0.5

355 233 180
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Her şey bir anlık hatayı kabul etmekle başlar.

***

Geçirdiğim en huzursuz geceydi veyahut sıradakileri henüz yaşamadığım için şu anlık zirve bugündeydi. Gözlerimi kaçıncı kez araladığımı bilmediğim güne, artık gün ışığı göz kapaklarıma sızmaya başladığı için başlama kararı almıştım. Olabildiğince sessiz bir şekilde yüzümü soğuk suyla buluşturup ayılmaya gayret gösterdim, öyle ya Devrim'in en azından tatil gününde uykusunu almasını istiyordum.

Odama geri döneceğim sırada Devrim'in çoktan uyandığını gördüm, bazen onun her zaman erken uyanan biri olduğunu unutuyordum. Benim aksine dinç gözüküyordu. Mutlulukla, ''Günaydın! Nasıl hissediyorsun kendini? Acıktıysan pastaneden bir şeyler alıp gelmemi ister misin?'' diye sordu.

''Günaydın, istersen ekmek arası bir şeyler hazırlayabilirim ya da poğaça tarzı şeyler istiyorsan alabiliriz.'' Henüz midem uyanmamış olsa da onun acıktığını biliyordum. Benim aksine oldukça düzenli bir hayatı vardı.

''Biraz dayanabilirim dersen Serhat aradı ve kahvaltı planı yapmış bizimkiler. Sana sormadan yanıt vermek istemedim. Katılmak ister misin?'' dediğinde yanına oturdum. Aslında evden çıkma isteğim fazla yoktu ama onunla anı biriktirmek adına bu fikre olumlu baktım.

''Olur, hazırlanalım o zaman.'' Dediğimde saçlarıma uzanıp yavaşça parmağına doladı. Bu hareketi beni mayıştırdığında bir şey söylemeden onu izledim.

Bir süre benim yaptığım gibi beni izlemeye devam etti ve en sonunda, ''Uyandığımda ilk seni göreceğimi biliyor olmak daha mutlu uyanmamı sağlıyor.'' Dedi ve saçımı serbest bıraktı. ''Gecenin geri kalanında rahat uyuyabildin mi?'' diye sorduğu zaman konuyu aniden değiştirmesi beni afallatmıştı.

''Çok değil, birkaç gecedir böyle kötü rüyalar görüyorum. Aslında çoğunu hatırlamıyorum bile uyandığım zaman ama sanki her bir anını kalbimin en derinliklerinde saklıyorum ve bu inanılmaz kötü hissettiriyor bana.'' Dürüstçe ona içimi açtığında tekrar saçlarımla oynamaya başlamıştı.

''Kaza yüzünden mi böyle oldu acaba? İstersen Reyhan'a danışalım, psikolojik bir şeyse yardım edebilir.'' Diye bir fikir sundu.

İçimi kaplayan huzursuzluk ile kıpırdandım, kafamın içinde gezinen tilkiler sanki rahatsız olmuşlardı. Derin bir nefes almayı denedim fakat yüreğimin tam ortasına yerleşen büyükçe bir taş buna izin vermedi.

''Onu dinleme Meyra, o senin iyiliğini düşünecek şeyler yapmıyor.'' Kendimi toparlamaya çalıştığımda tekrar aynı sesi duydum. ''Neden hemen Reyhan'ıı söyledi sanıyorsun, neden başka biri değil? Seni kandırabilmek için iş birliği yapıyorlar.''

''Hayır!'' dediğimde sesimin yükseldiğini sonradan fark edip, ''Yani, arkadaş olduğumuz için etik olmaz bunu yapması. Hem zaten sadece rüyadan ibaret...'' Diyerek konuyu kapattım. Ardından hızlı bir şekilde hazırlandım, evden çıktığımızda Devrim'in üstünü değiştirmesi için onun evine uğradık. Çok vakit kaybetmeden arkadaşlarımızın olduğu mekana geçtik. Her zamanki gibi deniz kenarında bir kahvaltı mekanı seçmişlerdi, Antalya'da en sevdiğim konum deniz kenarı olabilirdi. Falezlerin etrafında yürüyüş yapmayı her zaman çok sevmiştim.

On Yedi - Otuz YediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin