Harem 1
Bir Fransız köle olan Clara'nın Fransa Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu diplomatik ilişkilerini geliştirmek için Topkapı Sarayı'na hediye edilmesi ve kaderinin tamamen değişmesi söz konusudur.
Entrikalarla dolu Saray'da türlü türlü oyunlar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gülnuş Sultan'ın Yeni Dairesi-Harem
Doğumumdan sonra Hünkar'ın bana tahsis ettiği yeni, büyük ve balkonlu odada kalıyordum. Valide Sultan Dairesi'nden sonra ki en büyük daire bendeydi. Selma Valide Sultan bile kendi odasında minik bir yerde kalıyordu. Küplere binmişti 47 yaşında ki Valide Sultan. Dört şehzadem ve bir hanım sultanıma yakışır bir şekilde geniş ve büyüktü dairem. Evlatlarım henüz daha bebekti ve cariyeler onlarla ilgileniyordu. Bende ipek kumaşlarda kendime elbise dikiyordum. Malum o kadar eğitim almıştık haremde. İpek kumaşlardan diktiğim elbiseyi bir an sedirin üzerine koydum ve çayımdan bir yudum aldım. O esnada hizmetimde ki cariyelerden biri bana yoğurt getirirken yoğurdu ördüğüm elbiseye döktü. Kıyameti koparmıştım. Tüm harem bağırmalarımı dinlemişti. 'Aptal mısın sen hatun!!! Beceriksiz!!!' diyerek kendisine sağlam bir tokat attım. 'Böyle işe yaramayan cariyeleri istemiyorum yanımda. Defol!!! Gözüm görmesin seni!!!' dedim hatuna ve hizmetimden kovdum. Yeni bir kethuda aramam gerekiyordu. Kızlar Ağasına en becerikli ve en dikkatlisini seçmesini söyledim ve en çirkinini. Yanıma hep çirkin cariyeleri almıştım ki Hünkar sevgilim gördüğünde tiksinsin onlardan ve benden daha çok hoşlansın diye. En meymenetsiz ve cadı suratlısını hizmetime kethuda diye aldım. Kızlar Ağası en becerikli ve en çirkinini seçmişti. 'Bana iyi hizmet edersen mükafatını alırsın hatun! Beceriksiz olma ve dikkatli ol. İyi hizmet et yoksa seni boğazın derin sularına atarım!!!' dedim. Normalde bu kadar sinirli biri değildim. Fakat Valideler ve son üreyen kadın efendiler benim sinirimi iyice bozmuştu. Her ne kadar haremin en kudretli kadınıysamda bir türlü aşkımı paylaşamıyordum. Kızlar Ağası yanıma geldi ve bana 'Gülnuş Sultanım, Valideler ve kadın efendiler birlikte yemek yiyorlar fakat sizi çağırmamışlar' dedi. 'Tabii çağırmazlar, kin ve nefret beslediler bana ilk günden, şimdi yetiştirmeleriyle otursunlar orda' dedim. 'Sizde yetiştirmesiydiniz Büyük Valide'nin Sultanım, ne çabuk unuttunuz' dedi cariyem Nilüfer Hatun. 'Sen kimsin de benimle böyle konuşursun hatun. Bu ne had bilmezlik!' diyerek kendisini hizmetimden kovdum. 'Darüssaade Ağası, tüm cariyelerimi kovuyorum hizmetimden, hizmetimde olacak yeni cariyeler bul bana. Sadık, sakar olmayan ve düzgün konuşan birilerini bul getir.' 'Emredersiniz Sultan'ım' dedi Darüssaade Ağası.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
