Motorcu • Texting

Bölüm¹⁹

Keyifli Okumalar...

Parmaklarımın arasındaki cipsi dudaklarımın arasına atıp çiğnemeye başladığımda filmin aksiyonu öldürecekti beni. Filmin seri halde olduğunu öğrendiğimizde anında birini bitirip ikisine geçmiştik. İkiside aynı hızla biterken şuan üçünü izliyorduk. Havaya hafiften aydınlık çökmeye başlamıştı ve biz hâlâ ayaktaydık ve benim asla yarın okulum ve deneme sınavım yoktu.

Rolleri biraz değişmiştik film akıp giderken, Ayaklarımız hâlâ sehpanın üstünde iç içeydi ama Bora benim göğsümde uzanıyordu. İkimizde sabah erken kalkmamıza rağmen birbirimizi bırakamıyor uyuyamıyorduk. Birinci şişe şarabı bitirmiş şuan ikinci şişeyi içiyorduk ve çakır keyiftik biraz.

Bora'nın saçlarının arasında dolaşan parmaklarım durduğunda Bora başını çevirip bana baktı. "Uykun mu geldi?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.

O koltuktan destek alarak doğruldu. Ve sehpanın üstündeki telefona uzanarak saate baktı.

05:12'yi gösteriyordu. "Kalkalım artık yeter. Okula gideceksin sen,"

"Hiç kalkmak istemiyorum." dedim kendimi koltukta biraz daha yayarak. Ama gitmezsem sınava girmediğime dair mesaj anında babama giderdi.

Bora burnumun ucuna dudaklarını bastırdı. Geldiğimden beri hiç dudaklarımdan öpmemişti, haksızlık yapıyordu. Üstüme ağırlığını vermeyerek uzandığında saçlarımın arasından parmaklarını geçirdi. "Bir kaç saat olsada uyumamız lazım ama..."

Omuz silktim redderek. Elimdeki şarabı kafama diktiğimde Bora elimden alarak sehpanın üstüne indirdi. "Bu kadar alkolde yeterli ayrıca. Kalk hadi."

"Çok üşeniyorum." dedim gülerek. "Keşke vaktimiz olsaydı da biraz daha dursaydık ama maalesef gülüm."

Ağlamaklı bir ses çıktı dudaklarımın arasından. Bora başını eğip kalbimin hemen üstünü öptüğünde gülümsedim. Saçlarıyla oynamaya başladığımda biraz yukarı çıkıp croptan açıkta kalan gerdanımı öptü. Köprücük kemiğimin üstünde durup bir anda etimi dudaklarının arasına alarak emdi. Belimi kavislendirerek ona doğru yükseldiğimde dudaklarımı birbirine bastırdım. Emdiği yeri öptüğünde boynumun iç kısmına doğru ilerledi. Başımın içinde şimdiden filler tepişirken yaptıkları kasıklarımdaki koru alevlendiriyordu.

Boynumda emdiği yerlerde dilini boydan boya gezdirdiğinde kulak mememi dişlerinin arasına sıkıştırınca, "Bora!" dedim inleyerek.

"Söyle bebeğim?"

Dudaklarımın üstünde durduğunda gülümsedik aynı anda. "İz kaldı hep,"

"Kalsın," dedi omuz silkerek. "Kalsın tabii hesabını verecek olan benim çünkü!"

Güldüğünde omuzlarından iterek koltuğa oturmasını sağladım. Anında kucağına yerleştirdiğimde başımı boynuna yerleştirerek bana yaptığının daha fenasını yapmaya başladım. Bütün boynu ve omuzu diş izleri ve morartılarla dolduğunda gülümsedim. En son şah damarının üstünde ki tenini dudaklarımın arasına sıkıştırdığımda kendiyle olan savaşını bitirip ellerini kalçalarıma koymuştu. Kasıklarının üstüne tamamiyle yerleştiğimde dilimi tenine vurup geri çekildim.

Yüz yüze geldiğimizde manyak gibi aynı anda güldük. O kendini altımda çok hafif oynattığında sertliğini tam kalçalarımda hissettim. Öpüşümden, kucağında kıvranmamdan fazlasıyla etkilenmişti. Kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldığımda başımı boyun girintisine yerleştirdim. Derin bir nefes aldığımda o başını çevirip ensemi öptü. Göğüslerim onun çıplak vücudu üstünde ezilirken kalçalarımdan beni kendine daha çok çekerek sürtünmemi sağladı. "Yavrum?"