Valide Sultan Dairesi-Harem
Gülnuş Valide Sultan, dairesinde oturmuş düşünüyordu. Aklı sancakta olan iki şehzadesinde kalmıştı. Şehzade Mustafa ve Şehzade Mehmet, sancakta olan iki delikanlı şehzadeydi. Sultan Bayezid ve Şahuhuban Sultan'ın kardeşleriydi. Bayezid'e bir şey olursa sıralamasıyla Mustafa daha sonra da Mehmet tahta çıkacaktı. Gülnuş Valide Sultan, haremin bir kazan gibi kaynadığını görebiliyordu. Bir yandan İsveçli Olga ve bir yandan Lehistan Prensesi ve Prensi ile Gülnuş Valide Sultan iyice köşeye sıkışmıştı. Fakat o bunları atlatacak güce sahipti. O bir Valide Sultan'dı. Biraz baş ağrısı oldu ve Kuşhane Mutfağı'ndan şifali bir bitki çayı istedi. Cariyeler başına, omuzlarına ve ayaklarına masaj yapıyordu ve Valide Sultan'ın biraz da olsa rahatlamasını sağlıyorlardı. Baş Haznedar içeriye girdi ve :'Validem, harem gelir giderlerini incelememiz lazım izniniz olursa' dedi. Gülnuş Valide Sultan isteksiz bir şekilde 'Bir bu eksikti, getir' dedi. Harem gelir giderlerini evraklarda inceleyen Valide Sultan, İsveçli Olga'nın gereksiz harcamalar yaptığını fark etti ve derhal dairesine İsveçli Olga'yı çağırdı. İsveçli Olga, Valide Sultan Dairesi'ne girdi ve 'Buyrun Validem, beni çağırmışsınız.' dedi. Gülnuş Sultan: 'Bu ne müsriflik, çok gereksiz harcamalar yaparak harem hazinesini zora sokmuşsun. Üstelik aslanıma da evraklar imzalatıp onayını almışsın! Ne yapmaya çalışıyorsun sen hatun!' dedi. İsveçli Olga: 'Estağfurullah Validem. Ne haddime. Fakat herkes gibi benimde hayallerim var' dedi. O sırada içeriye Şahuhuban Sultan girdi. İsveçli Olga: 'Bir gün bu daire benim olacak, bir gün bu sarayda ben yaşayacağım. Devran dönecek benim doğacak oğlum inşallah tahta çıkacak ve ben Valide Sultan olacağım!!!' dedi. Gülnuş Sultan ayağa sinirli bir şekilde kalktı. Şah Sultan'da Olga'ya 'Haddini bil hatun! Karşında Valide Sultan var. Ne bu sözler böyle! Kelleni vurdururuz senin!' dedi. Gülnuş Sultan, Olga'ya sağlam bir tokat attı ve 'Ben varken senin haddine mi düştü Valide Sultan olmak. Tek Valide Sultan benim ve sana böyle yaptığın sürece de nasip olmayacak!' dedi ve 'Ancak lafımdan çıkmaz ve sadakatini bana sunarsan işte o zaman belki olursun' dedi. İsveçli Olga: 'Sadakatim sizindir Sultanım.' dedi. Gülnuş Valide Sultan: 'O halde yeni adın Devrim olsun. Bakalım devrim yapabilecek misin?' dedi. İsveçli Olga artık Devrim'di ve ilerde Devrim Sultan olacaktı. Çünkü gebeydi fakat erkek doğurması gerekiyordu. Devrim, Gülnuş Valide'nin eteğini öptü ve teşekkür etti. Daha sonra gözdeler katına çekildi. Şahuhuban Sultan: 'Validem, gözümüzü bu cariyeden ayırmayalım, malum, hamurunda Sultan olmak var. Ya erkek doğurup bize düşman olursa ne yaparız' dedi. Gülnuş Valide Sultan ise rahat bir şekilde: 'Boynunu vururuz.' dedi.
Kuşhane Mutfağı-Harem
Kuşhane Mutfağı'nda çeşitli yiyecekler ve içecekler hazırlanıyordu. Has Oda'dan devamlı yemek ve içecek isteği geliyordu ve Kuşhane Mutfağı yoğun bir şekilde oraya yiyecek ve içecek taşıyordu. Şeker Ağa, yıllarını saray mutfağına vermiş biriydi ve Topkapı Sarayı dışında başka yerde çalışmak istemiyordu. Dünya da ki en güzel yemekleri o yapıyordu. bugün menüde Soğanlı Yumurta ve Çay vardı. Çok sade bir istek gelmişti Has Oda'dan. Fakat Soğanlı Yumurta pişirmesini bilmeyen Osmanlı Sarayı'nda Aşçı olamazdı. Çünkü Sarayda bir aşçı işe başlayacaksa ilk önce bu yemeği yapması istenirdi. Yapan aşçı olarak devam ederdi, yapamayan ise çalıştırılmazdı. Sümbül Ağa geldi ve 'Oo bu ne güzel koku böyle. Hiç soğanı bu kadar lezzetli koktuğunu hayal etmemiştim' diyerek bir parça alma istedi yemekten fakat Şeker Ağa: 'Aman ağam, yapma etme, bir eksik olur sonra Hünkar beğenmezse senden bilir.' dedi. Sümbül Ağa elini çekti ve 'Aman tamam! Hadi çabuk olun Hünkar sizi bekliyor' dedi. Mutfak hemen harekete gerek Çeşnici Başı'na yemeği tattırdıktan sonra Has Oda'ya servise götürdü.
Has Oda-Harem
Has Oda'da Prenses Kinga, Prens Leo ve Padişah Bayezid üçlü seks yapıyorlardı. Bu iyi değildi elbet. Fakat bu seks olmak zorundaydı. Hem Prenses ve Prens için önemliydi hem de Padişah biraz değişiklik istiyordu ve bu sekse ihtiyaç duyuyordu. Fakat hiç biri namı değer İsveçli Olga yani yeni ismiyle Devrim gibi sevişemezdi. Devrim hepsinden farklıydı. Çılgınca fantazileriyle erkekleri kendine köle yapabilme özelliğine sahipti. Kinga ve Leo, Padişahla sadece sevişiyorlardı. Fakat bu seksi defalarca on sekiz kez yapmışlardı. Bazen insanlar sekse dayanamayabilirlerdi. Hünkar:' Durun artık, yeterli' diyordu fakat Lehler durmuyordu. En sonunda Padişah Bayezid kendini zorlayarak kalp krizi geçirdi ve öldü. Lehler Saray'dan kaçamayacaklarını anlayınca da kendi boğazlarını kesip canlarına kıydı. Hem artık Padişah ölmüştü hem de iki devlet arasında yeni bir kriz çıkmıştı. Bu haberi alan Gülnuş Valide Sultan ve Şahuhuban Sultan kahrolmuştu. Padişah'ın türbesi rahmetli abisi Murad'ın yanına defnedildi. Fakat Gülnuş Valide Sultan devasa bir camii yaptırıp ailecek türbelerini oraya koymak istiyordu. Devrim erkek doğurup Sultan olursa ise önünde iki rakibi vardı. Mustafa ve Mehmet'inde ölmesi gerekliydi Devrim'in devrim yaratabilmesi için. Fakat Gülnuş Valide Sultan, Büyük Valide olunca Devrim'e bu kadar fırsat verebilir miydi? Her şey'den önce artık yeni bir Padişah tahta çıkmıştı. Yeni Padişah, Sultan Mustafa'ydı.
(Sultan Mustafa, aşağıda ki resimde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harem
Historical FictionHarem 1 Bir Fransız köle olan Clara'nın Fransa Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu diplomatik ilişkilerini geliştirmek için Topkapı Sarayı'na hediye edilmesi ve kaderinin tamamen değişmesi söz konusudur. Entrikalarla dolu Saray'da türlü türlü oyunlar...