Batu ve atakan sınıftan çıkınca bulunduğumuz sınıfa göz gezdirdim o iki haylaz beni burdaki bencille baş başa bırakmışlardı yemin ederim beni şu kapıdan zombilere atsa şaşmam
Sınıfta gezinirken sadece durmuş beni seyrediyordu 'eee nası bi duyguymuş?' anlamaz gözlerle bana bakıyordu yoğun bakışlarını üzerimde hissediyordum nefes alışverişini yakından duydum gibi bi an 'yine neyden bahsediyorsun efsun!' öfke ve kızgınlıkla kolumdan tutup beni hızla kendine çevirdi önce kollarımı ondan kurtarıp meriç i itmeye başladım 'neyden mi bahsediyorum?sen çabuk unuttun ya asili!' 'benim suçum değild-' 'HAYIR SENİN SUÇUNDU!' bağırarak sözünü kestiğim sırada kontrolünü kaybetmiş gibi ellerini saçlarına götürdü
Sonrasında omzumu kavrayıp beni bildiğiniz duvara yapıştırdı ve üzerime kükredi diyebilirim 'BENİM SUÇUM ÖYLEMİ?O ZAMAN BATUHANLA ATAKANI NEDEN YOLLADIN?NEDEN ONLARINDA ÖLMESİNE İZİN VERDİN!' dedikleriyle duvarda sadece gözlerine odaklandım saf nefret vardı gözlerinde ne ara biz böyle olmuştuk neden biz böyle olmuştuk
'sen...TAMAM!o zaman bende ölürüm!' hızla omzundan iterek ondan uzaklaştım ne yapacağımın farkına varmış olacakki yanıma gelip kolumu tuttu 'e-efsun tamam ben öyle demek istememiştim!' 'ben senin yüzünden en yakın arkadaşımı kaybettim şimdi ise senin onları ölüme gönderdiğimi sandığın kişiler için öleceğim!'
Fazla güç uygulamadan kolumu çektim ve kapıyı açıp dışarı çıktım etrafta zombilerden eser yoktu eveet şom ağzını aç bakim efsun koridorun başında deli gibi üzerime koşan zombiyle baş başa kaldım
Bende koşmaya başladığımda sınıftan hiçbişey almadığımı hatırladım geride dönemezdim zombi çok yaklaşmıştı son sürat diğer koridora koşarken şansıma orada da bi zombi belirdi nerden geliyor lan bunlar!
Kendimi zor durdurmayı başardığım için ayağım kaymıştı ve pat zombinin önüne yem olmuştum 'hey!beni yemek istediğine emin misin!' evet delirdim ve zombilerle konuşuyorum hayla üzerime koşan zombilerin arkasından 3 4 tanesinin daha geldiğini görünce arkamdan gelen ve tam üzerime atlayacak zombiden takla atarak kurtuldum ayağa kalkıp var gücümle arkamdaki zombilerle koşmaya başladım arkamda beyinden beslenen bu garip canlılar varken koşmak biraz daha gerici oluyordu canlı mı dedim ben
Tam koridoru döneceğim sırada bi el saniyeler içinde kolumu kavrayıp beni bi sınıfa soktu ve içeri girerken bi eliylede kapıyı kapattı yerimde sendelediğim sırada hızlı nefes alışverişleriyle karşımda duran meriçi gördüm kapıyı güçlükle tutuyordu arkasında birsürü zombi varken kendi bile öne arkaya doğru savruluyordu
'ne yaptığını sanıyorsun!'
'ölmene izin mi verseydim?'
'sana ölsem bile beni kurtarmaman gerektiğini söylemiştim'
'gurur yapmayı bırak da bana yardım et!'
Şu an içinde bulunduğumuz durumu düşünürsek bunu yapmak daha mantıklı olanları bi kenara atıp koşup kapıyı dışa doğru itmeye başladım 'SALAK DIŞA DOĞRU NİYE İTİYORSUN!?' ânın heycanıyla bi salaklık yapmış olabilirim fakat normalim tamam sıkıntı yok kapıya yaslanıp tutmaya çalıştığımda tuttuğum kilit yerinin kırıldığını gördüm bu kilit açılırsa bittiğimiz gündür
'şey...meriç bu kilit sanki yerinden oynuyor gibi..' elimdeki kilite bakan meriç bi elini yüzüne vurdu 'salaklıkta Atakanı geçtin be kızım KİLİT KIRILMIŞ!' elimdekini alıp bi kenara fırlattı sonra tekrar kolumu tutup beni cam kenarına götürdü 'şimdi camları açalım sonra laboratuvara gitmeye çalışırız' kafa salladığımda kapıdan kırılma sesleri geliyordu 'hızlı ol!' 'deniyorum ama...Ihh olmuyor açılmıyo kilitli' evet biz öldük arkadaşlar
Tam o anda kapı kırıldı ve 7 8 tane olduğunu tahmin ettiğim zombi içeri düştü meriç beni arkasına alarak önüme geçti 'şimdi sıçtık!' bu çocuk benim iç sesim de olabilir
Yerdekiler kalkmaya çalıştığı sırada içeri koşarak batuhan ve atakan girdi ellerinde bıçak yada kırık cam olduğunu tahmin ettiğim şeylerle zombilere saldırmaya başladılar evet doğru duydunuz zombiler onlara değil onlar zombilere saldırdı
'kapıya koşun hadi!' eli yüzü kanlar içinde kalmış batuhan bize kapıyı işaret ettiğinde meriçle beraber kapıya yöneldik yardım edemezdik çünkü elimizde hiçbirşey yoktu tam kapının yanından geçerken durdum ve atakana gözüm takıldı arkasında ayağa kalkmış bi zombi ona doğru geliyordu atakana doğru koştuğum sırada batuhanın ayağına takıldım ve yere kapaklandım çok yaklaşmış zombiyi görünce başka çarem kalmadığı için atakana bağırdım 'KAFANI KORU!' tek elimle bileğini kavrayarak çektim atakan yere düştüğü anda zombi atakanın üstünden yere düştü tam o sırada yerdeyken yanımdaki zombiyle göz göze geldim o iğrenç kanlı suratı midemi bulandırmıştı 'AAAHHH!' deli gibi çığlık attığımda meriçin zombinin kafasına çıldırmış gibi tekme atmasına ve kafasını ezmesine şahit oldum acaba canı acımışmıdır? Of salakmısın kızım onların canı mı var! Acaba varmı ya?!?!?!?!?!?
Atakanla ayağa kalktığımızda batuhan kapıdan dışarı göz attı 'hadi hızlı olalım koridorun sonlarından ses geliyor' hepimiz tek sıra halinde sınıftan çıktığımızda etrafı kolaçan ederek ilerliyorduk batuhana yaklaşıp kulağına uzandım bu çocuk çok uzun! 'laboratuvar nerde?' bi anda kulağına fısıldamamla irkilen çocuk elindeki keskin şeyi yere düşürdü ve yüksek bi ses yankılandı 'efsun senin...!' 'Hass...' zombiler duymuş olacakki sesleri yakınlaştı en önde batuhan olduğu için batuhan benim bileğimi ben atakanın atakan meriçin bileğini kavradı 'koşun!' normal bişey oldu artık bu!
Yine koridorlarda deli gibi koşma seansından sonra laboratuvara geldik
Neden burayı bu kadar istedik bunu da bilmiyorum sanırım burdan daha çok kesici alet elde edebileceğimiz için olabilirKapının dibinde duran batuhan sinirle güldü 'kızım sen hastamısın!' dediklerini takmadan laboratuvarı gezmeye başadım birsürü tüp,bıçak,makas türü şeyler vardı bi dakika batuhanın elindekide zaten kırık bi tüp camıydı bunu yeni fark etmenin aptallığıyla bende bi tane tüp kırdım atakanda da vardı zaten meriç de garip bi makas almıştı neşetere benziyor ne yapacak zombilerin karınlarını mı deşecek?!
'eee şimdiki plan ne?' herkes uzn çaplı bi düşündü ve düşüncelerimizi bölen atakan oldu
'ben acıktım!'
'atakan bi sus oğlum ya!'
'ama acıktım'
'sonra atakan sonra şu an önemli bişey düşünüyoruz burda!'
'Ya ben acıkt-'
'ATAKAN SUS!'
'ATAKAN SUS!'
'ATAKAN SUS!'bu çocuk hiç doymuyor allahım en azından üçümüz birden bağırınca susmuştu bu çocuk alem ya yemin ederim
Meriç ayağa kalktı 'bence spor salonuna inelim ordan da arka kapıdan çıkarız' aslında doğru bahçeden gidemezdik ön bahçe baş edemeyeceğimiz kadar fazladır arka bahçede az olduğu için halledip kaçabiliriz
Ne kadar mantıklı olsada meriçin fikri olduğu için yüzümü ekşittim bunu gören meriç bunalmış bi vaziyette yanıma geldi 'efsun yeter artık kendimi affeddirmek için ölmem mi gerekiyor!' batuhanda bu durumdan bi hayli sıkılmış olacakki sıkıntılı bi nefes vererek suratıma baktı hadi der gibi bakıyordu sonunda pes ederek meriçe döndüm 'of tamam!'
Bunu duyan meriç batuhana gülümsedi ve bana tekrar döndü 'eee o zaman cezanı çekmen lazım küçük hanım!' meriçin gülerek söylediklerini ne kadar anlamasamda batuhanında ayağa kalktığını hissettim atakan cama yaslanmış homurdanıyordu 'açken hiçbirşey yapmam!' 'Atakan!' oflayarak duruşunu düzeltti ne yapacaklar bunlar bana kaç efsun kaç!
Konunun devamını getirmekte zorlanıyorum lütfen sizlerde beğenilerinizi eksik etmeyinnnnn❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün kıyısında
Teen FictionDüşünün bir gün gözlerinizi açıyorsunuz ve gözlerinizi açtığınız dünya eski dünya değil...