7- İlham-ı Aşk

4.4K 148 53
                                    


Şarkı: Daddy Yankee - Gasolina

Medya: Nida ve Asya'nın çektiği temsili fotoğraf

Keyifli okumalar....
______________________

''Abla, Abla uyansa ya!'' 

Homurdanarak sağa döndüm. Kolum tekrar dürtülünce oflayarak gözümü açtım. ''Ne var ya ne ne?'' Doruk beni uyandırmaya çalışıyordu. ''Abla kalk hadi, yemek yicez'' homurdanarak kolundan tutup yanıma çektim.

''Boş ver yemeği, okulu. Gel uyuyalım biz.'' bana karşılık vererek sarılınca bende sarıldım ve uykuya devam ettik. Bir kaç dakika sonra tekrar dürtüldüğümde sinirle gözlerimi açtım.

''Lan kalkasınıza. Doruk seni uyandır diye gönderdik sende yatıyorsun be.''

''Ne var amına koyayım.'' Atlası da diğer yanıma çektim. ''Boş ver yemeği ikizim. Uyku daha önemli'' Atlas da itiraz etmeden bana sarılınca kendimi uykuya bıraktım. Bir kaç dakika sonra tekrar dürtüldük.

''Sikicem ama!'' bu sefer Batuhan gelmişti. ''Lan sıpalar kalkın. Hepiniz zıbarıyorsunuz okul var.'' Atlas, Batuhan'ı çektiğinde o da okula gitmeye istekli olmamalı ki o da bize katıldı. Uykuya kendimi tekrar bıraktım. 

Bir kaç dakika sonra duyduğum sesler ile homurdanarak gözlerimi açtım. ''Çocuklar! Ben de diyorum giden neden dönemiyor acaba. Hepiniz uyuyorsunuz ama. Kalkın hadi'' annem terliğini çıkarınca hepimiz doğrulmuştuk. 

''Anne gel sende bize katıl. Bak uyku çok önemli,'' sözümü bitiremeden bacağıma yediğim terlik ile inledim. ''Ama resmen şiddet bu!'' diğerleri gülerken ben somurtuyordum. Herkes çıktığında bir süre öylece kaldım. Havlayan kurduma döndüm.

''Evet, hala okuldan nefret ediyorum!'' kurdum kıçını dönerek odadan çıkınca  göz devirdim. ''Hemen de kaç Fens.'' oflayarak kalktım. Sanırım okula gitme vakti, ne kadar da zekiyim be.

Hızlıca giyinme odasına girdim ve okul formamı giyerek çıktım. Gömleğimin üstüne siyah kazağı da giyince hazırdım. Hızla makyaj masasına yönelerek klasik rutinimi gerçekleştirdim. Fondöten ve kapatıcı ile bacaklarımda ki ve vücudumda görünen yaraları kapattım. O kadar sık makyaj yapan biri değildim. Bu yüzden sadece dudaklarıma nemlendirici sürdüm ve kirpiklerimi kaldırdım. Aynadan son kez kendimi süzdükten sonra çantamı alarak aşağı indim. 

Herkes inmişti, hızla her zaman ki yerime geçtim. Doruk ile Atlas'ın arasına oturdum. ''Günaydın'' herkes karşılık vermişti. Fenris'e başımı salladım. Babamın afiyet olsun demesi ile yemeğe başladık. ''Kızım keşke bugünde gitmeseydin. İyi misin?'' bakışlarım babama döndü. Başımı salladım. ''İyim sıkıntı yok.'' tereddütle koluma baktı. ''Gerçekten mühim değil, çabuk iyileşen bir yapım var, bundan pek hissetmiyorum. Benim için endişelenmenize gerek yok'' sıkıtı ile başını salladı.

Aslında yalandı. Çabuk iyileşen bir yapım yoktu, çabuk iyileşmeye zorlanmıştım. Çünkü ben acıya alışmıştım. Çektiğim acılar beni etkilemişti. Yaşadığım şeyler hayatıma yön vermişti. Yine de onlara doğrusunu söylemedim. Belki de söylemezdim.

Bakışlarım karşımda oturan Çağrı'ya döndü. Gözlerini yemek tabağında ayırmıyordu. Bakışları beni bulunca orada ki pişmanlığı gördüm. Ne yani, onun ön yargılarını kırması için benim onu boğmam gerekiyordu. Kriz geçirip kendimi kaybetmem mi gerekiyordu. Hayır eğer boğmam gerekiyorsa daha önce seve seve  yapardım ki, yazık oldu. Gözlerinde gördüğüm kızarıkların yarısı geçmişti. Ama hala duruyordu. Başımı hafifçe iki yana salladım ve yemeğime döndüm.

Bugün günlerden Cuma olduğu için beden dersimiz vardı. Hadi bakalım. Çantama eşofman takımlarımdan birini koymuştum. ''Edebiyat hocası sözlüyü bugüne çekti.'' Atlas'ın sözleri ile içtiğim çay boğazımda kaldı. Kendimi topladığımda ona döndüm.

Karmakarışık Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin