Görsel deki Hüma Alkan
Sarpı yolcu ettikten sonra bütün geceyi uyumayıp, penceremin önünde sabahlamıştım. Aklım da dönüp dolaşan düşünceler vardı. İçimde bir huzursuzluk vardı. Allahım sen hayırlara vesile et. Zira son defe içimde ki huzursuzluk Arafın ölümüne beraberdi.
Annem her yıl beni evlendirmek için abuk sabuk adaylarla gelirdi babamın yanına. Hiç bir zaman endişelenmemişimdir. Babamın hayır diyeceyini hep biliyordum. Dün olanları da anlamışdım. Annem yine görücü adayıyla babamın karşısına dikilmişdi. Peki ya bababım be denli karşı çıktığı adam kimdi? Sanırım içimdeki huzursuzluk tamda buydu. Sanki bu sefer annem istediğini alacaktı. Babamdan "evet" onayını.
Aslında hep evlenip bu evden gitmek istemişimdir. Ama Arafla olsun istedim. Başkasıyla bu cehennemden çıkıp, başka cehenneme düşmektense bu cehennemde yanmak daha cazib geliyor.
Derin bir nefesi ciyerlerime çekip, bıraktım. Ah annem ah. Bir bilsem bana olan nefret inin sebeb ini. Bilseydim keşke. Belki de bana olan nefret ini kalbinden alırdım. Yerine sevgi tohumlarını bırakırdım. O tohumlarda zaten gün geçtikçe kalbim de yeşerirdi. Ama içinde yıllardır büyüttüğü nefret dahada büyüyor.Bir yerde duymuştum. Şöyle diyordu "İnsanlar gerçeğe karşı kördür. Sadece istediklerini görürler, zihnin hapishanesinde tutsaklar. Halbuki tek yapacakları, bakış açılarını değiştirmek. O zaman her şeyi kavrayabilirler."
Annem... Bir sen bana karşı olan bakış açını değişsen..? Telefonumun titremesiyle annemle ilgili düşüncelerden ayrılıp telefonumu elime aldım. Bilinmeyen numara. Araf? O ola bilirmi? İyi de aramazki o beni. Hep uzaktan uzağa izlerdi beni. Arayanın Araf olmaması ümidi ile telefonu açtim.
"Alo?"
Karşı taraftan ses gelmedi.
"Alo? Kimsiniz?"
Yine ses gelmedi. Uzaktan bir hışırtı sesi geldi.
"Cevap vermezseniz eğer, kapatiyorum."
Sesimi duymak için mi arıyordu beni? Özlemişmiydi beni? Özlemiştir tabii ki. Buda soru mu? Kendime soruyorum. Acaba öylece konuşsam, sesimi biraz daha duysa bana olan özlemi azda olsa diner belki.
"Alo? Sesimi duyuyormusunuz?"
"Hüma..."
"Zeynep?"
"Benim Hüma..."
"Zeynep sen..." Cevap vermemi bekleme den hemen konuya girdi.
"Hüma kızımı görmem lazım. Son kez kızımı görmem lazım. Kızıma yazdığım mektuplar var. Onları senden başka güveneceğim kimse yok. Kızım on sekiz yaşına vardığında ona vermelisin. Ve bir de CD kart var. Her şey orada itiraflı şekilde. Ama bunlardan sakın Sarpın haberi olmasın. "
" Zeynep..! Sen ne dediyinin farkındamısın? Ne demek son kez kızımı görmem lazım? Peki Sarp? Hiç mi üzülmüyorsun ona? Ya Sarp sana ne yaptı? Yıllardır seni arıyor..! "
"Hüma sana her şeyi anlatacağım ama şimdi zamanım yok. Benim aramamı bekle olurmu? Hiç kimseye benden bahsetme. Kendi iyiliyin için. Yaşatmazlar seni."
"Zeynep... Kayra..." cümlemi tamamlamamı bekleme den telefonu kapatmıştı. Ona kızının kayıp olduğunu söyleyecek tim. Belki kızı için geri döner di. Acaba Sarpa habermi versem? İyide Zeynebin söylediği son cümle neydi? "Yaşatmazlar seni" dedi. Nasil yani? Neden? Zorlamı kaçmıştı buralardan? Birindenmi kaçmıştı? İyide kimin ne işi olur Zeyneple. Bu ikinci defa oluyor Sarpa bunu haber vermemem. Peki ya Zeynepe kızının evlatlık verildiğini nasıl söyleyeceğim? Az önce söylersem geri gelir dedim ama bunu söylemek de zor.
Odamın dışından elektrikli süpürge sesi geliyordu. Allah Allah. Sabahın köründe, annemin uyuduğu saatte hizmetçiler yürekmi yemişlerdi? Annemin uykusundan kalkıp bağırmaması için odadan çıkıp salona gittim. Kolidorda bir kaç hizmetli duvarlarin ve tavanın tozunu alıyorlardı. Salona girdiğimde daha çok hizmetli vardı. Alel acele hepsi bir işin ucundan tutmuş çalışıyorlardı. Tanımadığım adamlar salondakı koltuklari dışarı ya taşıyorlardı. Annem koltuklarımı değiştiriyordu? Sabahın köründemi? Elektrikli süpürgeyi kapattım. Hizmetli gülümseyerek bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN
Fiksi UmumSevgili okurlar Derinlerimde Ellerin adlı kitabımızın yeni ismi KESKİN'le devam ediyoruz. -Eğer evlenmeyi başarırsak gerisi kolay. Zaten kağıt üzerinde yapacağımız bir evlilik olacak. Sadece ailelerimizin yanında evli ve mutlu bir çift gibi davrana...