Şahuhuban Sultan'ın Harem'de ki Dairesi
Lehistan Prensesi Kinga gülümseyerek: 'Ne iyi oldu da beni dairenizde ağırladınız Sultanım. Kahveyle güllü lokuma bayıldım. Müthiş!' dedi. Şah Sultan: 'Beğenmenize sevindim. Biz Osmanlı Sultanları, Osmanlı Kadını gibi yaşarız. Mutfağımız olağanüstü leziz ve çeşitlidir. Yemeklerimizi tatmanızı isterim elbet' dedi. Kinga gülümsedi ve :' Geçen gece bir hatun gitmiş halvete. Merak ettim kim acaba? Sizin de zevcenizin çok eşleri var mı?' dedi. Şahuhuban Sultan lokumu yutarken boğazında kaldı ve öksürerek su içti. Kinga şaşırdı. Şah Sultan: 'Öyle bir şey olursa Paşayı boşamaktan beter ederim!' dedi ve lafına devam ederek: 'Ayrıca dün ki Hatun Kievli Tanya'ydı. Aslen sizin oralardan, Lehistan'dan' dedi. Prenses Kinga tekrar şaşırdı ve 'Siz ciddi misiniz? Kendisiyle tanışmak isterim' dedi. Haremde bir müttefik, Kinga için iyi olacaktı. Şah Sultan: 'Validem münasip görürse elbette tanışırsınız. Ayrıca Harem'e neden bu kadar meraklısınız Prenses? Siz bir Prenses'siniz. Cariyelerle ve Padişahla zinhar bu kadar ilgilenmemeniz lazım, zira Katoliksiniz' dedi. Prenses Kinga ise: 'Estağfurullah Sultan'ım, Harikalar harikası Padişah Bayezid'in özel hayatı beni elbette ilgilendirmez fakat farklı bir kültür, din ve milliyetten olduğum için sizin gelenek, görenek ve adetlerinizi merak ediyorum. Özellikle Harem tüm Avrupa'da merak ediliyor.' dedi. Şah Sultan gülümseyerek: 'Haremde eğlence tertip edelim o halde. O zaman daha keyifli olur. Daha rahat görürsünüz Harem'in büyüsünü. Fakat dikkat edin, sizde Hünkar'ın kadını olmayın.' dedi. Prenses Kinga: 'Olabilirde' diyerek sırıttı. Şah Sultan kaşlarını çattı ve Kinga'ya karşı daha dikkatli olunmasının farkına vardı. Kinga: 'Ben ayrılayım artık, Teşekkürler bu güzel ağırlama için Sultan'ım' dedi. Şah Sultan: 'Yine beklerim Prenses' diyerek Prenses Kinga'yı yolcu etti. Lehistan Prenses'i Kinga koridorda yürürken kenarda duran vazoya vurarak 'Küçük sürtük benimle nasıl böyle konuşur!!!' dedi ve vazo param parça oldu. Kinga sinirli bir şekilde oradan uzaklaştı.
(Lehistan Prensesi Kinga yukarıda ki resimde)
Valide Sultan Dairesi-Harem
Kızlar Ağası Sümbül Ağa elinde ki kanlı çarşafı Gülnuş Valide Sultan'a gösterdi ve halvetin başarılı geçtiğini söyledi. Yanında da Kievli Tanya vardı. Valide Sultan : 'Geçen gün Prens Leo ile bir sohbetin olmuş.' dedi. Kievli Tanya ise: 'Affedin Validem, ben onu Hünkar sandım. Bağışlayın. Dikkat ederim' dedi. Valide Sultan: 'Kes sesini Tanya! Seni akıllı bir cariye diye bilirdim ve sen hem haremi hem sarayı o ibne Prens'e küçük düşürdün! Zaten aslanımla senden önce birlikte olmuş! Sümbül! Tanya'yı tekrar gönder! Her gece aslanımın koynuna girecek! Gözünü Prens Leo'dan ayırma! Kievli Tanya sende davranışlarına dikkat et! Sümbül, Kievli Tanya'yı gözdeler katına alın.' dedi. Sümbül Ağa: 'Emredersiniz Validem, Siz hiç merak etmeyin, ben her şeyi halledicem' dedi. Kievli Tanya, Valide Sultan'ın eteğini öptü ve 'Teşekkürler Validem, Allah sizi başımızdan eksik etmesin' dedi. Gülnuş Valide Sultan, aslında Kievli Tanya'yı pek sevmişti. Fakat aptal bir gelini akıllı bir geline daha çok tercih ederdi. Çünkü kafası çalışan bir gelin, Valide Sultan'ı yerinden edebilirdi ve Eski Saray'a gönderebilirdi. Fakat Kievli Tanya sadece güzeldi. Zeki değildi. Kievli Tanya daha çok atalarından Kiev Prensesi Olga'ya çok benziyordu. Tıpkı onun gibi güzel ve saftı. Fakat Kiev Prensesi Olga zamanında naiplik yapmıştı. Acaba Kievli Tanya'nın kaderinde bu mu vardı? Yoksa İsveçli Olga bunu bozacak mıydı?
İsveçli Cariyeler'in Saraya Gelişi-Harem Kapısı
Baş Haznedar: 'Hayde kızlar! Sıraya geçin!' dedi. Kalfa başı: 'İsveç İmparatoru Karl'dan Hünkar'ımız Bayezid'e hediye gönderdiği cariyeler' dedi. Valide Sultan'ın İsveç'ten gelen cariyelerden henüz haberi yoktu. Cariyeler İsveç elçisinin yanında süpriz olarak hediye gelmişti. Dört güzel İsveçli kız. Dördü'de birbirinden sexy ve güzeldi. Baş Haznedar: 'İsveçli Olga'nın dişlerine bakmaya çalıştı ve İsveçli Olga: 'Bana dokunamazsın. Ben Hünkar'a hediye geldim. Haddini bil!' dedi. Baş Haznedar oldukça korkmuştu, zira bu hatun aşırı zekiydi. Baş Haznedar: 'Kalfa başı, al bu İsveçli Hurileri, Gözdeler Katına usulünce götür ve yerleştir. Hünkar'a İsveç Kral'ından hediye gelen bu cariyeleri taşlığa koymak yakışı kalmaz.' dedi. İsveçli Cariyeler Gözdeler Katına yerleşti. Akşama haremde eğlence vardı ve güzel raks eden cariyeler Hünkar'a halvete gidecekti. Bakalım İsveçli Olga bunu başarabilecek miydi?
(İsveçli Cariyeler aşağıda ki resimde)
(İsveçli Olga aşağıda ki resimde)
(İsveçli Olga aşağıda ki resimde)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harem
Historical FictionHarem 1 Bir Fransız köle olan Clara'nın Fransa Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu diplomatik ilişkilerini geliştirmek için Topkapı Sarayı'na hediye edilmesi ve kaderinin tamamen değişmesi söz konusudur. Entrikalarla dolu Saray'da türlü türlü oyunlar...