1.5

212 166 37
                                    

Bazı anlar yaşanmaz, bazı hayaller söylenmez ve bazı ölüler gömülmez.

***

Karar alırken ne kadar sorgularsınız veyahut aldığınız kararların ne kadarını tamamen isteklerinize göre karar verirsiniz? Her yönünü nasıl düşünür insan, atladığı bir şey olamaz mı bu hayatta? İşte tam buydu benim meselem, atladığım her olay ayaklarıma tutunuyordu. İlmek ilmek bedenime tırmanırlarken ben sadece ileriye bakıyordum.

Oysa geçmiş geçip giden bir şey değildi, peşinden gelirdi. Sen ne kadar görmezsen o kadar boğulurdun onun suyunda, o kadar dibe çekerdi seni.

Bunu görmek için henüz çok gençtim, gençtik.

Kampüsün Meltem kapısına yaklaşırken doğru yapıp yapmadığımı son kez kontrol ettim. Reyhan mesajıma kısa sürede geri dönüş yapmıştı ve buluşma teklifimi kabul etmişti. Öylesine acele bir karar almıştım ki onun ağzından nasıl laf alabileceğimi düşünmemiştim ama öğrenmeliydim, zira ortada yolunda gitmeyen daha doğrusu bana söylenmeyen çok fazla şey vardı. Devrim her sorumu büyük bir ustalıkla değiştiriyordu. Ondan şüphe etmek istemiyordum ancak içime bir damla şüphe düşmüşken nasıl onu akıtabilirdim damarlarımdan, gerçeği öğrenmeden?

Meltem Kapısına gelince Reyhan'ı aradım, çok bekletmeden açtı. Ona geldiğimi söylediğimde kampüsten çıkmakta olduğunu söyledi. Yanıma gelmesini bekledim ve geldiğinde selamlaşıp otobüs durağına yürümeye başladık.

''Diğerleri yok mu? Sen yazdığında toplu olarak görüşeceğiz diye düşünmüştüm ben. '' dedi karşıdan karşıya geçerken.

''Aslında diğerlerini de çağırmak için mesaj attım ama hepsinin ayrı ayrı işleri vardı. Ben de ikimiz çıkarız diye düşündüm. '' deyip durumu toparladım. Bu konuda kızları haberdar etmeyi aklıma not aldım.

''İyi düşünmüşsün, ben de çarşıyı dolanmak istiyordum biraz. ''dediğinde aramızda ufak bir sessizlik oldu. Toplu olarak buluştuğumuz son zamanlarda onun üstüne çok fazla gittiğimi biliyordum ve muhtemelen bu gerginliklerin ardından neden benim buluşma planladığımı bilmiyordu.

''Önce yemek yeriz diye düşündüm, aç olduğunu tahmin ediyorum? '' diye sorarcasına konuştuğumda beni onayladı.

''Tüm ders boyunca bu anı bekledim Meyra, bir an karın gurultumu sınıf duyacak diye çok gerildim. Derslerimiz çok uzun sürüyor ve çoğu hoca blok yapıyor. Atıştıracak vaktim pek olmuyor. '' dediği sırada otobüs durağına gelmiştik. Uygulamadan baktığımda otobüsün gelmesine birkaç dakika kalmıştı.

''Ne yemek istersin? Ona göre Mark Antalya'ya da gidebiliriz? '' diye sordu.

''Avm yerine Kaleiçinde yiyebiliriz bence. Ne zamandır Çıtır Balık'a gitmemiştik. Balık ekmek yiyebiliriz istersen. '' dediğimde gözlerinden canının çektiğini anlamıştım.

Otobüs geldiği zaman bindik ve Antalya halkıyla içli dışlı bir yolculuğun ardından Kaleiçi'ne varmıştık. Beraber yürümeye başladık, sessizdi, bense sohbet edecek konular bulmaya çalışıyordum. Biraz yakın davranarak aramızdaki gerginliği atmak istiyordum. Hadrian Kapısının yanından geçip Çıtı Balık'a doğru ilerlemeye başladık.

''Vizelerinin tarihi belli oldu mu? ''diye bir soru sordum.

''Evet, iki haftaya başlıyor. Sen neler yapıyorsun, ders çalışmaya başladın mı? '' dediğinde iç çektim.

''Henüz başlamadım, ne zaman başlarım bilmiyorum. Her şey çok karışık geliyor bazen, belki unuttuklarımı hatırlıyor olsaydım böyle hissetmezdim. '' dedim ve mekanda biraz sıra olduğu için sırada beklemeye koyulduk.

On Yedi - Otuz YediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin