Bölüm²⁸

31.4K 1.3K 740
                                    

"Sevgilim?"


Saçlarımın arasında dolaşan parmaklar beni hafif uykumdan ayırdığında gözlerimi yavaş yavaş araladım.

"Geldik birtanem, hadi."

Doğrulduğumda önümdeki kemeri açtım. Saçlarımı yüzümden geri ittiğimde Bora ayağa kalktı.

Şuan Adana'ya iniş yapan uçağın içindeydik... Kahvaltıdan sonra ben eve geçmiştim, babam annemle konuşmuştu annem valiz hazırlayana kadar başımda söylenip dursada babam çok net konuştuğu için bir şey diyememişti. Bende babamı arayıp ayrıca teşekkür ettiğimde Bora bizim için akşam saat 10'a iki uçak bileti almıştı. Şuan gece yarısındaydık ve biz Adana'ya varmıştık.

Uçaktan el ele indiğimizde havaalanına geçtik ve yedi dakika kadar bekleyip valizlerimizi aldık. Üstümde siyah, geniş paça bir kot pantolon, üstünde ise beyaz uzun kollu, karnımı çok hafif açıkta bırakan kırık beyaz bir buluz vardı. Buna rağmen ve saat gece yarısı olmasına rağmen hava fazlasıyla sıcaktı. Havaalanından çıktığımızda Bora arka cebinden telefonunu alıp birilerini aradı.

"Geldik biz nerdesin puşt?!"

"Hakaret etme lan amına koduğum geliyoruz iki dakika sabret."

Telefonu her kimse yüzüne kapattığında Bora bu sefer de annesini aradı. "İndin mi oğlum?"

"İndik anne..."

"İndik derken?" dedi arkadan gelen başka bir kadın sesi.

"Kız arkadaşım yanımda,"

"A aa oğlum niye haber vermiyorsun, eve bile gitmedim ne yemek ne başka bir şey hazır?"

Yüzümde bir gülümseme oluştu. "Nerdesiniz siz?"

"Cafeyi kapattık da babanın yanına kebapçıya geçtik."

"Geliyoz biz babama söyle iki adana atsın, ölecem açlıktan."

"Zıkkım ye!" dedi alayvari bir ses tonu. Muhtemelen babası idi.

"Hadi gelin annem,"

Telefon kapandığında önümüze ani bir dönüş ile çıkan araba durdu. Şoför koltuğunun kapısı açıldığında Bora telefonunu cebine koydu. Bora yaşlarında genç bir çocuk indi arabadan. Bize döndüğünde uzaktan Bora'ya bakarak gülümsedi. Uzun boyu Bora ile hemen hemen aynıydı, yapılı bir vücudu ve dövme ile kaplı kolları vardı. Saçlarının yani üçe vurulmuşken kaşının sonunda bir çizik vardı.

"Lan şu gözünü yediğim memlekete bir tek sen mi yakışüyün lan!"

Bora güldüğünde çocuk koşarak geldi ve Bora'ya sarıldı. Bora beline dostça vurdu iki kere. "Aslan kardeşim," dediğinde çocuk geri çekildi.

"Nasılsın baba iyisin inşallah?" dedi arkadaşı. Tam, koyu Adanalıydı.

"Çok şükür."

Bora daha sonra bir adım kadar arkalarında kalan bana döndü. Çocuğunda aynı anda bakışları beni buldu.

"Ekin," dediğinde arkadaşı elini uzattı. "Furkan'da genelde hatta çoğunlukla ayyaş derler, kafana nasıl eserse." dediğinde gülümsedim.

Motorcu • TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin