Merhaba. Gorseldeki Araf ve Hüma💛
Sabahın erken saatleriydi. Alarmı kurmayı unuttuğum için bir az geç uyanmış ola bilirim. Ki zaten alarmı kursaydım uyanamazdım. Çünki geceyi uyuyamamış, saat beşte uyumuştum. Saate baktığımda altıyı on geçiyordu. Biraz daha hızlanırsam iyi olacaktı. Bir kaç önemli eşyamı alacaktım yanıma.
Yatağımın üstündeki telefonu elime alıp Arafa mesaj yazdım.
"Günaydın sevgilim. Ben hazırım))" mesajı yollamamla , geri bildirim gelmesi bir oldu. Mesaj Araftantı.
"Günaydın güzelim. Evinizin önündeyim canım gel bekliyorum seni.))"
Çantamı alıp odamın kapısına doğru yöneldim. Tam kapıyı açacakken kapı acilmiştı bile. Annem kapının önünde durup bana ve elimdeki küçük çantaya baktı.
"Hüma hanım bir yere mi gidiyorsunuz?"
"Çekil önümden anne." Ona hala anne dediğim için kendime kızmalıydım.
"Çekileyim o zaman. Sende seni kapının önünde bekleyen Arafa git öylemi?" Arafın aşağıda olduğunu nereden biliyordu?
"Sen benim annem değilsin! Senden korkmuyorum!"
"Peki. Annen olmadığım için benden korkmaman normal. Ama babandan hala korkuyorsun, onu ne yapacaksın? Ben bi babana söyleyeyim Araf hortlandı aşağıda senin onu öldürmeni bekliyor diyeyim.?"
"Sen butun bunlari nereden biliyorsun? Tabi ya ikimizide takip etdiriyorsun."
Annem olacak kalpsiz cadı cıklayarak "İkinizi değil, üçünüzü de takip etdiriyorum. Sarpta dahil." dedi. Nasıl bir insandır bu. Artık midemi bulandırmaya başlıyordu. Kolundan tutup odamın içine çekip, kapıyı kapattım.
"Bak istediğin şey benden kurtulmak. Sonsuza kadar benden kurtula bilirsin, bırakta Arafla gideyim."
Bu söylediklerime önce güldü, sonrada nefret dolu bakışlarını gözlerime sabitledi.
"Ordan bakınca aptal gibi mi gözüküyorum?"
"Neden Arafla gitmeme mani oluyorsun? Sesimi bile duymayacaksın. Sarpla evlenirsem beni hep gormek zorunda kalırsın."
"Beş parasız biriyle evlenmene izin vereyim öyle mi? Sonra babanın bütün mal varlığına çökün. Oh ne ala memleket."
"Butun bu kötülüğü sırf para için mi yapıyorsun? Şirkette benim hissem bile yok. Hesaplarim sıfır. Neyin mal varlığından bahsediyorsun? Al paranı gözlerinede yedirt. Belki öyle doyarsın. Sizin paranıza ihtiyacım yok..!" Dedikten sonra odamdan çıktım. Uzun koridorda emin adımlarla dış kapıya yürüyordum. Benim için her şey bu kapıdan çıktıktan sonra bitecekti. bir daha asla eve adımımı dahi atmayacaktım.
"Hüma!" Arkamdan ismimi sesleyen babamı duymazdan gelerek dış kapıyı açtım. "Nereye gidiyorsun?" Babamın bu sorusunuda es geçerek kapıdan dışarı çıkmıştım. Babamın güçlü elleri kolumdan tutup, beni durdurdu. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştığım sırada , daha da sıkı kollarımdan tuttu.
"Baba bırak!" Diyerek babama baktım.
"Sana nereye gidiyorsun dedim!"
"Cehennemin dibine gidiyorum. Gelmek istermisin babacığım?" Bunu soylemem cok yanlisti babam için. Ona nefretle baktığım sırada eli havaya kalkmış, yüzümle buluşturacağını bildiğimden gözlerimi sıkıca kapattım. Bu babamdan yediğım son dayak olacaktı.
"Raşit amca dur!" Sarpın sesini duymamla, sımsıkı kapattığım gözlerimi açtım. Sarp buradaydı. Sabah sabah gideceğim için her kez toplaşmış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN
Ficción GeneralSevgili okurlar Derinlerimde Ellerin adlı kitabımızın yeni ismi KESKİN'le devam ediyoruz. -Eğer evlenmeyi başarırsak gerisi kolay. Zaten kağıt üzerinde yapacağımız bir evlilik olacak. Sadece ailelerimizin yanında evli ve mutlu bir çift gibi davrana...