2.8

99 91 5
                                    

Gözlerimden yaş akmıyordu ama ben ağlıyordum.

***

''Kahve içersin değil mi? '' diye sordum.

''Zahmet etme istersen. ''dese de yerimden kalkıp mutfağa doğru ilerlemiştim bile.

''Sade içiyordun diye hatırlıyorum? ''diyerek sorarcasına konuştum.

Oturduğu yerden kalkıp benimle mutfağa geldiğinde ''Evet. '' diyerek yanıtladı sorumu.

''Sen otur canım, mutfak soğuk oluyor. ''dediğimde omuz silkerek salona geri döndü. Bense cezveyi çıkarıp kahve yapmaya koyuldum. Bir yandan da durum değerlendirmesi yapıyordum.

Asya'yla yemek bitimine kadar başka önemli bir şey konuşmamıştık ama aklımda fazlaca soru işareti bırakmıştı. O gün yapayalnız bırakılmıştım ve nedense kavga sebebini söyleyen yoktu. Üstelik kavgayı kiminle yaptığım veyahut edilen kavgada muhatap olan kişi ben miydim, o da meçhuldü.

''Kendimiz her şeyi öğreneceğiz Meyra. ''dedi Otuz Yedi, beni desteklediğini hissediyordum.

''Her şeyi unuttuysan o günü öğrenmenin sana ne faydası olacak ki? ''diye sordu On Yedi. Anlaşılan o bizimle aynı fikirde değildi.

Ben yanıt veremeden Otuz Yedi, On Yedi'ye, ''Unutulanlar hatırlanmak için vardır. ''dedi.

''Bence unutulanlar, geride bırakmak içindir. ''diyerek On Yedi fikrini savundu.

''Belki benden köşe bucak saklanmasaydı bu gerçek, peşine bu kadar istekli düşmezdim. ''diye mırıldandım.

''O senin geçmişin Meyra, elbette neler yaşadın bilmelisin. Bu süreçte kimseye güvenmemelisin. '' dedi Otuz Yedi.

''Geçmişi geçmişte bırakmak da bir seçenek... ''dedi bu kez On Yedi.

''Her şey o evde başladıysa önceliğim o ev olmalı. ''dedim ben de, bir yandan dolaptan fincanları çıkarıyordum.

''Kiminle konuşuyorsun sen? ''diye bir ses duyduğumda irkildim, az kalsın elimdeki bardakları düşürecektim ama neyse ki durumu Otuz Yedi toparlamıştı.

Ve o an gözlerimin önüne birkaç saniyede olup biten bir hatıra canlandı.

Elime geçirdiğim lambayı odanın duvarına fırlatırken bağırmaya devam ediyordum.

''Bunu bana nasıl yaparsın! ''

Odaya girdiğimden beri belki de söylediğim tek şey bu olmuştu. Aslında konuşmak yerine sadece parçalamak istiyordum her şeyi. Bu odayı, karşımdaki aşağılık insanları ve sonra da bu evi... Ben bunu hak edecek ne yapmıştım ki? Sevmiştim sadece, yaptığım tek şey bu olmuştu. Oysa hala devam ediyordu beni yaralamaya, üstelik nereden yara aldığımı bildiği halde devam ediyordu.

Bir şeyler söylediğini duyuyor ancak anlamayı reddediyordum. Elime geçen alkol şişesini bu kez odadaki masaya vurup kırdığımda bağırmaya devam ediyordum. ''Bunu bana nasıl yaparsın? Bana nasıl aynı şeyleri yaşatırsın? ''

Elimdeki kırık cam şişesini ona doğru tutarak ettiğim hakaretlerden kızarana kadar dik duruşumu bozmamıştım. Bu onun hatasıydı işte, benim değil ki! Sadece bir aptal gibi inanmıştım ona, güvenmeyi seçmiştim.

''Meyra, sakin ol! ''diye bağırdı bana. Neden sakin olacaktım ki? Beni ne durdurabilirdi artık?

''Kime bağırıyorsun bu kadar, kiminle konuşuyorsun Meyra? ''diyerek içeri Asya girdiğinde ona döndüm.

On Yedi - Otuz YediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin