Çağrı'nın planı

16 3 5
                                    

Karşımda yine onları görmenin huzursuzluğuyla ayağa kalktım umursamaz bi tavırla baran la bernanın ortasından geçerken baran sertçe kolumu tuttu ve kulağıma yaklaştı 'yanındaki itlerini al ve defol git burdan!' Sinirle geri çekildim ve gözlerinin içine baktım 'birazdaha dikkat etseydin onların değil asıl senin yanındakilerin it olduğunu anlardın!' Sert çıkışmamla batuhan ve atakan arkama geçti meriç te marketin içinde zombi varmı diye etrafa bakacaktı bide 2 3 bişey getirecekti

Batuhan ve atakan barana doğru atıldığında onları durdurdum ve arkadan gelen çağrıya baktım bu da mı burdaydı? Neye şaşırıyorum ki...

'Bakın biz sadece 2 3 gece burda barınmak istiyoruz bu kadar iki üç parça bişey alır gideriz ne biz sizi ne siz bizi görürsünüz' bunu duyan batuhanda önüme geçip bana baktı gerçekten bidaha önüme geçme dağ gibi mübarek! 'Ne yani bunlara ağız mı eyeceğiz!' Göz işareti yaparak onu kenara çektim berna benim üzerime gelerek konuştu o sıradada baran bernayı tutup köşeye çekti 'yürüyün gidin burd--' 'berna bi gel şuraya bi sus bi sus!' Ne konuştuklarını anlamasamda onlar konuşurken bende bizimkileri arkaya doğru çekip düzgün durmaları için uyardım yoksa bırakın 2 3 gün yarım gün dahi kalamayız berke de onlardan bayağı ürkmüş olacak ki hiç gözlerine dahi bakmıyordu iki tarafta konuşmasını bitirdikten sonra bernayla ben birbirimize baktık 'tamam! Burada sadece 2 gün kalmanıza müsade sonrasında defolup gidersiniz' kabul edip kafamızı salladığımızda onlardan en uzak köşeye geçerek yere çömeldik batuhan çok sinirlenmişti ona göre burda kalmak için onlara boyun eğmiştik ama tabii ki de öyle bişey olmaz sadece ihtiyaçlarımızı gidereceğimiz 2 gün

Biz oturduktan 5 10 dakika sonra meriç geldi ve kucağında cips paketleriyle yere yanımıza oturdu cips paketlerini önümüze bırakıp ceketinin cebinden küçük bi su şişesi çıkardı ve onuda ortaya koydu 'valla çocuklar sadece bunları bulabildim suyuda paylaşarak içmek zorundayız' hepimizin yemekten çok su ihtiyacı vardı fakat yapıcak bişey yok paketleri açıp yemeye başladığımızda meriç ortaya eyilerek hepimize bi soru yöneltmiş oldu 'ee ne dediler' '2 gün sonra gideriz hatta şimdi karnımızı doyuralım gece çıkarız' hepimiz batuhanın cevabına kafa salladık berke de benim yanımda otururken rahatsızca kıvrandı 'iyimisin?' 'K..karnım ağrıyor b..biraz' tam o sırada dışardan bi çığlık sesi duyduk bi dakika ya kurtardığımız kız nerde?

'AHH AÇIN ŞU KAPIYI LÜTFEN KORKUYORUM!' marketin kapısına koşarak gittiğimde berna nefes nefese içerde yerde oturuyordu o daha adını bilmediğim kız ise dışardaydı ve şu an üzerine 5 6 tane zombi koşuyordu hızla market kapısına asılmıştım ki kapıyı tutan çağrı bi eliyle beni kenara fırlatır gibi ittiğinde yere düşmüştüm atakan hızla yanıma gelmişti ama dert ben değil o kız olmalıydı 'k..kızı kurtarın ALIN ONU İÇERİ!' berna çıldırmış gibi bağırdı 'SAKIN!SAKIN BÖYLE BİŞEY YAPMAYIN GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ISIRILDI!' artık yapılcak bişey olmadığını düşünen bizimkiler kapıdan çekilip benim yanıma geldi 'a..ama hayır!' Sesim kısık çıkmıştı çünkü aklıma koruyamadığım asil'im gelmişti onu da koruyamamıştım bu kızı da dolu gözlerimle market kapısında can çekişen ve deli gibi bağıran kızın gözlerine baktım gözlerinin en derinine orda bi korku yatıyordu ölüme karşı bi korku vardı gözlerinde ama çok geçti artık çok geç...

Kızın ölümünden sonra bizde kendi köşemize çekilerek susmaya başladık evet karşılıklı sustuk bu gece için bi plana ihtiyaç vardı ve biz bi plan kurmuştuk zaten 'nası yani şimdi efsun la burda uyuyacam batuhanla meriç bizi bekliyecek sonra yedekleşe uyuyup gece kaçıcaz! Oğlum berke neden hep uyuyor' berke bıyık altından gülerken atakan sinirlenmişti 'çocuğun uyumasımı batıyor sana atakan!' Güneş batmak üzereydi zaten bizde atakanla baş başa vererek duvara yaslandık ve yumduk gözümüzü...kocaman bi karanlığa ve boşluğa...

Çağrıdan'dan
Güneş batmıştı ve bizde planımızı gerçekleştirmek için son ayarlamaları yapıyorduk bu gece bi kişi bizim elimizde olacaktı 'çağrı eter nerde?' 'Camın kenarında' berna eteride alıp reyonların arasında kaybolduğunda bizde baranla efsunların olduğu köşe kısma ilerledik yavaş ve sessiz adımlarla ilerledik ki duyulmayalım sonuçta bizi duyan bitek onlar olmaz ;)

Yanımızdaki rafın kenarından batuhana baktığımda yanında meriçle muhabbet ediyordu ara sıra da esniyordu önce onu biraz bu tarafa getirmeliydim ki diğerleri uyanmasın barana el kol işareti yaparak burda kalmasını söyledim raflardan çıkarak kendimi gösterdim ve yüzüme bi gülümseme kondurdum 'uyuyamadınız sanırım?' Tek kaşımı havaya alay eder gibi kaldırdığımda varlığımla bile batuhanı çıldırttığımı biliyordum o yüzden işim kolay olacaktı 'ben seni uyutursam bidaha uyanamazsın çağrı yürü git işine!' Belliki o kadar sinirini bozamamıştım o zaman yakınlarından vuralım seni batuhan bey 'seninki uyuyor masum masum baksana pekte masum old-' 'kes lan sesini!' 'Batu kanka sakin ol boşver' evet istediğim olmuştu birazdaha devam etsem herşey bitecekti tuzağa kendi ayağıyla düşecekti 'efsunun benden hoşlandığını biliyormuydun ya sen? Çok saf bi kız ve onu kullanması çok kolay' tabii ki öyle bişey olmadı sırf onu çıldırtmak için hepsi bi oyunun minik bi parçası

Daha fazla daynamayan batuhan bana doğru yaklaştı ve yakamı tutarak beni geri geri götürmeye başladı 'efsun hakkında düzgün konuşacaksın!' Meriçte arkasından geliyordu tam beni duvara yaslayacağı sırada baran meriçin kafasına elindeki levyeyle vurarak onu bayılttı batuhan ne olduğunu anlamadan sırt üstü yere yığılan arkadaşına bakıyordu ki bende arkadan kafasına tavayla vurarak batuhanı da etkisiz hale getirdim

Berke kolay lokmaydı onu en son dahi halledebilirdik sıra bernadaydı bizde gidip nası yaptığını izlemeye gidiyorduk hemde atakan uyandığında bi sorun çıkarma...Lan o ses neydi koşarak efsunların olduğu yere geldiğimizde berna atakanın kafasına elindeki her neyse bi demir parçasıyla vurarak daha uyanmadan bayıltmıştı baran onuda alırken cama yaslanıp onları izledim ses sonrası hafifçe harektlenen efsunun hareketlerini kesen berna oldu burnuna bezle eter koklatan ve bu işlemi bastırarak yapan berna bi kaç dakika efsunun olduğu yerde çırpınmasına şahit oldu sonrasında hareketleri kısıtlandı ve gözleri arkaya doğru kayarak kapandı o da yere yığılırken berna onu duvara yasladı biz bu üç erkeği birbirine bağlarken berkenin uynamış olduğunu gördüm tam da o sırada ipleri sıkılaştırıyordum 's..sen ne yaptın!' 'Kendi işine bak seni şunlar gibi bayıltmadığıma şükür et' sonra bana doğru geldi ve omzumdan çekiştirerek beni ayağa kaldırdı 'ya efsun o nerde naptın onlara!' Berkeyi sert bi şekikde ittirerek duvara sıkıştırdım cebimden çıkarttığım çakıyı boğazına dayayarak konuşmaya devam ettim 'o küçük dilini sustur yoksa ben susturmasını iyi bilirim!' İterek berkeyi bıraktığımda berna efsunu bağladığını söyledi oraya giderek efsunu kucağıma aldım ve marketten çıktık baran arkadan kapıyı kilitleyip çıktığında bi süre onu bekledik ve ben kucağımdaki efsuna odaklandım kimsenin bilmediği bi geçmişimiz vardı ve ben sanırım hayla...

Lütfen okuyanlar beğenebilirmiiiiii yoksa devam etmeyi düşünmüyorummmm

Ölümün kıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin