8- Akrabalar, Baba Tarafı

4.1K 163 46
                                    


Şarkı: Ajda Pekkan - Sana Ne Kime Ne

Medya: Karahanlı malikanesinin örnek hali

Keyifli okumalar....
___________________

...

Pembe çimenlerin üzerinden tiksinerek yürümeye başladım. Neden bu kadar cırtlak ve iğrenç bir ton seçmişlerdi ki. Bulunduğum bayırda bir sürü tek boynuzlu at vardı. Sorun şu ki hepsinin kıçları kocaman ve parlaktı. Yüzümü buruşturarak ilerlerken pembe bir yaratık çıktı önüme. Daha doğrusu saçları pembe.

''Sonunda birilerini buldum! Kimsin ve neden bu bayırda geziyorum?'' dedim elimle etrafa tiksinerek bakarak. Her rengi severdim ama bu ton..

''Ben Zebani Efe, sıradaki zebani elçisi seçildin.'' dedi ve yüzüme tükürdü. Tiksinerek sweatimin koluyla sildim. ''Iyy iğrenç. İstemem ben zebani falan bana direkt şeytan versene sen?'' başını iki yana salladı. 

Minecraft da ki köylüler gibi elini pelerinin kollarıyla birleştirmiş bilmişler gibi bakıyordu bana. ''Ne yani hiç elinizde de mi kalmadı şeytan elçiliği?'' bu gidişle sonum ora olacağı için en azından cehennemde yerimi garantilemem gerekirdi.

''Onu söyleyemiyoruz, maalesef.''

...

''Asya!''

Sıçrayarak bulunduğum yerden yere düştüm. Harika bir cümle. ''Senin zebanine sıçayım pembe yaratık!'' gözlerimi açarak etrafa baktım.  Bir arabanın içindeydim ve arabanın dışına sert bir düşüş yapmıştım. Kurdum havlayarak yüzümü yaladığında homurdanarak kalktım. Bu da iyice köpek bildi he kendini. Götümü ovarak homurdanmaya devam ediyordum.

''İnsan uyandırır ya, elçi oldum pembe yaratık elçisi!'' 

Ailem neden bana iki kafam varmış gibi bakıyordu ki şimdi? Gel bir de bunu çöz şimdi. ''Abla, iyi misin?'' uzaylı görmüş gibi bana bakan Doruk'a döndüm. ''Ne oldu ki?'' Meriç abim tereddütle bir adım attı. Hayır neden böylelerdi.

''Güzelim, ne elçisinden bahsediyorsun? Rüya gördün herhalde.'' 

''Oma gat domatis çorbasii!'' abartılı bir şekilde elimi ağzıma götürerek dediklerimle korkarak bir adım geri atınca kahkaha atmaya başladım. Batuhan ve Çağrı'da bana eşlik ediyordu. Atlas ve Doruk da ne olduğunu anladığında gülmeye başladılar.

''şaka yapıyorum ya, uyandığımda kendimde olmuyorum aldırmayın.'' dediğimde hepsi rahatlamıştı. Batuhan ise gururla bakıyordu. Anladık ona çekmişiz.

''Kızım korkuttun bizi.'' diye sarıldı annem. Ayrıldığımızda etrafı inceleme fırsatı bulabilmiştim. Kocaman bir malikanenin önündeydik. Valizler ve çantalarımız bir köşede siyah takım elbiseli koruma olduğunu düşündüğüm adamlar tarafından götürülüyordu. Ailem ise tepkimi inceliyordu. Fenris de etrafta dolanıyor nerde olduğumuzu sorguluyordu.

''Sorması ayıptır da neredeyiz biz? Film setine falan mı geldik, bu şato bir tek orada oluyordu da?'' ailem bu tepkime gülerken babam beni kolunun altına alarak yürütmeye başladı.

''Karahanlı'ların malikanesine hoş geldin kızım. Artık senin de sayılır.'' dedi şaşkınlıktan açılan ağzımı kapatırken. 

''Ama burası çok büyük kaybolurum ki ben!'' diye isyan ettiğimde yanağımdan makas aldı. ''Kaybolmazsın korkma.'' evi, pardon malikaneyi incelemeye başladım. 

Krem rengi duvarları vardı ve dört katlı oldukça geniş bir malikaneydi. Bahçesi 3 dönüm civarıydı ve ağzımın açık kalması gayet normaldi. Etrafta bir sürü o filmlerde gördüğümüz, siyah takım elbiseli ve kulağında kulaklık bulunan adamlar vardı. Kendime engel olamadan bir ıslık çaldığımda kurdum uluyarak yanım da yerini almıştı. 

Karmakarışık Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin