BİGE MARALOnu öperek başka odaya gitmesini engellemeye çalıştım.
Allah'ım ne yapıyordum ben?
Zorbey'i bırakamazdım. Daha gitmiş olamazlardı! Yeniden onu öptüğümde ne yazık ki bir süre sonra nefessiz kaldığım için dudaklarımızı ayırdım.
"Sen benden bir şey mi gizliyorsun?"
Sert sesiyle yutkundum.
Kız kardeşinin çok sevdiği sağ koluyla kaçtığını söyleyemezdim elbette... Ulaş'ı da Lale'yi de öldürürdü! Hem de onun evini gizlice kullanmışlardı. Sevişmek için... Zorbey duyarsa kafayı yerdi.
"Gizlemiyorum..." Dedim masumca. "Sadece yalnız kaldık, yarın sana yüz vermeyeceğim diye küçük bir öpücük verdim."
Kaşlarını çattı.
"Beni yatağa attın Bige! Küçük öpücük müydü sence?"
Tam ağzımı açacaktım ki kalkmaya çalıştı. Hızla boynuna sarıldım. Göğüslerim göğsüne değiyordu.
"Beni bırakıp gidecek misin? Korkuyorum..."
Zorbey göz devirdi.
"Sende bir şey var!" Sertçe çenemi tuttu. "Niye öyle çığlık attın? Korkmuştun! Bir anda beni yatağa attın... Ne olduysa söyle lan delirtme beni!" Yeşillerine bakamadım.
"Aklıma beni boğmaya çalıştığı an geldi ve çok korktum. Seni endişelendirdiysem özür dilerim. Travma oluştu sanırım." Dudaklarımı ıslattım. "Seninle yalnız kalmışken biraz hasret giderelim dedim. Hani boşanacağız ya..."
Allah'ım ben neler diyordum böyle?
Hasret gidermek de ne demekti?
Zorbey kaşlarını çattı.
"Hasret giderelim mi dedin?" Yutkundum. "Beni bu kadar çok istediğini bilmiyordum."
Yemin ederim utançtan kafamı kuma gömsem az kalırdı...
Güçlükle gözlerine baktım.
"Hı hı."
Zorbey aniden yataktan kalktığında dehşetle ona bakakaldım.
"Nereye?"
"Şu kırılan neyse bakacağım! Dur burada geliyorum."
Siktir...
"Zorbey çıplağım! Beni burada tek mi bırakacaksın?"
Lale ve Ulaş yakalanırsa ikisinin de hayatını bitirirdi... Cesaretlerine hâlâ hayret ediyordum. Gerçi Zorbey cüzdanını unutmasaydı asla buraya geldiklerini bilmeyecektik.
"Ulan gir örtünün altına! Geleceğim hemen, seni burada tek başına bırakacak değilim!"
"Korkarım sensiz..."
"Benden ayrılamıyor musun? Bakacağım işte! Evde biri varsa ne olacak? Aklını kullan! Bana vakit kaybettiriyorsun!" Diye kızdı.
Tam odadan çıkacaktı ki hemen ayağa kalktım ve gitmesini engelledim. Önünde durduğumda kaşlarını çattı.
"Hava rüzgârlı. Pencere ya da kapı açıktı, rüzgâr esti ve bir şey kırıldı. Evinde kimsenin olamayacağını sen de biliyorsun." Uzanıp yanağını öptüm. "Ben burada seni arzularken bir yere gitmene izin vermem Zorbey Akıncı..."
Zorbey'in gözleri irileşti.
Bakışları göğüslerime gittiğinde sertçe yutkundu.
Dudaklarımı boynuna bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Bana Yasak
RomanceEllerimi ve gözlerimi bağlamışlardı. Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir ses yoktu. Ülkeme gelir gelmez tam arabama binecektim ki bir el arkamdan boynuma sarılmıştı. Kendime geldiğimde gözlerim kapalı bir hâlde öylece oturduğumu anla...