Gördüğün, duyduğun ve hatta hissettiğin her şeyin gerçekliğinden nasıl emin olabilirsin?
Her şey hatıralarında gizlidir, sen sadece anımsadıklarınla var olabilirsin bu hayatta. Peki ya hatırlayamadıkların? Meyra geçirdiği kazanın ardından hafızasın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kitap karakterlerini yapay zekayla tasarladım dostlarım, diğer karakterleri görmek isterseniz ilk bölümlere bakabilirsiniz. Karakterle ilgili olan bölümlerin başlarına ekledim fotoğrafları yani her bölüme kısaca bakarsanız hepsini göreceksiniz. Nasıl olmuş, yorum yapmayı unutmayın!
***
Her bakışımda söyleyemediklerim gömülü.
***
Ne kadar zaman On Yedi ona sarıldı, bilmiyordum ama bizi ayıran şey bir mesaj sesi olmuştu. Ondan yavaşça ayrıldığımda sırtıma sardığı ellerini çekti. Aslında içten içe ona bakmak istiyordum ama utancım daha ağır basıyordu.
Ne tuhaftı, sanki sarılınca insanın hiç görmediği bir tarafı ortaya çıkıyordu. En son ne zaman böyle uzunca birine sarılmıştım, hatırlamıyordum. Bana iyi geldiğini itiraf etmem gerekiyordu sanırım.
''Sana söylediğim şeyleri daha erken yapsaydın belki de bu kadar kötü olmazdık. ''dedi On Yedi.
Otuz Yedi ise hala bizimle konuşmuyordu. Bir başkasının tenine dokunmak onun gözünde yasaktı, bunu asla yapmamalıydım. Kendini korumak istiyordu, bunu anlıyordum. Hatalardan, günahlardan ve gelebilecek tüm zararlardan...
Çantamda olan telefonu elime aldığımda ekranı açmam bir oldu. Mesaj atan kişinin adını görünce istemeden duraksadım, kalbim tüm vücudumu uyuşturmak adına atışlarını hızlandırmıştı. Birkaç derin nefes almaya çalışarak kendime gelmeye çalıştım.
Batuhan gerginliğimi anlamışçasına, ''Bir şey mi oldu? Kim yazmış? ''diye sordu.
''Devrim mesaj atmış. ''dedim ve sustum. Bakışlarındaki soru işareti beni bir çıkmaza sürüklemeye yetmişti. Açıklama mı yapmalıydım yoksa sormasını mı beklemeliydim? Ondan gözlerimi kaçırdım ve mesaja odaklandım.
Devrim: Meyra, görüşebilir miyiz?
Anlaşılan dün konuştuklarımızdan sonra cesaretini yeni toplayabilmişti. Benimle ne konuşacaktı, daha doğrusu ne duymak istiyordum ondan? Oturup her şeyi konuştuğumuzda ne değişecekti ki? Tekrar eskisi gibi olmayı mı bekliyordu?
''Anlaşılan tekrar konuşmaya başladınız. ''diyerek sessizliği bozdu Batuhan.
''Bu çocuğu tekrar üzersen yemin ederim tüm kemiklerim kırılana kadar kendimi yerden yere atarım. ''dedi On Yedi. Otuz Yedi ise ona saçmalamaması gerektiğini söyledi.
''Hayır. ''dedim ama bu sözcük onun için yeterli değildi elbette. Bu yüzden telefonu kapatıp tamamen ona döndüm. Ona bir açıklama borçluydum.
''Dün önce mesaj attı, nasıl olduğumu sormak için. Ardından telefonda konuştuk, şimdi de görüşmek istiyor. ''diyerek konuyu özetledim.
Yüzünde hiçbir ifade olmaksızın, ''Görüşmeyi istiyor musun peki? ''diye sordu.