7.Bölüm

215 129 620
                                    

   Annemin, işleri buraya kadar uzatmasının manası neydi? Düşünmekten kafayı yememe ramak kalmıştı. Konuşsam olmuyor, sussam olmuyor. Ne yapacağımı bilmez bir halde, odamda dört dönüyordum.

   Odamda boş boşuna dönmeyi bırakıp yatağıma oturdum. Dün sinirle üstümden yırtarmışcasına çıkarıp yere fırlattığım siyah elbiseye baktım. Aptal gibi ne hayaller kurarak  giydiğim elbiseye şimdi tiksinerek  bakıyordum. Bu saçma olayı   bir kenara bırakıp, annemin düşük yaptığım bebeğimi nereden öğrendiğini bulmam lazımdı. Bu meseleyi Sarp ve Cemre biliyordu. Sarp söylemiş ola bilirmi?  Tabiiki de hayır.

   "Ama dün gece sana demeden seninle nişanlandı." Bunu diyen iç sesimdi. Hayır o olamazdı. Her ne olursa olsun bu sırrı  anneme söylemez. Cemrenin söyleme ihtimali yüzde sıfır.

   "Sarp hep söylerdi sana, Cemreye güven olmaz diye. O kız çok kıskanç ve hırslı bir kız." Bunuda söyleyen duvarların ardındaki Hümaydı. Sen artık hayali Hümamı olsan acaba?

   Cemrenin söylediğini sanmıyorum. En yakın arkadaşımdır. Küçüklüğümüzden bu yana bir büyüdük. Ona yaptığım onca iyilikten sonra on dört yıllık arkadaşlığımıza, dostluğumuza, kardeşliğimize bunu yapamaz.

   Sırt üstü yatağa uzandım. Derinden nefes alıp, bıraktım. Nereye kadar düşünecektim? Ne kadar zaman bütün bunlara katlanacaktım? Bu soruları kendime sormak yerine direk anneme sormam gerekirdi. Annemin hangi akıla hizmet ettiğinide bilsem, ona göre konuşurum. Elimden gelen tek şey boş boş tavanı izlemek.

   1 yıl önce...

   Heyecandan kalbim kulaklarımda atıyor. Şüphelerimde haklı çıkmaktan korkuyordum. Ama bir yandanda çok istiyordum. Ben bir test yapmıştım. Evet. Hamilelik testi bu.

   Arafla kaçmayı başarmıştık. Her kesten uzakta bir köyde yaşama kararı aldık. Bu eve ilk girdiğimde o kadar küçüktü ki. Duvarlar nemden dolayı dökülüyordu ve çatlamıştı. Küf ve toz kokusu çok keskindi. Arafla birlikte bu evin içini yeniden yapmıştık. Burası bizim yuvamız olmuştu. Bir aydır buradaydık. Bizi kimseler bulamamıştı.

   Kapının çalmasıyla üzerine oturduğum minderden kalkıp, alel acele hamilelik testini sehpanın üstüne bıraktım. Koşar adımlarla kapıya yöneldim. Derin bir nefesi alıp, geri verdikten sonra kocaman gülümsemeyle kapıyı açtim.

   Kapıyı açmamla birlikte Arafın üzerime yığılması bir oldu. Korktuğumdan dolayı ağızımdam küçük çaplı bir çığlık çıkmıştı çunki Arafın yüzü kanlar içindeydi. Anlık bir hamleyle Arafı kucaklamış, yere oturmuştum.

   "Araf? Araf? Sesimi duyuyormusun?"

   "K... K..ka..kaç..."

   "Ne? Araf bunu kim yaptı sana?"

   Araf gözlerindeki morluklardan dolayı açamıyordu. Burnu, kaşları, dudakları paylamıştı. Başını dik tutmaya çalıştım. Yüzü hala kanıyordu. Araf derin yutkunup konuştu.

   "Hüma kaç... Baban bizi buldu. Kaç... Ben seni bulurum."

   Bu mümkün değil, bizi bulması imkansızdı.

   "Kalk Araf. İkimiz gideceğiz. Seni bırakmam. Öldürür babam seni. Ben sensiz yaşayamam. Kalk hadi ne olur." Dediğimde Araftan cevap gelmedi. Tamam sakin olmam gerekirdi. Nefes alıp almadığını kontrol etme amaçlı parmaklarımı bileğine sardım. Dayaktan adam ölmez belki, ama bunu yapan babam sa eğer, öldürene kadar döverdi. Neyseki Arafın nabzı hala atıyordu. Diz üste oturup iki kolumu Arafın koltuk altlarına geçirip, onunla birlikte kalkmaya çalıştım. Niyetim onu sürükleyerek odaya götürmekti. Bize yardım etmesi için Sarpı arayacaktım.

KESKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin