Harem 1
Bir Fransız köle olan Clara'nın Fransa Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu diplomatik ilişkilerini geliştirmek için Topkapı Sarayı'na hediye edilmesi ve kaderinin tamamen değişmesi söz konusudur.
Entrikalarla dolu Saray'da türlü türlü oyunlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1633 Güz Dönemi - Rotschild Kalesi-Londra-İngiltere Krallığı
'Eyy Yehova! Biz yahudi kullarına güç ver. Bizi koru. Osmanlı yok olsun ve biz yahudi kulların Büyük İsrail'i vaad edilmiş topraklarda kursun! Kudüs Yehova'nın olsun ve Filistin topraklarında ve kutsal iki nehir arasında İsrail canlansın! Amen!' dedi Rotschild'lerin güzel ve zeki kızı Lyla Rotschild.
Baron Rotschild salona gelir ve kızına: 'Sen bir Rotschild'sin benim güzel kızım. İsrail'de ki vaad edilmiş toprakları almak için İstanbul'a gidip Osmanlı Hanedanı'nı karıştırıp bize casusluk ederek vaad edilmiş toprakları almamıza yardımcı olacaksın. Gerekli tüm maddi desteği sana Rotschild kasasından sağlayacağız. Bankalarımız seni destekleyecek ve unutma ki sen bir Rotschild'sin. Sana kimse bir şey yapamaz. Padişah dahi!' diyerek kahkaha attı. Lyla Rotschild: Merak etmeyin Baron babam. O Osmanlı'yı parça parça edeceğim. Siz merak etmeyiniz' diyerek Kale'den çıkar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Topkapı Sarayı
'Padişah'ım çok yaşa! Padişah'ım çok yaşa!' diye bağırıyordu herkes. İstanbul'da toplar atılıyor ve yeniçerilere cülus bahşişi dağıtılıyordu. Yeni Padişah Sultan Mustafa Han Hazretleri artık tahta çıkmıştı. Paşalar onun eteğini öpüyorlardı. 'Devletlüm tahtınız daim olsun Yüce Padişah'ım' ve 'Hünkarların Hünkarı, tebrik ederiz. Kılıcınız keskin ve zaferleriniz daim olsun' diyorlardı. Gülnuş Sultan ve Şahuhuban Sultan ise adalet kulesinden izliyordu bu güzel töreni. Törende bir çok elçiler ve devlet adamları vardı. Ayrıca Sultan Mustafa'nın kardeşi Mehmet'te sancağından gelip bu törene katılmıştı. Katılmasaydı büyük ayıp olurdu ve Mustafa ona cezasını verirdi. Nihayet tören bitmişti. Padişah Divan'a geçmişti ve Lehistan ile sulh görüşmeleri yapılıyordu. Leh elçiler isteklerini söylüyordu ve Padişah ise duruma uygun cevaplar vererek çözüm sağlıyordu. Fakat Lehler savaş konusunda ısrarlıydı. Padişah yakında sefere çıkabilirdi ve Gülnuş Sultan istediği gibi esip gürleyebilirdi.
