18- Aşk-ı Olay

2.6K 98 86
                                    


Şarkı: Skpavoa - Son Arzum

Medya: Asya ve Azat'ın kolyesi. 

Keyifli Okumalar...
__________________

7 Yıl Önce (Asya 11 yaşındayken)

Halının rengi hep turuncu muydu? Belki de değişmiştir de ben görmemişimdir, bence yeşil halı daha güzel olurdu. Ya da mavi. Büyüyünce evime hangi renk halı alsam acaba? Belki de gri alırdım gerçi o zaman da çok renksiz olurdu. Pembe mi alsaydım? Yüzümü buruşturdum bu düşünceme. Ablam yüzünden pembeden nefret ediyordum. Sadece Ece ile severdim pembeyi. Kesin o eve pembe halı alırdı. Kuzey de bu ne lan diyerek halıya basmazdı bile. Bu hayalime kıkırdamamak adına kendimi tuttum.

''Sana diyorum Asya!'' dedi Ceren. 

''Ben yapmadım diyorum ya Ceren!'' dedim bende karşılık olarak. Ona abla dememe hep kızardı. Ona adı ile seslenmeme de kızardı. O bana hep kızardı zaten. 

''Bana bak bir daha Ceren dersen o dilini koparırım senin. Senin dışında kim kıskançlık yapıp sevgilime mesaj atabilir ya!?'' Neden bağırarak konuşuyordu ki sağır mıydım ben ya, ofladım. Yüzümü buruşturmadan edemedim. 

''Ben yapmadım diyorum bende! Hem o mu sevgilin? İğrenç birine benziyor. Kesin sürekli küfür edip sigara falanda içiyordur. Aa filmlerde ki gibi kavgalara da giriyor mu? Çok şey birine benziyor, ııı,'' Neydi ya? Efe, Yiğit'e demişti bir keresinde. Zihnimi zorladım. ''Heh Pezevenk!'' Dehşetle bana baktığını görünce dudağımı dişlemeden edemedim. Şimdi canıma okuyacaktı kesin. Benim suçum neydi sanki!

''Sen ne dedin az önce, hele bir daha söylesene!?'' Resmen okuduğum kitaplarda ki canavarlar gibi kükreyerek üzerime atlamaya çalıştığında çığlık atarak odadan çıktım. ''Pezevenk dedim ya sağır mısın?'' Her şeyi de benim mi söylemem lazım yani. Bir kere dedim neden anlamıyor ki. İki gün sonra gelip ağlayacak zaten aldatıldım diye. Onun ne demek olduğunu hala anlamamıştım ama sanırım şey gibiydi, arı vız vız şarkısı gibi. Evet aynısı hatta. 

Önce menekşeyi koklar sonra gülü emeriz.

Ayağımın masanın ayağına takılması ile düştüm. ''Ah!'' Serçe parmağım! Of bundan nefret ediyorum. Hepsi o Ceren yüzünden. ''Ayağım acıyooor!'' Ayağımı kendime çekerek ileri geri sallanmaya başladım. Bunu yaparak kendi kendime söylendiğimde acımı unuturdum. Tam tekrar aynısını yapacaktım ki duyduğum sesle tükürüğümü yutamadım. 

''Ne oluyor ya sabah sabah? Bir pazarımız var onun da içine sıçtınız iyice he!''  

Başımı kaldırdığımda salonun ortasına düştüğümü gördüm. Tam kalkıp buradan kaçacaktım ki ayağım acısı ile aniden sendelemiştim ve Ceren beni kolumdan tutarak babama göstermişti. ''Baba Asya telefonumu karıştırıp arkadaşlarıma kötü kötü mesajlar atmış!'' Şaka mı yapıyordu bu salak! Beyinsiz özürlü! Bok beyinli maymun. Orangutan suratlı kertenkele kuyruğu. Heh ne vardı bir de, Yiğit demişti. Bakir kertenkele! Yağmurda dans etsin de kuyruğu kanalizasyonlara sıkışsın emi Ceren! Yılan dilli kötü kız.

''Ne yaptın lan sen yine?'' Diyerek elinde ki gazeteyi az önce çarpıştığım masanın üzerine bıraktı babam. ''Kızın telefonunu mu karıştırıyorsun bir de? Bugün bunu yapan yarın neler yapmaz.'' diyerek ayaklandığında gelecek olanı biliyordum. Oysa yüzümde ki morluk daha yeni geçmişti. 

''Ne oluyor gene Kadir, ne alıp veremediniz bu sefer?'' diyerek annem elinde ki meyve tabağı ile giriş yaptı. Kolumu Ceren'in elinden kurtardım. ''Senin bu kızın ablasının telefonunu karıştırmış.'' Annem elinde ki tabağı masaya bırakarak hiç bir şey yokmuş gibi koltuğa oturdu. ''Benim kızım falan olamaz o. Doğurduk diye bakıyoruz da seveceğimiz anlamına gelmez. Keşke kardeşim Orhan'ı dinleyip de aldıraydım şunu.'' Kalbim kırılmıştı. Neden böyle diyorlardı ki? Hep canımı yakıyorlardı zaten. 

Karmakarışık Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin