordu.

    Boş olan kolileri yan tarafa atarken gördüğüm şeyle donakaldım.

   "Araf?" Yerde kanlar içindeydi. Hemen yanına diz çöktüm. "Araf beni duyuyor musun?" bir şeyler mırıldanmaya çalışıyordu.

   "Tuzak hemen kaç buradan." Dediğinde acıyla inledi.

   "Ne?"

   "Git." Derken fısıldamıştı.

   "Gidemem seni burada bırakamam."

   Çantamdan telefonumu çıkarıp sarp'ı ve ambulansı arayacaktım. Sarp'ı ararken arafla da konuşmaya çalışıyordum, bilinci kapanmasın diye.

   "Araf. Uyuma tamam mı? Yardım çağırıyorum." Bunu söylerken arkadan başımdan çok büyük bir acı hissettim. Telefon elimden kayarken ensemden sırtıma doğru inen sıcak bir sıvıyı hissettim. Arkamda biri vardı. Ve başıma büyük bir darbe ile vurmuştu. Ben acele inlerken gözümün önünde siyah noktalar uçuşuyordu. Araf'ın yanına yere sevilirken artık gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.

       Başında hissettiğim acıyla dinleyerek gözlerime yavaş yavaş açtım.

  "Araf?"

   Arabanın tanıdık kokusundan Sarpın olduğunu anlamıştım. Yan tarafıma baktığımda Sürücü koltuğunda dikkatle beni izleyen Sarp'a baktım.

   Sarp yola bakarak "Başın nasıl iyi mi?" Sordu.

   "Ben iyiyim Aras nerede o daha kötü onu gördün mü?"

   "Seni evde bıraktıktan sonra onun yanına gideceğim. Araf bizim gelinlikte yatıyor şu anda. Bunu size kim yaptı sizin orada ne işiniz vardı?"

   Bu sorulara cevap veremeyecek kadar halsiz his ediyordum. Her ne kadar elimi başıma götürmek istesem de kendimde hal bulamamıştım.

  "Arefe o hale getiren baban olduğunu düşünüyorum. Çünkü orası babanındı. Bizi ele verecektin. Sahte nikah yaptığımız anlaşılırsa kızımı göremem Hüma. Bu ortaya çıksaydı babam kayra'yı bana asla vermeyecekti. Ya ben yetişemeseydim ya ben o adamı oradan kaldıramasaydım ne yapacaktın?"

   "Şimdi konuşmanın sırası değil lütfen sonra konuşalım."
______________________

    Yatağıma girdikten sonra yorganın boğazıma kadar çektim ve çenenin pozisyonu aldım. Gözlerim kapatıp sarp'ın gelmesini bekliyordum.

   Sarp'ın dediklerini düşünürken babamın bu kadar ireliye gideceğini tahmin etmemiştim. Belki de babam değildi. Ama depo babamın nasıl bir şeyin içindeydik biz.

   Babam neden bize depoya kilitlesin. Bilmiyorum düşüncelerim karanlık bir köşeye çekilerek yerini hissizliğe bıraktı. Gözümün önüne gelen görüntüler Karman çormandı. Tek hatırladığım şey kesik cümleler ve ayakkabı sesleri. Ben başıma darbe alıp yere yığıldığımda , bilincim yerindeydi. Orada hatırlamaya çalıştığım yüz gözümün önünde canlanıyordu ama hemen ardından silinip gidiyordu. Başıma aldığım darbeden dolayı uyumak en mantıklı çözümdü.

   
  

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin