2- Abiler ve İkiz

6.7K 240 103
                                    


Şarkı: Viva la Vida

Medya: Fenris

Keyifli okumalar.....
______________

Kolumun deşilmesi ile homurdanarak uyandım. Hangi geri zekalı beni bu şekilde kaldırıyordu. ''Kalksana artık ya!'' diye isyan eden ses ile gözlerimi açtım. ''Sonunda!'' karşımda Doruk vardı.  

''Kolumu alsaydın koçum'' ters ters baktı. ''Yok yani kopardın zaten, bu ne biçim uyandırmak böyle!'' diye isyan ettim.

''Deminden beri seni kaldırmaya çalışıyorum ama kış uykusuna yatmış ayılar gibisin!'' gözlerimi açarak ona baktım. Tek kaşımı kaldırdım. 

''Kış uykusu öyle mi?'' dedim sinsice sırıtırken. Başı ile beni onaylayınca yastığımı kafasına geçirmem bir oldu. ''Acaba atlar nasıl yatıyor ha?'' dediğimde o da diğer yastığı aldı ve bana vurmaya başladı. İkimiz de yastıkla birbirimize vurarak eğleniyorduk. 

Bugün cumartesiydi ve iki gün daha geçmişti. Haftaya okul açılacaktı. Doruk bana soğuk yapmaya çalışıyordu ama içten içe o da bir abla istiyordu buna eminim. O gün ona kahvemi verdikten sonra bana sürekli imalı laflar yapmıştı ama ben sessiz kalmıştım ve umursamamıştım. Tamam belki imalı bir şekilde karşılık vermiş olabilirim ama sonuç olarak şuan bu haldeydik. Tekrar yastıkla vurunca yatağı boyladı ve tekrar vurdum acıtmamaya çalışarak. Aynı şekilde karşılık vermeye devam ediyordu.

İzlendiğimi hissedince kafamı kaldırdım ve Hayat hanım ile Ferit beyi gördüm. ''Sizi yaptığınız bu davranış için kınıyorum'' bu sözlerimle ikisi de gülmeye başlamıştı. Hayat hanımı sevmiştim. Bana çok iyi davranıyordu. Ferit beye de ısınmıştım. Zeki ve sert bir adamdı fakat bana karşı daha yumuşak olmuştu.

''Doruk seni ablanı uyandırman için gönderdim ama siz burada savaş mı yapıyorsunuz?'' diye bizi azarlayınca Doruğa baktım. O da bana bakıyordu.

''Kış uykusuna yatmış ayılar gibi uyuyordu ve kalkmıyordu sonra bana yastıkla vurdu, benim bir suçum yok'' kafasına yastıkla tekrar vurdum. ''Baksana anne hala vuruyor'' diye isyan edince dehşetle ona baktım. 

''Sensin ulan ayı!'' diye tekrar vuracaktım ki biri beni belimden tutarak kaldırdı. Doruk koşarak annesinin yanına gitti. ''Bak görüyorsunuz'' dediğinde tekrar ona atıldım. 

''Bana bak küçük tay, engelli parkuru yaptırırım sana. Sensin ayı!'' diye ayağımı yere vurdum. O ise sinsice sırıtmakla yetindi. Hayat hanımın arkasında saklanıyordu. Belimde ki elin sahibine baktım. Ferit beydi gülerek bize bakıyordu.

''Hadi çocuklar kahvaltıya'' Somurtarak yatağıma yönelmiştim ki tekrar beni belimden tutarak kaldırdı ve kapıya götürdü. ''Sende kızım hadi'' oflayarak yastığı yatağıma fırlattım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayarak çıktım ve telefonumu alarak aşağı yemek salonuna indim.

Motorumu ve Kurdumu henüz almamıştım. Depoya gitmemiş ve çocuklarla da konuşmamıştım. Efe de beni aramıştı ama biraz dinlenmek istediğimi sonra onlar ile konuşacağımı söylemiştim. O da üstelememiş ve beni onaylamıştı. Normalde geçen gün depoya gidecektim fakat çok üşenmiştim ve ertelemiştim. Ama bugün kesin gidecektim.

Fırat bey afiyet olsun dediğinde yemeğimize başlamıştık. Yemek sessiz geçmişti ve şuan salonda oturuyorduk. Fırat bey bana iki kart uzattı. ''Al bakalım kızım. Artık resmi olarak da bir Karahanlısın'' Kimliğimi aldım ve inceledim. Asya Karahanlı. Garip ama güzeldi. Elinde ki diğer karta baktım. Kredi kartıydı.

''Ben bunu kabul edemem Ferit bey.'' dedim ve kartı ona geri uzattım. Ne yani kendi paramı kazanıyordum ne kadar illegal olsa da ve onlardan para da istemiyordum. Ferit bey ısrar etti.

''Olmaz kızım. Al bu kartı. Sınırsız, genç kızsın sen'' dediğinde yine itiraz ettim. ''Benim kendi param var zaten lütfen ısrar etmeyin'' dediğimde zorla kartı elime tutuşturdu ve yerine geçti.

''Nerden kazanıyorsun ki?'' Omuz silktim. Bunu şimdi söylemek istemiyordum. O da bunu anladı ve başka bir konuya girdi ama bunu başka bir zaman tekrar soracağını biliyordum.

Karmakarışık Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin