Ölümü hissetmek

12 3 0
                                    

2 Ay sonra
Evet vurulmamın üzerinden iki ay geçmişti ve yavaş yavaş iyileşiyordum bu iki ayda fazla değişen birşey olmadı sadece gözlerimi açtığımda bi terastaydık ve ordan derhal gitmemiz gerekiyordu batuhan bi araba bulup getirmişti ve bizde arabaya binip şehirden uzaklaşmıştık şu anda ise terk edilmiş bi köy evinde konaklıyorduk yani bunu 2 aydır yapıyorduk burda yiyecek ve su ihtiyacımızı gideriyor ve bulabildiğimiz tüm silahlarla mermileri topluyorduk daha nası kullanıldığını dahi bilmesekde bi sorun teşkil etmiyor sonuçta tetiği çektiğinde iş biter

Bu süre zarfında atakan bana ok atmayı öğretmişti evet inanabiliyormusunuz ok atıyorum atakan aramızdaki nişancılığı en iyi olan kişidir zaten çok dikkatli ve titiz çalışır okatmamda da o yardımcı oldu artık takım tamamlanıyordu takım mı? Kulağa bi hoş geldi ha

Meriç grubun sağlıkçısıydı benide o iğleştirdi zaten tıp okuması cidden bi işe yaramış.Atakan grubun keskin nişancısı oldu daha deminde bahsettiğim gibi çok dikkatlidir.Batuhan ise hemen hemen grubun herşeyi oluyor hem dövüş biliyor hem silah kullanabiliyor hemde ilk yardımı biliyor ben vurulduğumda da keşke bu performansı gösterseydin batucum berke ye gelirsek...biraz değişiklikler oldu tabi kendini dövüş konusunda geliştirdi fakat şu ağlama konusunda hiç yol kat ettiğimizi düşünmüyorum evet çok iyi dovüşüyir ama canı yandığında ağlıyor ne yapalım bizde onu böyle kabullendik

Güneşin verdiği sıcaklık ve huzurla çimenlerin üzerinde otururken yine atakanla berkenin tartışmasına şahit oldum sesleri uzaktan ama duyulur şekilde geliyordu 'ya oğlum yanlışlıkla oldu...berke ağlama kanka yeter!' Berke yine mi ağlıyor! Hemen yanımdaki koltuk değneğine benzer şeyi tutarak ayağa kalktım ve topalmış gibi yürüyerek onların yanına vardım atakanın elinde burdan bulduğumuz box eldivenleri vardı ve berke de ağlıyordu 'ne oluyor yine ya' 'ya efsun şuna birisi küçük bi kesikle ölmeyeceğini söyleyebilir mi?' Berke nin eline baktığımda geçen kestiği etinin kanadığını gördüm 'yine ne yaptın çocuğa atakan' 'vallahi bişey yap--' 'bilerek elime vurdu efsun' 'nE! KURU İFTİRA EFSUN!' Ben güldüğümde berke de gülüyordu kollarımı berke ye sardığımda atakana dönüp dil çıkardım 'uğraşmayın çocuğumla!' 'Anneeee!' Kahkahalarımız büyüyünce elimdeki deynek yere düştü bende ayağımın üzerine basamadığım için berkeye daha sıkı tutundum o da elini belime dayamış düşmemem için beni tutuyordu 'atakan versene oğlum şunu!' Atakan arkasını dönerek ilerlerken şaşkın şaşkın arkasından baktım 'çOcUğUn versin sana hıh' ne şaka mı bu berkeye ahtapot gibi yapışmışken çocuk nası değneği alsın of atakan of 'berke yavaşça eğil ve al şunu bende diğer ayağıma basıcam' 'peki...ayy!' Tam eğilirken bende ayağımı yere koymuştum ki berke sendeledi bende taşın üzerine basınca düştüm yani düşüyorum berke neden bıraktın oğlum beni

Tam yere sırt üstü düşecekken koltuk altımdan birinin tutmasıyla kafamı kaldırdım güneş gözüme vurduğu için göremedim ama önce beni kendine yaslayarak ayağa kaldırdı ahh bu batu ya boyundan anladım bu arkadaşımız çok uzun da deyneğimi geri elime tutuşturduğunda uyarıcı bi şekilde bana döndü o zaman güneşi kapattığı için yüzünü görebildim bence bu çocuğa kirli sakal daha çok yakışıyor şu içinde bulunduğumuz durum yüzünden sakallarını kesememişti ve ona cidden çok yakışıyordu atakan öküzüne ise uzun saç yakışıyordu ama okuldayken hep kestiği için göremiyorduk şimdi ise uzamış olan dalgalı saçı önüne düşüyor ana daha cool bi hava katıyor meriç le berke aynı onlar nası değişmedi bilmiyorum ama çok az olan sakalları ve kısa düz saçları hem birbirlerini ikiz gibi gösteriyor hemde neden hiç uzamadıklarını sorgulatıyordu

'Dikkat et efsun' başımı salladığımda arkasını dönüp atakanın peşinden gitti berke ise ne kadar ağlasada atakandan ayrılamıyordu o yüzden o da onların peşinden gitti ben ise eve doğru ilerledim

Ölümün kıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin