Motorcu • Texting

Bölüm¹²

Keyifli Okumalar diliyorum...

12.Bölüm

"Annem bu saatte ne ödeviydi bu şimdi?"

Kapının önünde söylenmeye devam eden anneme döndüm. "Anne unutmuşum, Nida arayıp hatırlattı. Gitmem lazım."

"İyi çok dikkatli git gel, tamam mı? Her aradığımda da aç o telefonu..."

"Tamam annem,"

Yanaklarını sıkıca öpüp formaliteden sırt çantamı taktım. Üstümde şortlu bir eşofman takımı vardı. Üstüm gri kapişonlu karnımı biraz açıkta bırakan bir sweat iken altım ise gri düz bir şorttu. Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giyinerek evden çıktım. Asansörü siktir edip merdivenlerden hızla inerek binadan daha sonra siteden çıktım.

Bizim evin camlarını kontrol ederek sanayinin arka tarafına doğru ilerledim. Issızlıktan dolayı hızlı adımlarla gittiğimde sokağı dönünce ileride yerde oturan Bora'yı gördüm.

Sırtını sanayinin duvarına yaslamış, sokak lambasının altında oturuyordu.

Elinde ise bir içki şişesi vardı. Çakıl taşlarının sesinden bana döndüğünde göz göze geldik. Aynı anda gülümsedik birbirimize. Sırt çantamı indirip yere oturacağım sırada, "Dur." dedi.

Yanındaki ceketini alıp oturacağım yere koyduğunda eğilip kaldırdım. "Saçmalama," dedim otururken.

Bağdaş kurduğumda gözlerini vücudumda gezdirdi. "Kimse var mıydı dışarıda?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Arabalardan başka kimse yoktu."

"İyi, kimse görmesin bu halini."

Önündeki siyah poşeti açtığında içinden çıkardığı kutu kolayı bana uzattı.

"Keşke süt alsaydın ya," dediğimde güldü. Elindeki içki şişesini kapıp büyük bir yudum aldığımda o da tekrardan aldı elimden.

"Yavaş kızım."

Omuz silkerek saçlarımı geri ittim. "Anlatsana n'oldu? Niye düştün karakola?"

"Sabah müşteri geldi dedim ya sana, ters bir lavuk çıktı o da bana çattı kaynadık gittik öyle bir baktım polisler ayırmaya çalışıyor bizi."

"Belaya bulaşmadan duramıyor musun sen?! Ben sana zarar gelmesinden korkuyorum sen her gün başka bir alemdesin ya!"

"Neyden korkuyorsun?"

"Sana zarar gelmesinden."

Gülümsediğinde şişeyi tekrardan kafasına dikince ben tekrardan aldım elinden ve birkaç yudum içtim.

"Bu gece masada baya bir lafın döndü?"

"Ne masası? Ne lafı?"

"Yemek masası." dediğimde kaşları alayla havalandı.

"Babamı aradılar karakoldan ve senin orda olduğunu söylediler laf lafı açtı yani... Lise üçde okumayı bırakmışsın, bir ablan var, anne tarafından tek erkek torunsun. Babanın bir kebabçı dükkanı, annenin ise bir cafesi var..."