Cariyeler Taşlığı-Harem
Eğlence başlamıştı. Musiki çalınıyordu. Çeşitli musiki aletleri ile eğlence daha da keyifli oluyordu. Cariyeler lokmalar ve şerbetler yiyor ve raks edecek diğer cariyelerin dedikodusunu yapıyorlardı. Baş Haznedar, Kalfa Başı ve Kızlar Ağası hemen Gülnuş Valide Sultan'ın yanında ayakta hazırda bekliyorlardı. Valide Sultan, kızı Şahuhuban Sultan ile birlikte sedirde oturuyordu ve raks edecek cariyeleri izlemek için bekliyordu. Raks edecek cariyeler öyle güzel süslenmişlerdi ki taşlıkta ki tüm gözler onların üzerindeydi. Şahuhuban Sultan: 'Validem, raks yapacak hatunlar güzel mi? Mağlum marifetlerini en iyi gösteren Hünkar kardeşim Bayezid'in huzuruna çıkacak.' dedi. Gülnuş Valide Sultan: 'Göreceğiz bakalım' dedi. Lehistan Prensesi Kinga'da oradaydı ve Valide Sultan'a yakın bir yerde oturuyordu. Raks edecek olan cariyeler içeriye girdi ve musiki eşliğinde raks yapmaya başladılar. Gülnuş Valide Sultan lokumundan bir ısırık aldı ve cariyeleri şerbetini içe içe süzmeye devam etti. Altı cariyenin arasında İsveçli Olga'da vardı. Güzel kıvırtıyordu zilli. İçeriye Kievli Tanya geldi ve selamını vererek Valide'in yanında ki yerde duran yastığa oturdu. Gülnuş Valide Sultan, Kievli Tanya'ya bakarak: 'Senin gibi hanım efendi bir gelinim olacağı için mutluyum. Bir de güzel bir haber versen keşke' dedi. Kievli Tanya: 'O halde müjdemi isterim Validem, Gebeyim. Sultan Bayezid'in şehzadesini taşıyorum karnımda' dedi. Öyle yüksek sesle dedi ki tüm herkes duydu. Valide Sultan ve Şahuhuban Sultan oldukça şaşırdı ve sevindiler. Şahuhuban Sultan: 'Ne güzel bir haber bu böyle. Görümcem gebe, harika' dedi. İsveçli Olga öyle sinirlendi ki gözü hep Kievli Tanya'ya takılıyordu ve hırs içinde raksını yapıyordu. Kievli Tanya, Valide'nin raks yapan cariyeler üzerinde ki dikkatini dağıtmıştı. Valide Sultan: 'Ne güzel bir haber. Sümbül Ağa, derhal yeniden lokmalar dökülsün ve şerbetler dağıtılsın. Ayrıca cariyelere rakstan sonra altın da dağıt' dedi. Sinsi Prenses Kinga, Kievli Tanya'nın da Lehistan'dan olduğunu biliyordu ve ona yaklaşarak boynunda ki zümrüt taşlı altın kolyeyi verdi ve : 'Al bakalım Kievli Tanya, bu sana benden bir tebrik hediyesi, güzel günlerde takarsın' dedi. Kievli Tanya çok sevindi ve hemen alıp taktı. Kinga: 'Ayrıca seninle bir kahve içip memleketlimi daha yakından tanımak isterim' dedi. Kievli Tanya gülümseyerek 'Tabii ki' dedi. Gülnuş Valide Sultan raks eden cariyelere tekrar baktı ve İsveçli Olga'yı gördü. Valide Sultan: 'Sümbül Ağa, şu kız kim?' dedi. Sümbül Ağa: 'Aman Validem, İsveçli Olga derler ona. İsveç Kralı tarafından hediye geldi. Gözdeler katında kalıyor. Gelir gelmez Baş Haznedar'ı öyle bir fırçaladı ki tüm harem onu konuşuyor. Oldukça zeki ve sinsi' dedi. Valide Sultan: 'Bunu bana şimdi mi söylüyorsun Ağa! Kimse benim Baş Haznedarıma fırça atamaz! Tez falakaya yatırın şu İsveçli Olga'yı!' dedi. Şahuhuban Sultan: 'Aman Validem, bırakalım da raks yapsın. Baksanıza ne güzel raks yapıyor. Belli ki kabiliyetli bir hatun. Bence halvete çıkmasında fayda var. Hem ne malum Kievli Tanya'nın erkek doğuracağı? Bırakalım da İsveçli Olga doğursun erkeği. Fazla sivrilirse bebeğini cariyelerden birine boğdurup ondan da kurtuluruz' dedi. Gülnuş Valide Sultan bu duruma sevindi ve 'Benden daha zekisin Şahuhuban. Bu fikrini sevdim' diyerek gülümsedi. Valide Sultan ayağa kalktı. Ayağa kalkınca da herkes ayağa kalktı ve musiki durdu ve cariyeler raks etmeyi kesti. Valide Sultan İsveçli Olga'ya baktı ve 'Sümbül Ağa, halvete İsveçli Olga gidecek, hazırlayın ve aslanıma yollayın' diyerek eğlenceyi bitirdi ve dairesine kızıyla birlikte gitti. Prenses Kinga ve Kievli Tanya, kıskançlık içinde İsveçli Olga'ya bakıyorlardı. Prenses Kinga henüz daha Padişahla halvet yaşamamıştı fakat erkek kardeşi Hünkar'ı güzel kullanıyordu ve Leh isteklerini yaptırtıyordu. Fakat Kinga'nın amacı haremde Kievli Tanya ile müttefik olup ortalığı karıştırmaktı. Kievli Tanya çok kıskanç bir şekilde İsveçli Olga'ya baktı. Kinga ona :'Sen gebesin hatun, üstünsün ondan. Erkek doğurursan yaşarsın' dedi. Kievli Tanya: O benim dengim olamaz! Ezer geçerim o İsveçli Fahişe'yi' dedi ve dairesine gitti. Lehistan Prensesi Kinga'da köşke geri döndü. Cariyeler İsveçli Olga'ya 'Ne kadar da şanslı, Kraliçe olacak' diyordu. Baş Haznedar bastonunu yere vurarak 'Haddinizi bilin kızlar! Ne Kraliçesi! İşinize bakın!' dedi. Kızlar dağıldı. Sümbül Ağa, Cariye'yi alıp hamama götürdü ve halvet için hazırlamaya başladı.
Cariyeler Hamamı-Harem
İsveçli Olga, tıpkı Gülnuş Valide Sultan'ın saraya ilk geldiği gün ki gibi kalfalar tarafından haşlak suyla yıkanıyordu ve sert bir şekilde keseleniyordu. İsveçli Olga bunu böyle hayal etmemişti. Fakat bunu Valide Sultan yaptırmıyordu. Elbette ki bu Kievli Tanya''nın işiydi. Hamama girdi ve yanında ki cariyeler Kievli Tanya'ya çilek ikram etmişlerdi ve Kievli Tanya'yı güzelce yıkıyorlardı ve iltifat ederek şımartıyorlardı. İsveçli Olga'ya dönüp: 'Sen beni tahtımdan edebileceğini mi sandın seni İsveç Fahişesi seni!' dedi. İsveçli Olga gülümseyip ' Korkmakta haklısın. Fakat halvete gidiyorum ve inan Şehzade doğurup seni yerle bir edeceğim' dedi. Kievli Tanya ise: 'O kadar emin olma, Valide Sultan ve Şahuhuban Sultan benimle birlikte' dedi. İsveçli Olga: 'O kadar emin olma, bugün ve yarın ne olacağı belli değil. Bir gün gelir kız doğurursun ve yanında olmazlar. İşte o vakit benim yanımda olurlar. Sende Eski Saray'a gidersin' dedi. Kievli Tanya, İsveçli Olga'ya bakıp 'Fahişe seni!' diyerek yıkandıktan sonra hamamdan uzaklaştı ve dairesine gitti. İsveçli Olga kahkaha atıp 'zavallı Tanya'cık, Nasılda korkuyor' diyordu. Kalfalar Olga'yı yıkadıktan sonra hazırlayıp Has Oda'ya gönderdiler.
Has Oda
İsveçli Olga, Hünkar'a direkt baktı ve Hünkar'la göz göze geldi. Selam bile vermeden daha kapıdayken Sultan Bayezid'e koşarak dudaklarına yapıştı ve deliler gibi sevişmeye başladılar. Hünkar, Olga'nın boynunu öyle bir emiyordu ki fahişeler gibi mosmor olmuştu. Olga deli gibi inleyerek derin derin enfes alıyordu. Hünkar, göğüslerini yalıyor ve dilini cariyenin göbeğinde gezdiriyordu. Daha sonra bacaklarını ısırıyordu ve mosmor yapıyordu. Kasıklarını yalayıp ıslattıktan sonra Cariyeyle bütünleşerek kızlığını elinden aldı ve halvet gerçekleşmişti. İsveç fahişesi Olga, Hünkar'ı daha da keyiflendirmek için 'Hünkar'ım ben sizin eteğinizi öpmemiştim ama izin verin ayağınızı öpeyim' diyerek Hünkar Bayezid'e fantezi yapıyordu. Hünkar'ın saçını sıkıca tutarak dudaklarını kendine yaklaştırıyor ve sert sevişme taktiğini kullanarak Hünkar'ı kendinisini daha da arzulamasını ve köpeği olmasını sağlıyordu. Olga, Hünkar'a küfürler ederek yatakta aslan gibi daha da kudurmasını ve erkek gibi hissetmesini sağlayarak çılgınca fantazilerle Hünkar'ı baştan çıkarıyordu. Sultan Bayezid hiç böyle sevişen bir kadın görmemişti ve adeta Olga'ya tapmaya başladı ve Olga'nın köpeği olmuştu. Bakalım Kievli Tanya gözden düşecek mi yoksa Gülnuş Valide Sultan'ın başına bu İsveç Fahişesi bela mı olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harem
Fiksi SejarahHarem 1 Bir Fransız köle olan Clara'nın Fransa Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu diplomatik ilişkilerini geliştirmek için Topkapı Sarayı'na hediye edilmesi ve kaderinin tamamen değişmesi söz konusudur. Entrikalarla dolu Saray'da türlü türlü oyunlar...