BİGE MARALOlanların şokunu atlatamadan yeniden boynuna sarıldım. Gözyaşlarım usulca yanağımdan süzülüyordu.
"Sana bir şey oldu sandım..." Başımı iki yana salladım. "Sen deli misin be adam?" Zorbey'in saçımı öptüğünü hissettim.
Yavaşça geri çekildim.
Zorbey gözyaşlarımı sildi.
"Evlilik teklifi ettim. Neden ağlıyorsun? İyiyim ben! Söyledim işte her şeyi!"
"Böyle evlilik teklifi mi olur? Çok düşündün mü bunu?" Diye kızdım. "Ödüm patladı benim!" Durdu.
Derin bir nefes aldı.
"Yarına güzel bir restoran kapattım ama dayanamadım. Cevabını merak ettiğim için şimdi edeyim dedim. Dayanamadım, üzgünüm."
Planı yarın bana evlilik teklifi etmekti demek... Tam bir öküzdü gerçekten!
Zorbey aniden uzanıp yanağıma uzun bir öpücük kondurdu.
"Cevabın ne?" Dudağımın kenarını öptü. "Evli kalacak mısın benimle?" Sabırsız görünüyordu.
Kalbim yeniden hızla çarptı. Elimdeki yüzüğe şaşkınlıkla baktım. Sokağın lambası odamızı aydınlatıyordu. Uzanıp gece lambasını yakmak istediğimde Zorbey aniden göğüslerimi tuttu.
"Zorbey!"
"Memelerin ağzıma giriyordu."
Elini göğüslerimden uzaklaştırdım. Aceleyle lambayı açtım. Şimdi yüzünü net olarak görebiliyordum.
"Romantik anımızı mahvettin." Dedim alayla.
Beni belimden yakalayıp kendine çekti.
"Romantik olamıyorum." Diye homurdandı. "İstiyorsan denerim tabii." Beni kucağına çektiğinde kaçacak yerim kalmadı.
Elimdeki kocaman taşı olan yüzüğe baktım.
"Çok güzelmiş. Özel tasarım gibi." Ona döndüm. "Gerek yoktu." Göz devirdi.
"Kıç kadar taşla mı evlilik teklifi edecektim? Senin parmaklarına yakışması gerekiyordu güzelim."
Dudaklarımda sıcak bir tebessüm belirdi.
Kalp atış hızım normale dönüyordu. Korkum geçerken yavaşça ona sarıldım. Beni altına çektiğinde gözlerine baktım.
"İstediğin gibi bir evlilik teklifi ederim. Restoran klişe olur dersen onu iptal edip başka bir şey ayarlarım. Lale'ye sorarım." Elimi öptü. "Teklifime cevabın ne?" Diye sordu.
Kararsızca bekledim.
Zorbey'e çok aşık olduğumu kabul ediyordum. Ne kadar kötü bir adam olsa da ona aşık olmuştum.
Bana yaptığı her kötülük aklıma geldikçe kendimi kötü hissediyordum. Çaresizce elimi yüzüne götürdüm.
"Bir şartla kabul ederim."
Kaşları çatıldı.
"Şart?" Dedi sorarcasına.
Yeşilleri hemen sertleşti.
"Eğer bir gün senden büyük bir sır sakladığımı öğrenirsen bana hiç kızmayacaksın." Dedim net bir sesle. "İhanetin büyüklüğü ne olursa olsun aramızı bozmayacaksın. Bana sesini bile yükseltmeden affedeceksin."
Zorbey duraksadı. Yavaşça üstümden kalktı. Bedeni gerildi. O an pişman olup kaçmak istesem de bundan vazgeçtim.
"Ne saklıyorsun Bige?" Sesi kızgındı. "Benden ne saklıyorsun? Ne seni korkutuyor? Ulan ne ihaneti?" Beni kendine çekti. "Biri mi seni korkutuyor? Söyle bebeğim, korkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Bana Yasak
RomanceEllerimi ve gözlerimi bağlamışlardı. Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir ses yoktu. Ülkeme gelir gelmez tam arabama binecektim ki bir el arkamdan boynuma sarılmıştı. Kendime geldiğimde gözlerim kapalı bir hâlde öylece oturduğumu anla...