6- Tek Kelime Onlarca Duygu

4.6K 174 71
                                    


Şarkı:

Medya:

Keyifli okumalar...
____________________


İnsan. Kainat da kendini üstün gören varlık. Kimisi aciz der, kimisi bariz. Oysa ben korkunç derdim. Mısır tarlarında bile korkuluklar insan şeklindeydi. Bir aslan değildi, ya da bir ayı. İnsandı. Çünkü insanlar korkunçtu. Sizi yakarlardı ve yok ederlerdi. Bir hiç uğruna bile harcayabilirlerdi. 

Lakin bazı insanlar farklıydı. İyi kalpli ve temiz. Sizi yok etmezlerdi, var ederlerdi. Sizi korkutmazlardı, size sığınırdı. Onlar temizlerdi ve bu dünyada ki siyahın içinde bulunan beyazdı. Sizi korurlardı, ne olursa olsun. Çünkü insan bir kere güvendi mi anlıyordu hayal kırıklığını yada minneti.

Peki ben hangisiydim?

İyi olmadığım kesindi, fakat kötü de değildim.

Sanırım ben griydim. Ne siyahtım, hayat karartacak. Ne beyazdım, hayat kurtaracak. Ben griydim, hayat olan. Ama en çok grilerin canı yanardı. Çünkü siyah değildim ben insanları hor görüp vicdansız olan, beyaz değildim onlara iyi gelip vicdan yapan. Ben hor görülüp vicdan yapandım. Ben hala o küçük savunmasız kız çocuğuydum.

Kara Kuğu diyordu bana hayatımı karartanın olduğunu. Hayır diyordum olmamalı, eğer onu bulursam birinin canı daha alırdım. Sahi Azrail istiyor muydu can almak? İstiyor muydum katil olmak? Ben bunu istememiştim, ben zorunda bırakılmıştım. Ve kararan hayatlar, zorunda bırakılanlardı.

Babama döndüm. Gözlerim soğuktu, sertti ve acımasızdı. Aileme karşı değildi, düşmanıma karşıydı. Gözlerim şuan ölüm meleğine dönmüştü. Ben şuan ölüm meleği olmuştum. Gözlerimi gördüğünde yutkunmuştu. Herkes dikkatle vereceğim tepkiyi bekliyordu. Peki ben nasıl bir tepki vermeliydim? Normal insanlar nasıl tepki verirdi ki, öğretmemişlerdi bana. Öğrenememiştim.

''Beni hastane de karıştıran, hayatımın on yedi yılını zehir eden kişi Kara Kuğu'dan mı?''

Babam tereddütle başını salladı. Boş gözlerle bakıyordum. Kimse gözlerimden geçen duyguları bilemezdi. Benim gibi olmayan kimse. Pars'a döndüm. ''Nerede?'' anlamadığını gördüğümde sorumu yeniledim. ''Kara Kuğuların lideri kim ve nerede?'' Batuhan araya girdi. ''Ne yapacaksın?'' sesi meraklı ve tereddütlüydü. Ama hüzün vardı, bu zamana kadar yaşanılmış acıların hüznü.

''Öldüreceğim''

Tek kelime bir can. 5 hece bir hayat. Ne kadar basit değil mi öldürmek? Oysa ne kadar kolay görünüyordu can almak. Peki o ruhu taşıyabilecek olmak, öldürdükten sonra aldığın ruhu taşıyabilecek miydin? Taşıyamazsan ne olurdu, cevap basitti. Ölürdün. Kural basitti, ruhu sırtlan ve dik dur. Ama unutma, omuzların sarsıldığı an, kendi tırpanında bulursun kelleni. İşte o zaman ölüm kaçınılmaz olur.

''Ö-öldüreceğim derken?'' annemin sesi endişeli çıkmıştı. 

Kendimi normal olmaya zorladım. Sanırım asla normal olamayacaktım. Oysa ben en çok normal olmak istemiştim. 

''Sadece biraz yumruklayacağım.'' dediğimde içi azda olsa rahatlamıştı.

Oysa diyememiştim ki, anne kızın katil. O korkarak sesinin titrediği kelimeyi her uzvu ile en derinden tattı. Ve en ağırı da neydi biliyor musun, sen orada yoktun. O savunmasız kız yalvarıp acılar içinde kıvranırken hiç biriniz yoktunuz. Şimdi ise yıllar sonra gelmiş ve yalanlarla ört bas edilmiş olan bir hayat veriyordunuz. Oysa yalana kanmak güzeldi. Ne tatlıydı her şey, ama her şey gün yüzüne çıktığında ancak görüyordun ölümün sancılı kokusunu.

Karmakarışık Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin