Sezon 1 Bölüm 12

377 13 0
                                    

Mermer Köşk

Büyük Valide Gülbahar Sultan paşalarla mermer köşkte buluşmuş ve devletin iç ve dış siyasetinde etkin bir rol oynuyordu. Tam toplantı sırasında içeriye Padişah girdi. Büyük Valide ve paşalar Padişah'ın baskınına şaşırmıştı. Paşalar korkudan titriyordu. Fakat bunun sorumlusu Büyük Valide'idi. 'Ne oluyor burda? Nasıl böyle bir toplantı yaparsınız Büyük Valide Sultan! Sizi başımın tacı yaptım, rahmetli dedemin emaneti dedim. Fakat siz yine de gizli gizli devlet adamlarını toplayıp arkamdan iş çevirip siyasete karışıyorsunuz. Bunu kabul edemem!!!' dedi Padişah. Büyük Valide Gülbahar Sultan ise: 'Aslan torunumuz, bizim kötü bir niyetimiz yok. Paşalar masum. Sadece istişare ediyoruz.' dedi. Padişah ise: 'Size mi kaldı devleti yönetmek. Allaha şükürler olsun ki aklım yerimde sağlığım yerinde.' dedi. Büyük Valide: 'Fakat toysun, gençsin Hünkar torunum. İzin ver devlete naiplik yapalım.' dedi. Padişah ise: 'Olmaz. Bu devletin tek bir hükümdarı var oda benim! Sizi Eski Saray'a sürdüm. Derhal defolun gidin oraya!!!' dedi. Bunu duyan Büyük Valide Gülbahar Sultan daha oracıkta rahatsızlandı ve kalp krizi geçirdi. Paşalar merakla bakıyordu Büyük Valide'ye. Hekim çağırmışlardı. Hünkar ise üzgün bir şekilde Büyük Valide'nin yanı başında'idi. Kendini suçlu hissediyordu.

 Kendini suçlu hissediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Harem-Topkapı Sarayı

Büyük Valide Gülbahar Sultan hareme getirildi. Fakat tedavi edilmesine rağmen kalp krizine dayanamayıp öldü. Zaten 73 yaşındaydı koskoca Büyük Valide Gülbahar Sultan. Ölümünün haberi bütün hareme ve bütün Payitaht'a yayılmıştı. Cenazesi Padişah eşinin türbesine defnedildi ve haremde dualar okundu. 'İnanamıyorum, Büyük Valide'miz öldü, biz onu ölümsüz bilirdik. İnanılmaz. Allah rahmet eylesin' dedi cariyeler kendi aralarında. Bende dua okumasındaydım. Kadın  efendiler de buradaydı. Hepimiz dua ediyorduk. Zira Kayınvalidelerin kayınvalidesi, sultanların sultanı ve validelerin validesi Büyük Valide Gülbahar Sultan'dan kurtulmuştuk. Artık harem Selma Valide Sultan'a kalmıştı. 'Destuuur! Valide Sultan Hazretleriii!' dedi ağa ve takdimle dualar okunan yere girdi Selma Valide Sultan. Büyük bir saygısızlıktı bu. Dua okunan bir yere, hele ki bir sultan ölmüşse bu şekilde saygısızlık yapılamazdı. Görülmüş şey değildi. Valide Sultan içeriye burnu ve kafası dik bir şekilde girdi. Herkes simsiyah giyinirken o kıpkırmızı ve göz kamaştırıcı ve en iyi ipek kumaşlardan yapılmış parlak bir elbise ile içeriye girdi. Herkes ona bakıyordu. Nazperver, Pertevniyal, Olga ve Katerina bile şaşırmıştı. Eyvah diyorlardı. Valide Sultan ipleri aldı. Bakalım Büyük Valide'nin düzeni değişip hangi yeni düzen gelecek diyorlardı kendi aralarında. Selma Valide Sultan dua okumasına katıldı ve o gün öylece bitti.

 Selma Valide Sultan dua okumasına katıldı ve o gün öylece bitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ertesi Gün-Valide Sultan Dairesi

Selma Valide Sultan artık o küçük daireden Valide Sultan Dairesine yerleşmişti. Harem'i artık o yönetiyordu ve onun kuralları vardı. Valide Sultan Dairesini en güzel şekilde Venedikli ressamlara süsletti. Mavi, yeşil ve kırmızı çinilerle kaplattı gök kubbesini. Duvarlara yaldızlar geçirdi. Dolapları ve yerde ki mermerleri kendi istediğine göre yeniletti. Kuşhane Mutfağı'nın menüsünü değiştirdi ve servis edilecek yemekleri ve içecekleri, kahvaltısından öğlen ve akşam yemeğine kadar değiştirdi. Yeni kurallar getirdi. Daha katı kurallar. İçeriye takdimle girdim. 'Destuuur! Baş Haseki ve Baş Kadın Efendi Gülnuş Sultan Hazretleriii! dedi ağa. Selma Valide Sultan bana öyle bir bakıyordu ki kin ve nefret doluydu gözleri. Dört rakibimi de bana karşı kullanıyordu. Tıpkı Büyük Valide gibi ve aynı onun hareketlerini yapıyordu. Eline Büyük Valide'nin bastonunu ve parmağında ki kudret yüzüğünü almış ve kendi parmağına yüzüğü takmıştı. Elinde ki bastonu yere vurdu. Tak! diye ses çıktı. 'Bir kez daha benim bulunduğum mekana takdimle girmeye kalkarsan senin canına okurum Gülnuş! Bunu bilesin!' dedi Selma Valide Sultan. 'Benim planım sayesinde kurtuldunuz Büyük Valide'den. Şimdi beni tehdit mi ediyorsunuz?' dedim. Valide Sultan ise: 'Tehdit değil, uyarı sadece. Ayrıca benimle düzgün konuş!!! Aksi Takdirde Hünkar oğlum sefere çıkarsa elinden alırım çocuklarını ve göstermem. Üç yıl göremezsin onları!!! Benimle iyi geçin ve kurduğum bu yeni düzene uyum sağla!!! Yoksa seni mahvederim!!!' dedi. 'Validem yanlış anladınız. Siz nasıl isterseniz elbette' dedim. Korkutmuştu gözümü evlatlarımla Valide Sultan. Başarmıştı da beni korkutmayı. Selamımı verip dairesinden ayrıldım ve soluğu taşlıkta aldım.

 Selamımı verip dairesinden ayrıldım ve soluğu taşlıkta aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cariyeler Taşlığı-Harem

Taşlığa girdim ve köşede sessizce oturdum. Sultan olduğum için dikkat çekiyordum fakat mutsuz olduğumu pek belli etmedim. Dört rakibimde buradaydı. Nazperver Sultan: 'Oğlum tahta çıkar çıkmaz hepinizin kellesini alıcam. Merak etmeyin!!!' dedi. Pertevniyal Sultan ise: 'Gülnuş Sultan varken sana mı kaldı iktidar olmak. Evladın daha bebek hem. Naiplik yapacak vasıf yok sende' dedi. Nazperver Sultan: 'Haddini bil, ben ikinci kadın efendiyim. Seni falakaya yatırırım. Saygısızlık etme' dedi. Pertevniyal sustu. Zira saygısızlığın cezası hele ki üst rütbeli bir sultana kesinlikle falaka'idi. Ardından Katerina: 'Ben herkese karşı adil ve merhametli olacağım. Oğlum bebek yaşta tahta çıkarsa hepinizi bağışlayacağım' dedi. Olga ise: 'Hünkarımız sağken bunları nasıl düşünüyorsunuz?. Ne biçim hayallar kuruyorsunuz böyle? Ayrıca Gülnuş Sultan varken sıra bize gelmez. Maazallah hepimizin çocuklarına katline ferman verir.' dedi. Diğer kadın efendiler Olga haklıymış şekilde kafa salladılar. Fakat Nazperver Sultan: 'Onunda sırası gelecek elbet, Valide Sultan bizden yana!' dedi. Her şeyi işitmiştim. Fakat boş kavgalar çıkarıp kendimi Hünkar'ın gözünden düşürmeye hiç niyetim yoktu. Haremine el kaldırıp kendimi Eski Saray'a sürgün ettiremezdim. Oğlum tahta çıkar çıkmaz hepsinin evlatlarını kız erkek fark etmeksizin katledecektim ve kadın efendileri de Eski Saray'a sürecektim. Hele bir Hünkar'a nikah yaptırayım işte o zaman hem azad edilmiş bir şekilde hem de nikah kıydıran mutlak baş haseki şeklinde nüfuzumu sağlayacaktım. En önemlisi haremi yönetip hepsinin canına okuyacaktım. Fakat Selma Valide Sultan'dan kurtulmak gerekiyordu. Bu önemliydi. Daireme giderken birden önüme Yahudi bir sarraf çıktı. Kendisiyle sohbet ettiğimde Selma Valide Sultan'ın ona çok borcu olduğunu ve bu borçların çok fazla olduğunu söyledi. Borcu olan bir Valide Sultan haremi nasıl yönetebilirdi ki. Bunu mutlaka Hünkar'a söylemeliyim. Borçların bir nüshasını sarraftan aldım. Hünkar'a göstermek için Has Oda'ya doğru gidiyordum. Bakalım Selma Valide Sultan elimden kurtulabilecek miydi?


HaremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin