25 "Haber"

10.8K 833 260
                                    


BİGE MARAL

Bedenim buz kesti...

Soğuk hastane koridorunda bekledim. Kaç saat geçmişti bilmiyordum. Zaman geçmek bilmiyordu. Sadece dua ediyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu.

Güçlükle sandalyeye oturdum. Lale kaç saattir ağlıyordu bilmiyordum. Kendi derdime mi yanmalıydım ona mı destek olmalıydım bilmiyordum.

Şişen ve artık bana acı veren gözlerimi kapattım. Çok ağlasam da kimse kapalı kapıdan çıkıp gelmiyordu. Kimse o iyi demiyordu. Aklımı kaçırmak üzereydim...

"U-Ulaş..." Lale elini karnına götürdü. "Bebeğimiz için dayanmaz mı Bige? Bizi bırakıp gider mi?" Gözyaşları şiddetlendi.

Yüzümü ellerimin arasına aldım.

İkimizin de canı çok yanıyordu...

Lale'ye cevap veremedim. Ağzımı açıp konuşacak halim yoktu. Saatlerdir ne bir su içmiştim ne de yemek yemiştim... Bir boşlukta savruluyor gibiydim.

Kapının açıldığını görünce büyük bir hızla yerimizden kalktık.

"N-Ne oldu doktor bey?"

Sesim titriyordu.

Doktor derin bir nefes aldı.

"Ulaş Bey'in durumu iyi, hayati tehlikeyi atlattı. Kurşunu çıkardık."

Lale daha çok ağladı. Sevinçle bana sarıldığında ben sevinemedim... Hızla doktora yaklaştım.

"E-Eşim?" Diye sordum telaşla. "Zorbey de iyi mi? Hayati tehlikesi yok değil mi?" İçimde büyük bir korku vardı.

Bir şey olmuştu! Doktorun tepkisi iyi bir şey olmuş gibi değildi! Sakin kalmaya çalışsam da gücümü kaybediyordum.

"Zorbey Bey'in kalbi durdu Bige Hanım." Ne? "Yeniden çalışması için elimizden geleni yaptık, onu yeniden hayata döndürdük ama hayati tehlikeyi henüz atlatabilmiş değil. Müşahede altında tutacağız."

Kalbi durmuştu...

Zorbey ölebilirdi!

Çığlıklar atmak istesem de yapamadım... Lale hızla beni tuttu. Başım çok dönüyordu, iyi hissetmiyordum.

"K-Kalbi durdu, ölecekti..." Dehşetle fısıldadım. "Durumu çok mu ciddi?" Boğazımdan büyük bir hıçkırık koptu. "Ö-Ölecek mi? Kalbi yeniden durabilir mi?"

Ona bir şey olursa ben ne yapardım? İçerde canıyla savaş veriyordu. Keşke gidip ona sarılabilseydim, buradayım diyebilseydim...

"Kesin bir şey söyleyemeyiz. Böyle bir ihtimal var. Dediğim gibi gözetim altında olacak. Her riske karşı anında müdahale etmemiz gerekebilir. Elimizden geleni yapacağız. Çok geçmiş olsun."

Yanımızdan ayrıldı.

Büyük bir çığlık attım.

Kendimi öylece yere bıraktım. Bacaklarım beni taşıyacak güçte değildi. Kalbime bir ağrı saplandı.

"Sakin ol, Bige sakin ol kızım!"

Sevil de ağlıyordu...

"A-Abim..." Lale'nin yeniden gözyaşları akmaya başladı. "Abim! Abim benim!" Hızla kapıya koşacaktı ki bir hemşire onu durdurdu.

"İçeriye giremezsiniz! Yoğun bakıma girmek yasak! Lütfen oturun."

"Abim ölüyor benim!" Lale hızla volta atmaya başladı. "Biz barışmadık daha! Sarılmadık bile! Abim gidemez! Abim!"

Sevmek Bana YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin