Evden çıkalı 15 dakika oluyor ne kimse yanıma geldi ne de ben o eve geri döndüm şu an köyün bi tane ahırında tek başıma oturuyorum ve düşünüyorum acaba batuhanın üzerine çok mu gittim? O da beni korumak istemişti ve ben...
Ben bunları düşünürken ahırın kapısı açıldı bizimkilerden birinin gelmesi umuduyla kafamı çevirdiğimde karşımda tatlı ve bi o kadar da tombul bi teyze gördüm elinde çelikten bi kova ve ayağındaki sarı çizmeleriyle ineklere doğru yaklaştı ve süt sağmak için eğildi ben hayla onu izlerken bana bakmadan konuşmaya başladı 'ne derdin var hanım kızım?' Anlatmalımıyım bilmem ama güvenilir bir insana benziyordu 'sorun değil baş edebilirim' 'baş edebilseydin aralıksız 15 dakika boyunca burada ağlamaz gider konuşurdun bey abiyle' herşeyi hem duymuş hemde görmüş olmalı ki böyle konuşuyordu
Ne kadar rahat bi hayatları vardı özeniyorum cidden orada dünya birbirine girmiş insanlar insanları yiyor biraz garip bi tabir oldu ama olsun...bu kadın burada süt sağıyor diğeri çamaşır bulaşık yemin ederim şu kafadan bende istiyorum
'Hiçbirşey olmadı... tavsiyeleriniz için sağolun' oturduğum yerde kafamı ellerimin arasına aldığımda sırtımı sıvazlayan bi el hissettim ve direkt doğruldum yan tarafıma baktığımda o süt sağan teyzeyi gördüm yanıma gelmiş ve oturmuştu 'sen güzel bi kıza benziyorsun senin annende güzeldir şimdi oyy yavrum benim üzme kendini bunlar için' eliyle çenemi sıvazladığında gözlerim doldu annem...annemin lafı geçince sinirlendim 'ben anneme felan benzemiyorum!bu konu burda kapanmıştır' içimdeki nefret duygusu kızgınlığımla birleşince beni böyle bir insan yapıyordu işte
Kimse benim ne yaşadığımı bilmeyecekti kimse bunu öğrenemeyecek kimse beni küçük görmeyecekti
Hızla ayağa kalkıp ahırdan koşar adım çıkıp eve doğru koşmaya başladım ve inanırmısınız heycandan kendi ayağıma dolanıp yüz üstü yere düştüm kollarımla kendimi koruduğumda dizimin acısıyla oturur pozisyona geçtim dizlerime baktığımda pantolonumun yırtılmış olduğunu gördüm ve dizlerim kanıyordu kandan nefret ederim...
Yerden kalktığımda üstümü sirkelerken 3 tane kızın bana bakarak gülmesine şahit oldum kafamı kaldırıp onlara tabessümle baktım 'Selam?' 'Cidden salak!' Üçü de söylenerek yanımdan uzaklaştı ne garip insanlar ya selam veriyoruz salak diyor bi tane çakacağım ağzına o zaman salağı görecek hayla üzerimi temizlerken bi elin daha dizlerimdeki tozu sildiğini gördüm kafamı tekrar kaldırdığımda karşımda esmer kahve gözlü bi çocuk duruyor ve bana gülümsüyordu nedense çocuktan rahatsız olmuştum bi adım geriye attım ve teşekkür manasında elimi omzuna attım 'sağol sağol cidden teşekkürler' hızla elimi omzundan çekip tekrar eve doğru koşmaya başladım evin bahçesine girdiğim gibi atakanı kapıda gördüm hızla onu itip içeri daldım 'EFSUN!' atakan arkamdan bağırırken salona girdiğim gibi batuhanla göz göze geldim o da bunu bekliyormuş gibi bi anda birbirimize sarıldık
'Üzgünüm'
'Üzgünüm'Aynı anda aynı kelimeyi ettikten sonra ikimizde gülmeye başladık elini belime atıp beni biraz ileri çektiğinde gözlerimle gözlerini takip ettim 'cidden herşey benim suçum ben yani--' 'şşşş tamam geçti bitti' sıcak bi tebessümle beni affettiğini dile getirdiğinde evin içinde yüksek bi alkış koptu atakan yine o en sinir olduğum ıslığını çalıyor kulaklarımızı sağır ediyordu batuhanla birbirimizden ayrılınca dirket aramıza belinay girdi ve ellerimi tuttu 'şey..siz sevgili misiniz?' Batuhanla birbirimize bakar bakmaz gülmekten yerlere yatacak kıvama geldik atakan yattı tabi ona bişey dememeli ama meriç bile banyonun önünde deli gibi kahkaha atıyordu geri doğrulduğumda belinaya doğru eğildim 'hayır tatlım biz sevgili değiliz ama çok yakın arkadaşız' hayla gülmekten duramazken bi anda evin içine iki tane adam geldi eski giyinimli siyah bıyıkları vardı hepimiz doğrulup düzgün bi vaziyet aldık 'köyün muhtarı sizi akşam yemeğine bekliyor!' Ve sonra hemen çıkıp gittiler biz daha ne olduğunu bile anlamamışken tekrar gülmeye başladık belinayın dedikleri bizi krize sokmuştu o kadar tatlı konuşmuştu ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün kıyısında
Ficção AdolescenteDüşünün bir gün gözlerinizi açıyorsunuz ve gözlerinizi açtığınız dünya eski dünya değil...