Ve tarih, er ya da geç tekerrür eder.
***
Bir gerginlik Otuz Yedi'nin tüm vücudunu esir almıştı, son derece tedirgindi. Dün ki kötü halimizi gören Ecevit'e karşı kendini rezil olmuş hissediyordu ve ben onu rahatlatmak için hiçbir şey yapamıyordum. Ona göre Ecevit onun hiçbir kötü anına tanık olmamalıydı veyahut güçsüz hissettiği hiçbir anda ondan destek almamalıydı. Bu onu öldürmez, süründürürdü. Tüm hayatı boyunca onun varlığına ihtiyaç duyardı çünkü.
İş yerine gitmek için hazırlanmış ve çoktan Kaleiçi'ne gelmiştim. İş saatinden erken çıkmıştım evden, çünkü bu gerginliği yürüyüş yaparak atabileceğimi düşünüyordum. Pek başarılı olduğum söylenemezdi ama yine de denemeye değerdi.
''Oraya gitmek istemiyorum, bana bakışlarını hissetmek istemiyorum. Dün On Yedi'nin izlerine kadar gördü ve bizim ergen bir aptal olduğumuzu düşünüyor. ''diye söylendi. Aynı zamanda etrafımızda tur atmaya devam ediyordu. On Yedi ile onun bu tur atmaları başımızı döndürüyordu.
''Ama sana gülümsedi! Üstelik senin kötü haline yardımcı olmak için çabaladı. ''dedi On Yedi. Ona göre bu durumda hiçbir sorun yoktu.
''Evet Otuz Yedi, o hatırlamıyordur büyük ihtimalle bu dediklerini. ''diyerek onu rahatlatmaya çalıştım.
''Hatırlamıyordur, çünkü onun için gelip geçen herhangi bir elemandan biriyiz. ''diye iç çekti.
Tabii ardından On Yedi ile yanlış düşündüğünü söylemek için yarışa girdik adeta. En sonunda On Yedi kendine göre harika bir fikirle konuştu. ''Bu gerginliği atmanın harika bir yolu var! ''
Ona ne olduğunu sorduğumuzda, ''Birer shot içiyoruz hemen! ''diye yanıt verdi.
Otuz Yedi buna şiddetle karşı çıkıyordu ve günah olduğunu söylüyordu ama On Yedi ikimizi de bir bara doğru sürükledi. Otuz Yedi böyle bir mekanda oturmak bile istemezken önümüze gelen shotlarla bakışıyorken bulduk kendimizi. On Yedi içmeye çok hevesliydi ama önce Otuz Yedi'yi içirmek için mücadele etmeye karar verdi. Onların bu tatlı kavgasını gülerek izliyordum. Eh tabi, ben de bir shot içmiştim onların yanında. Biraz kaslarımın rahatlaması sıkıntı çıkarmazdı.
Nihayet Otuz Yedi bir shot içtiğinde On Yedi eline kendi bardağını aldı ve aynı hızla midesine doğru yuvarladı, acı sıvıyı. Bakışları bir yeri bulduğunda yüzünün donakaldığını görebiliyordum. Baktığı yere baktığımda ise günlerdir ve hatta haftalardır haber alamadığımız kişiyi görmüş oldum, Batuhan'ı. On Yedi'nin mutlu olması gerektiğini düşünürken Batuhan'ın yanı başında gördüğümüz kız bu düşüncemi yitirmeme sebep olmuştu. Batuhan kızın omuzlarına kolunu atmıştı ve kulağına eğilerek bir şeyler fısıldıyordu. Oldukça yakınlardı ve kızın gözlerinin uğradığı mekanın Batuhan'ın dudakları olduğunu görebilecek kadar kafamız yerindeydi.
O an bir şey oldu, On Yedi'nin içinde bir yerlerde önce bir yer kırıldı. Evet, evet kırıldığını netçe hissetmiştim. Sevdiği adamın kollarında başkasını görmek onun içinin parçalanmasına sebep olmuştu. Ondan haber alamadığı her gün, bir öncekinden daha parçalanmış hissetsem de bu görüntü onu zerrelerine ayırmıştı. Tam o an birer shot daha söyledim ve On Yedi'nin önüne geçtim. Bir şey yapmasından korkuyordum.
''Gidip o o... 'nun saçını başını yolacağım! ''diye bağırdığında On Yedi'yi kolundan tuttum, bağırışını duyan birkaç kişi bana tuhaf gözlerle bakmıştı.
''Sakin ol, sakin ol. Hiçbir şey yapmayacağız. ''dediğimde kıza hakaretler etmeye devam ediyordu. Otuz Yedi onun diğer kolunu tutarak bana yardım etmeye çalışıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
On Yedi - Otuz Yedi
Misterio / SuspensoGördüğün, duyduğun ve hatta hissettiğin her şeyin gerçekliğinden nasıl emin olabilirsin? Her şey hatıralarında gizlidir, sen sadece anımsadıklarınla var olabilirsin bu hayatta. Peki ya hatırlayamadıkların? Meyra geçirdiği kazanın ardından hafızasın...